NİZAM HUKUKÇULAR DERNEĞİ

AVUKATLIK KANUNU DEĞİŞİKLİĞİ ÇALIŞTAYI

SONUÇ BİLDİRGESİ

ADANA


1) Nizam Hukukçular Derneği tarafından organizasyonu yapılan Çalıştay, Dernek Merkezinde gerçekleştirildi ve toplam 4 oturum sonunda sona erdi.  “Avukatlık Mesleğinin Sorunları ve Yeni Avukatlık Yasası” üzerine müzakerelerin yapıldığı ilk iki oturuma Adana Barosu avukatları katıldı. Çalıştay’ın 3. ve 4. oturumuna, Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa ÇEKER de katıldı.

2) Çalıştay’da Avrupa Birliği’ne üye ülkelerdeki Avukatlık mevzuatı, mesleğin icra şekli hakkında bilgi sunuldu. Karşılaştırmalı hukuk çerçevesinde, AB ülkeleri ile Türkiye’deki Avukatlık mevzuatındaki ortak ve farklı yönler tartışıldı. Ayrıca, Türkiye’de avukatların karşılaştığı sıkıntılar dile getirildi.

3) Çalıştay’ın 3. ve 4. Oturumuna katılan Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa ÇEKER, hukuk fakültelerindeki ders müfredatı ile uygulamadaki beklentiler, öğrenci ile kanun uygulayıcıları arasındaki iletişimin sağlanması; avukatlık, hâkimlik ve savcılık mesleğinin öğrencilere tanıtılmasının gerekliliği üzerine görüş ve temennilerini bildirdi.

4)  Çalıştay’dan bazı önemli başlıklar:

·         Avukatlık stajı süresinin uzatılması,

·         Stajyerlere mali destek ve sosyal güvence sağlanması,

·         Avukatlık stajına kabul sınavı ve mesleğe kabul mülakatı,

·         Uzman avukatlık veya kıdem statüsünün avukatlık mesleğine kazandırılması,

·         Avukatın bilgi ve belgeye vekaletnamesiz ve internet (UYAP) üzerinden ulaşabilmesi,

·         Arabulucu ve Uzlaştırıcıların sadece avukatlardan seçilmesi,

·         Avukat ortaklıklarının cazip hale getirilmesi için vergi avantajı veya ekonomik destek,

·         Mesleki sorumluluk sigortasının zorunlu hale getirilmesi,

·         Hukuk risk sigortasının kazandırılması,

·         Arama yasağının hakim savcılarla aynı koşullara getirilmesi,

·         Adli Yardım,

 

Çalıştay’da karara bağlanan ve tartışılan konuların detayları aşağıdadır;

 

a- AVUKATLIK SINAVI:

 

İki aşamalı bir sınav olmalıdır. İlki, staja kabul sınavı (ÖSYM ile Adalet Bakanlığınca ortaklaşa) yazılı yapılmalıdır. Staja kabul sınavını başarı ile geçen ve stajını tamamlayan adaylar, staj sonrasında Avukatlığa kabul sınavına tabi tutulmalıdır. Bu sınav, “mülakat” şeklinde olmalıdır. Avukatlığa kabul sınavı, merkezi bir kurul tarafından yapılmalıdır. Türkiye’de bütün avukat stajyerlerinin eşit seviyede staj dönemi geçirebilmeleri için İstinaf mahkemelerinin bulunduğu yerlerde, direkt TBB’ye bağlı birer Av. Staj Eğitim Akademileri kurulmalı ve stajyerler buralarda zorunlu eğitime tabi tutulmalıdır.

 

b- STAJYERE MALİ DESTEK VE SOSYAL GÜVENCE

 

Türkiye Barolar Birliğine (TBB) sağlanacak bir kaynakla, stajyer avukata staj süresince en az asgari ücret tutarında aylık ücret ödenmelidir. Ayrıca, staj süresince stajyer avukat, her türlü sağlık hizmetine ulaşabilmeli ve bu hizmetten ücretsiz yararlanabilmelidir.

