Yargılamalar ile ilgili önemli araştırmaları bulunan Naskali, yeni kitabı Anayasa Davası 1'de İstanbul Barosu'nun üyelerine Yassıada sanıklarının avukatlığını yasakladığını belirtiyor. Baskıların ardından kimi avukatların davadan çekildiğini de ifade ediyor.

27 Mayıs askeri müdahalesinin ardından Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes ile birlikte toplam 401 Demokrat Partili, vatana ihanet suçlaması ile darbe mahkemesinde yargılandı. Dava, hem idam kararları hem de sebep olduğu mağduriyetler ile halen tartışmaların odağında. Gerek tanıkların anlattıkları gerek yapılan araştırmalar o günlerde uygulanan sınırlamaları ve yasakları gözler önüne seriyor. Müdahaleyi gayet iyi hatırlayan dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın torunu Emine Gürsoy Naskali yeni kitabı Anayasa Davası 1'de Yassıada yargılamaları ile ilgili şunları kaydediyor:

"Yassıada avukatlarının bir bölümü sanık yakınlarıdır; zevcelerinin, babalarının, kardeşlerinin, amcalarının avukatlığını yapmışlardır. Yassıada mahkemelerine avukat bulma güçlüğü olmuştu. Yassıada mahkemeleri başlayacağı sırada İstanbul Barosu kendi barosuna kayıtlı avukatlara Yassıada avukatlığını yasaklamıştı. Aileler avukatların istedikleri ücretleri karşılayamayacağı için avukat tutmamışlardı. Yassıada avukatı olarak adı geçen kimi avukatlar avukatlık yapmaktan çekinmiş, müvekkil listesine adları yazılmış olmasına rağmen müvekkilliği kabul etmemişlerdi. Kimi avukatlar da 'sanıkları kabul etmemişti ve avukatlar çekilmek durumunda kalmışlardı. Avukat Seyfi Öztürk'ün ise Savcı yardımcılarından Fahrettin Öztürk'ün kardeşi olması sebebiyle, Başsavcının talebine binaen Avukatlık Kanunu'nun 6. Maddesine dayanarak müdafilikten ayrılması istenmişti. Kimi avukatlar CHP veya Milli Birlik Komitesi yandaşı kimselerdi, davayı ve müdafaaları yönlendirmekle görevliydiler. Kimi avukatlar çok sayıda müvekkilin avukatı olmuşlardı. Bunların bir bölümü avukatlar davalara düzenli gelirken bir bölümünün devamı sınırlı olmuştu."

Kitapta, Yassıada mahkemesinin ortaya attığı iddiaların ve kararların 27 Mayıs 1960 müdahalesini meşru kılmayı esas aldığı dile getiriliyor. Ayrıca, "Yassıada davalarının tümünün kararı Anayasayı İhlal Davası'na bağlanmış ve karar 15 Eylül 1961 günü açıklanmıştır. Böyle bir mahkemenin kurulmuş olması, mahkemenin seyri ve sonunda uygulanan idam ile sair cezalarla darbe rejimi halkın serbest seçimle iktidara getirdiği siyasi iradeye yaptırım uygulamıştır." deniliyor.



Cihan