TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, anadilde savunma yapılmasına ve hükümlülerin cezaevinde eşleriyle görüşmesine imkan tanıyan Ceza Muhakemesi Kanunu İle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nı, tali komisyon olarak görüşüyor. Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün, tasarının, uzun yıllardır ülke gündemini meşgul eden önemli bir konuda değişiklik içerdiğini belirterek, "Bu demokrasi açısında çok önemli" dedi. Daha sonra söze alan Ergin, tasarıyla yapılan değişikliği, sadece anadilde savunma diye açıklamanın yeterli olmadığını, tasarıda anadil kavramından daha geniş bir tanımlama olduğunu söyledi. Avrupa'nın değişik ülkelerinde üçüncü nesil olan Türklerin bulunduğunu dile getiren Ergin, "Bunların ana dili Türkçe ama Türkçe'yi iyi kullanamıyorlar. Bu kişiler, 'senin ana dilin Türkçe' diye Türkçe'de savunma yapmaya zorlanırsa kendilerini iyi savunamazlar. Bu nedenle 'kendisini daha iyi ifade edebileceği dil' tanımlaması özellikle seçilmiştir ve bu anadil kavramından daha geniştir" dedi. Ergin, bazılarının, anadilleri Kürtçe olmasına rağmen, kendisini anadilinde savunabilecek şekilde Kürtçe'ye hakim olmadığını kaydetti. Anayasa gereği yargılama dilinin Türkçe olduğunu ifade eden Ergin, kişiye, iddianamenin okunması ve esas hakkındaki mütalaanın verilmesinden sonra, kendisini hangi dilde daha rahat ifade edebilecekse o dilde savunmasını yapma imkanı tanındığını bildirdi. Ergin, düzenlemeyle, Türkçe bilmesine rağmen kendisini başka bir dilde daha iyi savunabileceğini söyleyen kişiye bu imkanın tanındığını belirtti. Sadullah Ergin, tercümanın ilgili kişi tarafından mahkemede bulundurulacağını ve masrafın da o kişi tarafından karşılanacağını söyledi.


"Hükümlü ve tutuklular için ödül mekanizması"

Türkiye'de yaklaşık 130 bin hükümlü ve tutuklu ve bunların 40 bininin evli olduğunu belirten Ergin, "40 bin kişinin eşiyle görüşmesi uygulaması mevzuatta yoktu. Hükümlü ve tutuklular için ödül mekanizması var, bu düzenleme içerisinde bu öngörülüyor. Bu bir hak olarak değil, cezaevi kuralarına uyum gösterenler açısından, idarenin ödül statüsü çerçevesinde kullandırılacak. Görüşmenin 3 ayda bir yaptırılması öngörülüyor, ancak fiziki altyapının iyileştirilmesi halinde, görüşme daha kısa sürelerde de yapılabilir" dedi. Adalet Bakanı Ergin, tasarıyla çocuk hükümlülere, anne ve babasıyla en geç 2 ayda bir birlikte kalabilme imkanı getirildiğini söyledi. 
Hasta hükümlü ve tutukluların, infaz ertelenmesinden yararlanabilmesi için hayati tehlikelerinin olması şartı olduğunu ifade eden Ergin, "Cezavinde hasta olanlardan, hayatını yalnız idare ettiremeyecek durumda olanların cezalarının infazının ertelenmesine ilişkin imkan getiriliyor. Bu kapsama girebileceğini düşündüğümüz 310 hükümlü ve tutuklu var. Bunları bir kısmı biberonla besleniyorlar" diye konuştu.