 

c- AVUKATIN BİLGİ VE BELGEYE ULAŞABİLMESİ

 

Avukat, müvekkiline bağlı olmaksızın ve vekâletname aranmaksızın tüm kamu kurum ve kuruluşlarından ve mevcut Avukatlık Yasasının değişik 2/II fıkrasında sayılan kurumlardan, gerek duyduğu bilgi ve belgeye ulaşabilmeli; bu belgeleri inceleyebilmeli ve suret alabilmelidir. Buna engel olan ya da zorlaştıran kişi ve kurumlar hakkında “cezai” yaptırımlar getirilmelidir.

 

Ayrıca Nüfus Müdürlüğü, Tapu Müdürlüğü, Sosyal Güvenlik Kurumu ve sair kurumlardaki bilgi ve belgeler bilgisayar ortamında UYAP üzerinden incelenebilmelidir.

 

d- AVUKATIN HAK VE ÖDEVLERİ

 

Mevcut yasada belirtilen avukatların hak ve ödevleri, günün şartlarına göre yeniden gözden geçirilmelidir. Cumhuriyet savcılarına (iddia makamına) verilen hak ve yetkiler “silahların eşitliği ilkesi” çerçevesinde avukatlara da tanınmalıdır. Yargılama prensibi içinde, hâkimin ya da iddia makamının hiçbir ücret ödemeden ulaşabildiği tüm imkânlardan avukatlar da aynı şekilde yararlanmalıdır. Hâkim ve savcıların meslekleri icabı muaf tutuldukları harç, vergi vs. muafiyetliğinden, avukatlar da yaralanabilmelidir. (örneğin silah ruhsat, pasaport harcı gibi).

 

e- MÜNHASIRAN AVUKATLARCA YAPILACAK İŞLER

           

Mevcut düzenlemelerde münhasıran avukatlarca yapılabilen işlere (Örneğin 1136 S. Av. K. m. 35) ilave olarak uzlaştırıcı ve arabuluculuk müessesesinin de sadece avukatlarca yapılabileceği şeklinde düzenleme yapılmalıdır zira “dava”, “taraf”, “çatışma”, “uzlaşma” ve sair konularda avukatlar tecrübeli olmakla birlikte hukukçu bakış açısının sosyal adalete daha fazla katkı sağlayacağı kanaatine varılmıştır. Avukat dışında, herhangi bir kişinin uzlaştırıcı ya da arabulucu olmasına imkân verilmemelidir. Uzlaştırıcı ve arabuluculuk yapan avukat, uzman bilirkişi aracılığı ile konuyla ilgili görüş alabilmelidir. Uzlaştırıcı ve arabulucuların belirli süre avukatlık yapmış avukatlardan seçilmesi veya bu statüyü elde eden avukatların avukatlık dahil başka iş yapmamaları gibi öneriler benimsenmese de tartışılabilir bir fikirdir.

 

f- AVUKATLIK ORTAKLIĞI

 

Mevcut düzenlemedeki Avukatlık ortaklığı müessesesi (m.44/B), AB ülkelerindekine benzer şekilde yeniden düzenlenmeli ve uygulanabilirlik sağlanmalıdır: Avukat ortaklıklarının hukuk sistemine ve avukatlık mesleğinin profesyonelleşmesine ve kurumsallaşmasına ciddi katkılar sağlayacağı açık olduğu için fakat ortaklıkların ciddi zorluklar içermesi sebebiyle belli sayıyı geçen ortaklılara süreğen vergi oranı avantajı, personel ve yöneticiler için kısmi sürekli nakit desteği veya benzer özendirme düzenlemeleri getirilmelidir. Avukatlık ortaklıkları, limited şirkete benzer bir yapıda yeni yasada ayrıntılı bir şekilde düzenlenmelidir. Buna bağlı olarak çıkarılacak, “Ticari Bir Mesleği İcra Etmeyen Kişilerin Ortaklık Kurarak Mesleklerini Yapmaların Dair” yönetmelikle, avukatların kuracağı ortaklığın mali ve hukuki alt yapısı düzenlenmelidir.

