SERAP YAZICI

Prof. Dr. İstanbul Bilgi Ü. Hukuk Fak.

12 Eylül halkoylamasına kısa bir süre kaldığı halde, siyasi partilerin bu halkoylamasına yönelik kampanyaları, büyük ölçüde seçim kampanyaları gibi cereyan etmektedir. Gerçekten parti liderleri, miting meydanlarında halkın iradesine sunulan anayasa değişikliği paketinin tanıtımını yapmaktan çok, karşılıklı söz düellolarını tercih etmektedir.

Halk iradesinin tecellisi

Bu nedenle, halkın genişçe bir kesiminin, hatta eğitim düzeyi yüksek olanların dahi değişiklik metninin ne içerdiği konusunda bilgi sahibi olmadığı anlaşılmaktadır. Halk iradesinin tecelli edeceği 12 Eylül öncesinde, bu metnin içerdiği yenilikleri bir kez daha vurgulamakta yarar vardır.

Değişiklik metni, 26 maddeden oluşmaktadır. Bu maddeler:

1. Vatandaşlara yeni bazı haklar tanımakta, 2. Mevcut anayasal hakların alanını genişletmekte, 3. Tüm anayasal hakları daha güçlü güvencelerle koruyacak mekanizmalar getirmekte, 4. Hukuk devleti güvencelerini güçlendirmekte, 5. Anayasa Mahkemesi ve HSYK’yı demokratik dünyadaki emsallerine yaklaştıracak biçimde yeniden yapılandırmakta, 6. Askeri yargının yetki alanını sınırlamaktadır.

Bu yazıda değişiklik paketinin temel haklar alanında yarattığı yeniliklere değinilecek, diğer yenilikler ise izleyen günlerde ele alınacaktır.

Paket, anayasaya bazı yeni haklar eklemektedir. Bunlar; kişisel verilerin korunması, çocuk hakları, kamu çalışanlarına toplu iş sözleşmesi hakkının tanınmasıdır.

Kişisel verileri koruma

Kişisel verilerin korunması: Bir bireyin hayatı boyunca, kişisel verilerinin kaydedilmesine yol açan pek çok eylem ve işlem yaptığı, kendi iradesi dışında da kişisel verilerinin çeşitli vesilelerle kaydedildiği bilinmektedir. İçinde yaşadığımız teknoloji çağında, bu tür verilerin kaydedilmesini sağlayan nedenler ve araçlar hızla artmıştır.

Bu nedenle her bireyin kişisel verileri pek çok kaynakta mevcut bulunmaktadır. Üstelik bu verilere bireyin rızası dışında erişim imkanları da mevcuttur. Bu ise, her bireyin pek çok hakkını gerek kamu otoritesi, gerekse üçüncü kişiler karşısında korumasız bırakmaktadır. Bu nedenle, kişisel verilerin korunması hakkı, teknolojik şartların dayattığı bir zorunluluktur. Nitekim insan hakları alanındaki gelişmeler, bu hakkın vatandaşlara özel olarak tanınması ve korunması gerektiğini göstermektedir.

Bilgi edinme hakkı

Bilgi edinme hakkının tanınması: Bu hak, vatandaşların kamu yönetiminin işleyişi hakkında ihtiyaç duydukları bilgiye ulaşmalarını sağlayan, böylece kamu yönetiminin şeffaflığını teşvik eden bir haktır. Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde tanınmış olan bilgi edinme hakkı, değişiklik paketiyle anayasal bir hak statüsüne kavuşmakta, böylece daha da güçlenmektedir. Diğer bir deyişle, parlamento, hükümet ve idari makamlar bundan böyle vatandaşların bilgi edinme hakkını kısıtlayacak bir tasarrufta bulunamayacaktır.  

Anayasanın 84. maddesi, bir siyasi partinin kapatılmasına, eylem ve sözleriyle sebep olan milletvekillerinin, milletvekilliği statülerinin düşeceğini öngörmektedir. Anayasa değişikliği, siyasi partilerin kapatılmasının hukuki sonuçlarından biri olan bu hükmü ilga etmektedir. Öte yandan parti kapatma yaptırımının diğer fer’i sonucu olan 5 yıllık siyaset yasağını 3 yıla indirmektedir. 

Her çocuk haklarıyla doğar: Gerek demokratik anayasalar, gerek insan haklarına ilişkin uluslararası belgeler, hakkın süjesini (kullanıcısını) ve onun özgül özelliklerini dikkate alan hak kategorileri yaratmaktadır. Bunlardan biri de çocuk haklarıdır. Üstelik Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası andlaşmalar da çocukları özel surette korumaktadır. Paket, bu maksatla “Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.

Çocuğun yüksek yararı

Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır” hükmüne yer vermiştir. Bu hüküm, bir yandan çocuklara genel bir koruma sağlarken, diğer yandan onlara, boşanma gibi istenmeyen nedenlerle aile birliğinin dağıldığı durumlarda, anne ve babalarıyla ruhsal ihtiyaçları ve kişilik gelişimlerinin gerektirdiği ölçüde görüşme ve birlikte olma hakkını bir anayasal hak olarak sunmaktadır. Değişiklik paketi çocukların istismarını önlemek konusunda devlete özel bir yükümlülük yükleyerek, çocukların istismar fiillerine karşı korunmalarında daha güvenceli bir sistem yaratmıştır. Elbette bu koruma tedbirlerinin nasıl alınacağı kanunlarla somutlaştırılacaktır. Bu yüzden anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesinden sonra, TBMM’nin somutlaştırıcı kanuni düzenlemeler yapması zorunludur.

