Diyarbakır Adliye Sarayı önünde toplanan avukatlar, ellerindeki pankartlarla yürümek istedi. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı bölgede polis ekipleri tarafından avukatların 'Gösteri ve yürüyüş' kanununa muhalefet etmeden valilik tarafından belirlenen güzergahta yürümeleri istendi. Avukatların polis ekipleri tarafından gösterilen güzergah yerine kendi istedikleri güzergahta yürümek istemesi zaman zaman tansiyonun yükselmesine neden oldu. Avukatlar adına polis müdürleriyle görüşen Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, cezaevinde tutuklu bulunan arkadaşları için yürümek istediklerini ve basın açıklaması yaptıktan sonra olaysız bir şekilde dağılacaklarını söyledi. Polis müdürleri de kendilerinin belirleyeceği güzergahın kullanılması durumunda hiçbir sorun yaşanmadan yürüyüşe izin verileceğini belirtti.


Diyarbakır, Bingöl, Muş, Tunceli, Elazığ, Bitlis, Van, Ağrı, Hakkari, Şırnak, Batman, Siirt, Mardin, Şanlıurfa, Gaziantep ve Adıyaman illerinin baro başkanları ile yönetim kurulu üyelerinden oluşan avukatlar adına Diyarbakır Adliye Sarayı önünde bir açıklama yapan Mehmet Emin Aktar, "Özellikle meslektaşlarımıza ve mesleğimize yönelik müdahalelere karşı çıkmak adına bugün yürüyoruz. E Tipi Cezaevi'ne yürüyoruz. Çünkü bizim asıl bulunmamız gereken yer adliye ama ne yazık ki bugün meslektaşlarımız cezaevinde. Onun için adliyeden, adalet beklediğimiz yerden meslektaşlarımızın bulunduğu yere Diyarbakır E Tipi Cezaevi'ne yürüyoruz. Biz toplumun savunma hakkının güvenceleri olan avukatlar olarak bunun güvenceye kavuşturulması adına yürüyeceğiz. Çünkü savunma mesleği mensupları olarak bizler olmazsak toplum savunmasız kalır, toplumun savunmasız kaldığı yerde de adaletten söz edilemez" dedi.

Diyarbakır Adliye Sarayı önünde yapılan kısa açıklamanın ardından her iki taraf yürüyecekleri güzergahlar için anlaşmaya vardı. Diyarbakır Adliye Sarayı önünde toplanan kalabalık grup, polis nezaretinde 5 kilometre yürüyerek Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi önüne kadar geldi. Kalabalık adına basın açıklamasını Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar yaptı.


Aktar, "Bugün Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi baroları olarak meslektaşlarımıza, mesleğimize ve özelde Kürtlere, genelde de toplumun tüm muhalif kesimlerine yönelik kamu makamlarının ve özellikle yargı mekanizmasının geliştirmiş olduğu otoriter ve ayrımcı tutumlara karşı talebimizi kamuoyu ile paylaşmak için buradayız. 22 Kasım 2011 tarihinde gerçekleştirilen operasyon neticesinde 15 farklı baroya mensup 36 meslektaşımız, sadece ve sadece avukatlık görevini yaptıkları için tutuklanmışlardır. Aradan 4.5 ay geçmesine rağmen hala bir mahkeme önüne çıkarılmamışlardır. Mesleğinin gereğini yaptıkları için tutuklanan meslektaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Öncelikli olarak 'yol temizliği' olarak adlandırılan iyileştirmeler yapılmasını ve engellerin kaldırılmasını, özel yetkili mahkemelerin de özel yargılama usulüne ilişkin kanun maddelerinin kaldırılmasını, uluslar arası sözleşmelerde de yer alan anadilde savunma hakkının mutlak suretle tanınmasını, mahkemelerde Kürtler başta olmak üzere, muhalif kesimlere yönelik ayrımcı tutumlara ve kararlara son verilmesini talep ediyoruz" şeklinde konuştu.

Açıklamanın ardından avukatlar cübbelerini çıkarıp olaysız bir şekilde dağıldı.



İHA