 

g- MESLEKTE KIDEM VE GETİRDİĞİ AYRICALIKLAR

 

AB ülkelerinde benzer uygulamaları görüldüğü üzere, meslekte belli bir kıdeme gelmemiş avukatların, bazı davalara girmesi mümkün olmamalıdır. Örneğin, 10 yıllık kıdemi olmayan bir avukat, örn istinaf ya da Yargıtay aşamasında avukatlık yapamamalı; uluslarüstü (supranasyonal) niteliği olan yüksek mahkemelerde iş alamamalıdır. 5 yıllık kıdemi olmayan bir avukat, ağır cezayı gerektiren suçlara ilişkin davalara bakamamalıdır. Ancak, bu kıdem şartı zorunluluğu, yüksek lisans yapmış ya da akademik kariyeri olan avukatlara muafiyet getirilebilmelidir. Öte yandan, meslek içi eğitimi zorunlu kılacak düzenlemelere yer verilmeli, meslek içi eğitime katılmayan meslektaşların adli yardım ve CMK uygulamalarından yararlanması askıya alınmalıdır. Ayrıca karar haline gelmese de belirli bir konuda doktora yapan avukatların sadece o konunun Örn Aile Hukuku Uzmanı, İdare Hukuku Uzmanı, Vergi ve Mali Hukuk Uzmanı ve benzeri uzmanlık satatüsü kazanmasının avukatlık mesleğinin seviyesini arttıracağı da değerlendirilmiştir.

 

h- MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI VE HUKUK RİSK SİGORTASI

 

Avukatlık bürosu ve çalışanları olarak; Avukatlık mesleğini ifa ederken her türlü gerçek veya iddia edilen, ihmal sonucu görev aksatma, hata, yanlış beyanda bulunma, hatalı veya yanıltıcı beyan verme, gizliliği ihlal veya Mesleki hizmeti yerine getirmede ihmal veya Mesleki hizmeti yerine getirmemeden kaynaklanan 3. şahısların maddi ve manevi zararlarını karşılayacak “ZORUNLU MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI” yaptırılması mecbur kılınmalıdır.  Öte yandan, Hukuki Risk Sigortası poliçelerinin yapılmasına imkân veren yasal düzenlemelerin olması gerekmektedir. Bu tür sigorta poliçesi yapanlar, sonradan karşılaştıkları hukuki sorunlar nedeniyle poliçe teminatı kapsamında yargı giderleri ile avukatlık ücretini sigorta şirketlerinden talep edebilmelidir. 

 

ı- VEKALET ÜCRETİ SINIRI VE REKLAM YASAĞI

 

Asgari Ücret Tarifesi, idari yargı denetimi dışına çıkarılmalı ve bu nedenle yasal bir zemine oturtulmalıdır. Yani, ücret konusu tarife ile değil, birçok AB ülkesinde olduğu gibi yasa ile otomatik artışlara bağlanmalıdır. Mevcut reklam yasağının, uygulamada dikkate alınmadığı göz ününe alındığında, bu yasak günün şartlarına göre gözden geçirilerek yeniden yapılandırılmalıdır. Ayrıca karar alınmasa da tavan ücret konusundaki %25’lik sınırlamanın kaldırılması görüşü de bazı üyelerimiz tarafından savunulmuştur.

 

i- AVUKATLAR HAKKINDA UYGULANACAK SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜ

 

Mevcut düzenlemedeki avukatlar hakkındaki soruşturma ve kovuşturma usul ve yöntemleri, hâkimler ve savcıların işledikleri suçların soruşturma ve kovuşturma ilkeleri ile paralellik sağlayacak şekilde yeniden gözden geçirilmelidir. Her şikâyete soruşturma dosyası açılamamalı;  açılan dosyalar ile ilgili de, yıllarca sürmeyen;  hâkim ve savcılarda olduğu gibi avukatın yargılandığı davalar acele sayılan işlerden kabul edilmeli ve üç ayda karara bağlanmalıdır. (Bkz. Hâkimler ve Savcılar kanunu m. 95 vd.)