Memurlar ve diğer kamu görevlilerine toplu iş sözleşmesi hakkı tanınmış, bu hakkın sağlayacağı yararlar emeklilere de teşmil edilmiştir: Bu hakkın tanınması, pozitif hukukumuz yönünden önemli bir yeniliği ifade etmektedir.

Seyahat hürriyetine daha güçlü bir koruma sağlanmıştır: Anayasanın 23. maddesi, “(s)eyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek (a)maçlarıyla kanunla sınırlanabilir” hükmüne yer vermektedir. Bu hükmün muğlak ifadesi karşısında, seyahat hürriyeti hakim kararı olmaksızın kolayca sınırlanabilmektedir. Paket, “(v)atandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir” hükmüne yer vermektedir.

Böylece seyahat hürriyeti, hakim kararı olmaksızın idari işlemler yoluyla sınırlanamayacaktır. Seyahat hürriyetine sağlanan bu güvence, bu hürriyet aracılığı ile yurtdışında kullanılacak olan eğitim ve öğretim hürriyeti, çalışma, sözleşme ve teşebbüs hürriyetine, tedavi maksatlı seyahatler bakımından sağlık hakkına dolaylı bir güvence sunacaktır.

Ayrım yapmama ödevi

Seçme ve seçilme hakkı güçlendirilmektedir: Anayasanın 84. maddesi, bir siyasi partinin kapatılmasına, eylem ve sözleriyle sebep olan milletvekillerinin, milletvekilliği statülerinin düşeceğini öngörmektedir. Bu hüküm, AİHM tarafından AİHS’nin 1 no’lu protokolüne aykırı bulunarak, Türkiye için defalarca tazminata hükmedilmiştir. Anayasa değişikliği, siyasi partilerin kapatılmasının hukuki sonuçlarından biri olan bu hükmü ilga etmektedir. Böylece, vatandaşların seçme ve seçilme hürriyetleri daha güçlü bir koruma bulacaktır. Öte yandan değişiklik paketi, parti kapatma yaptırımının diğer fer’i sonucu olan 5 yıllık siyaset yasağını 3 yıla indirmektedir.

Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için pozitif ayrımcılık kuralı: Paketin pozitif ayrımcılık kuralına yer vermesi, anayasal hakların güvencesini güçlendiren çok önemli bir yeniliktir. Anayasanın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesi, kanun koyucuya ve idari makamlara kişiler arasında din, dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, mezhep gibi nedenlerle ayrım yapmama ödevini yüklemektedir.

Eşitlik ilkesi güçleniyor

Eşitlik ilkesinin içerdiği bu ayrımcılık yasağı, kamu otoritesi karşısında bireylere sunulmuş önemli bir güvencedir. Ne var ki, kamu otoritesinin herkese mutlak bir eşitlik zihniyeti ile yaklaşması, toplum hayatının akışı içinde var olan bazı eşitsizliklerin derinleşmesine yol açmaktadır.

Bu nedenle insan hakları alanındaki gelişmeler, sosyal ve biyolojik sebepler nedeniyle, toplumun öteki kesimleri karşısında daha kırılgan olan kesimlerin özel olarak dikkate alınması yönünde duyarlılık yaratmıştır. Bu yüzden demokratik anayasalar ve uluslararası belgelerde kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engelliler lehine pozitif ayrımcılık yapılacağı esası benimsenmiştir. Anayasamızın 10. maddesinde 2004’te yapılan değişiklikle, kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını teşvik eden bir düzenleme kabul edilmiştir. Bu düzenleme, iki açıdan eksiktir. Birincisi, sadece kadınlardan söz etmekte, ilgili diğer grupları dışarıda bırakmaktadır.

İkincisi, 2004 değişikliği kadınlar için dahi gerçek bir pozitif ayrımcılık kuralı getirememiştir. Nitekim bu değişiklik TBMM’de görüşülürken, kadın örgütleri ve CHP Milletvekili Oya Araslı tarafından eleştirilmiştir. Araslı’ya göre: “Almanız gereken mesafe, olumlu ayırımcılık önlemlerini almayı da devletin bir yükümlülüğü haline getirmek ve bunların imtiyaz ve ayırım sayılmayacağını Anayasaya sokmaktır. (...) Bu metinde göz ardı edilen engelli arkadaşlarımız da var Türkiye’de. Zihinsel ve bedensel farklılık da bir ayırım nedeni sayılmamalıdır. Bu ilke de, bu anayasa değişikliğinde Anayasa metnine girmelidir”.

İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Nazan Moroğlu ise 2004 değişiklikleri sırasında, “eşitliğin sağlanması için alınacak geçici özel önlemler eşitliğe aykırılık oluşturmaz” hükmünün Anayasanın bu maddesine eklenmesi gerektiğini söylemiştir. 12 Eylül’de oylanacak olan paket ise, bu eleştirilere cevap verir niteliktedir. Üstelik paket, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gazileri de içine almaktadır. Paketin getirdiği diğer yeniliklere sonraki yazılarımız da değinilecektir.   

 [email protected]

 


Star