"Geceyi evinde geçirebilecek"

Bakan Ergin, akrabasının cenazesine katılmak için verilen izinlerdeki kısıtlamaları kaldırdıklarını belirterek, izinli çıkan kişinin, geceyi öncelikle evinde ya da taziyeye gittiği akrabasının evinde kalması, orası güvenli değilse  güvenli görülecek bir yerde, en sonunda ise cezaevinde kalmasına imkan veren düzenleme yaptıklarını kaydetti. Ergin, kişinin nerede kalacağı yönündeki takdiri o ilin valisine bıraktıklarını anlattı. Mevcut durumda, hükmü kesinleşen kişinin infazının 6 aylık bir süre için ertelenebilmesi imkanı olduğunu dile getiren Ergin, tasarıyla bu 6 aylık süreyi 2 yıla çıkardıklarını söyledi. Ergin, çiftçilere verilen, "tarımsal faaliyetleri nedeniyle infazını erteleme" hakkının, beyaz eşya dükkanı sahibi kişilere de tanınacağını söyledi. Ergin, kişinin kapalı cezavinden açık cezaevine, yanında refakatçi olmadan gidebilmesi imkanı getirildiğini bildirdi. MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Ergin'e, "terör suçlularının da eşleri ile görüşme imkanından yaralanıp yararlanamayacağını" sordu. Sadullah Ergin de bu haktan yararlanmak için, cezaevinde iyi halli olma şartının yeterli olacağını söyledi.

"Bu ülkenin bölündüğünü kabul edelim"

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Türkiye'nin her rengine saygılarının olduğunu söyledi. "Tasarı, hukuk tekniği ve yasa yapma tekniği açısında sakat bir metin" diyen Tarhan, tasarının birleştirici etki ve sonuç yaratmadığını, topluma güven vermediğini, moral ve umut aşılamaktan öte bölücü ve ayrıştırıcı bir dil kullandığını iddia etti. Türkiye'de ceberut bir yargı sistemi olduğunu ileri süren Tarhan, "Gerilimden ve kamplaşmadan nemalanan siyasetten vazgeçilmeli" dedi. Tarhan, "Bu ülke bölündü, bölündüğünü kabul edelim. Ama 'zengin yoksul' diye, 'bizden ve onlardan' diye bölünmedi, fiziki olarak bölünmeye başladı. Bir yandan 'idam' diye meydanları galeyana getiriyorlar, bir yandan da terörle pazarlık yapıyorlar. Seçim kazanmak için PKK ile işbirliği yaparlar, yine seçim kazanmak için idamı kullanırlar. Bugün olanların sorumlusu AKP iktidarı ve onun politik yargısıdır" diye konuştu. BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, açlık grevlerinin nedenlerinden birisinin de ana dilde savunma hakkı olduğunu söyledi. Tutuklu ya da hükümlüye, "parasını ödeyerek tercüman getirin" demenin insan onurunu rencide edici bir durum olduğunu iddia eden Kaplan, "Bu ticari mantığı tasarıdan çıkaralım" dedi.

Kaplan ile Eronat tartıştı

Kaplan, konuşması sırasında kendisine laf atan AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat ile tartıştı. Eronat'ın, "Irkçılık yapıyor. Hırsız, milletin oyunu, iradesini çalıyorsunuz, baskı yapıyorsunuz" sözlerine Kaplan, "Sen konuşma. Milletin iradesi seni göndermedi buraya" iddiasında bulundu.
AK Parti milletvekilleri Kaplan'a, "bağırmadan konuş" diyerek tepki gösterdi.

"Acaba kendisi hangi partinin yargıcıydı?"

AK Parti Ordu Milletvekili İhsan Şener, CHP'li Tarhan'ın her sözüne, "AKP'nin yargısı" diyerek başladığını söyledi. "Acaba kendisi hangi partinin yargıcıydı?" diye soran Şener, CHP'nin bu önyargıdan kurtulması gerektiğini belirtti. Şener, "Kaplan 'değişiklik Başbakan'ın iki dudağı arasında' dedi. Cezavlerinde onları ölüme sürüklemek acaba sizin iki dudağınızın arasında değil mi?" diye sordu. BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ise ordunun boşalttığı yeri yargıçların doldurduğunu savunarak, "Türkiye'de yargıçların diktatörlüğü son bulacak" dedi.  Komisyon, verilen aranın ardından tasarıyı görüşmeye devam edecek.