 

j- ARAMA

 

Mevcut düzenlemedekiAğır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz” (Av. K. m.58 son cümle) hükmü, Hâkimler ve savcılar kanunundaki (m.88) düzenlemeye paralel olarak, “Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâlleri dışında suç işlediği ileri sürülen avukat yakalanamaz, üzerleri aranamaz ve sorguya çekilemez” şeklinde yeniden düzenlenmelidir.

 

k- BAROLAR

 

Baroların, adliye içinde de daha etkin olması için Adalet Komisyonunda en az bir temsilci (üye) bulunduracak şekilde düzenleme yapılması gerekmektedir. Baro seçimlerinin daha demokrat ve katılımcı olması sağlanmalıdır. Yeni düzenlenecek yasada, barolar daha ayrıntılı ve AB ülkelerindekine benzer niteliklere sahip olacak şekilde yapılandırılmalıdır.

 

Ayrıca, karar alınmasa da; kanun çalışmaları, avukat ve meslek sorunları ve sair çeşitli mesleki konularda yaşanan sorunların daha kurumsal ve etkin çözümler bulabilmesi için her baronun üye sayısına göre sözleşmeli avukat çalıştırma zorunluluğu getirilmesi gerektiği hususu bazı üyelerimizce ileri sürülmüştür.

 

l- BARO HAKEM KURULU

 

Anayasa Mahkemesince iptal edilen (Ana. Y. Mah.’nin 3/3/2004 tarih ve E.2003/98, K.2004/31 sayılı Kararı ile) ve fakat iptal gerekçesinde şartların sağlanması halinde yeniden yapılandırılabileceği belirtilen “Baro Hakem Kurulu”, iptal gerekçeleri de dikkate alınarak yeni yasa ile yeniden hayata geçirilmelidir. Mevcut yasadaki “Anlaşmazlıkların hakem yolu ile çözümü”  (Av. K. m. 167) iptal öncesi yürürlükte olduğu dönemde, birçok vekâlet ücreti alacağı konusundaki uyuşmazlığı çözüme kavuşturmuş etkili bir müessesedir. Bu nedenle, yeni yasa ile daha etkili ve görev alanı genişletilmiş bir şekilde düzenlenmelidir.   Anayasa Mahkemesi iptal gerekçesinde, Baro Hakem Kurulunun olabileceğini vurgulamış, keza böyle bir kurulun yargının iş yükünü hafifleteceğini ve fakat verdiği kararlara karşı kanun yoluna başvuru yönteminin yasada iyi düzenlenmediği gerekçesi ile eleştirmiştir. Bu nedenle, iptal gerekçesi de dikkate alınarak bu kurul yeniden hayata geçirilmelidir.
 

m- ADLÎ YARDIM

 

Mevcut düzenlemedeki “Adli Yardım” müessesesi yeniden gözden geçirilmeli ve yararlandırılma şartları kolaylaştırılmalıdır. Adli yardımdan yararlanmak isteyen kişilerden istenilen belgeler konusunda, bürokratik engeller asgariye indirgenmelidir.

 

Sonuç olarak, ivedilikle yeni ve çağdaş bir Avukatlık Yasasına ihtiyaç bulunmaktadır. Yukarıda önerilen yeniliklerin, diğer çalışmacılara ve Avukatlık kanunu tasarı ile ilgili hazırlık yapan hukukçulara yararlı olacağı düşünülmektedir. Bu çalıştayın katılımcıları bir araya getirmesinin çok yararlı sonuçlar verdiği ve vereceği düşüncesiyle, mutlaka periyodik bir biçimde tekrarlanması katılımcılar tarafından da belirtilerek çalıştaya son verilmiştir. 29.10.2011, Adana, Nizam Hukukçular Derneği merkezi. 

 

NİZAM HUKUKÇULAR DERNEĞİ (Adana)

nizamder.org