Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından tutuklanan ve meslekten çıkarılan eski Anayasa Mahkemesi Başkanvekili ve üyesi Erdal Tercan'ın bireysel başvurusunu karara bağladı. Bu karar binlerce tutuklu için de kritik öneme sahip. Tutukluların rutin tutukluluk incelemeleri her ay duruşmalı olarak yani hakim karşısına çıkılarak yapılmasının önü açıldı.

HAK İHLALİ

Darbe girişiminin ardından FETÖ üyesi olmak suçundan tutuklanan ve meslekten çıkarılan Erdal Tercan, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştu.

Başvuruda, Tercan hakkında uygulanan yakalama, gözaltına alma ve tutuklama tedbirlerinin hukuki olmaması ile tutuklamaya doğal hakim, bağımsız ve tarafsız hakim ilkelerine aykırı olan sulh ceza hakimliklerince karar verilmesi nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, hukuka aykırı bir şekilde meslekten çıkarma kararı verilmesi nedeniyle adil yargılanma ve özel hayata saygı haklarının ihlal edildiği öne sürüldü.

Tercan'ın, gözaltı sürecindeki bazı uygulamalar nedeniyle ayrımcılık ve temel hak ve özgürlüklerin öngörüldükleri amaç dışında sınırlandırılması yasaklarının ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddia edilmişti.

Eski üye Tercan'ın başvurusunu bugünkü gündem toplantısında ele alan Anayasa Mahkemesi, başvurunun tutukluluğa itiraz bölümüyle ilgili oy çokluğu ile ihlal kararı verdi, diğer şikayetleri ise kabul edilemez buldu.

Anayasa Mahkemesinin, 20 Temmuz 2016'da tutuklanan Tercan'ın, tutukluluğa itiraz başvurusunun, hakim karşısına çıkarılmadan, dosya üzerinden yapılmasını hak ihlali saydığı, özellikle 1,5 yılı geçen tutukluluklarda itirazların hakim karşısına çıkarılarak yapılması gerektiğini belirttiği öğrenildi.

ERSAN ŞEN YORUMLADI

Bu konu hakkında daha önce yazılar yazan ve değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Ersan Şen, AYM kararını hukukihaber.net'e yorumladı.

KARAR DOĞRU AMA

Prof. Dr. Ersan Şen yorumunda 'Bence doğru ama ciddi bir iş yükü getirir yalnız kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı olmalı dürüst yargılanma hakkı tespiti yanlış çünkü bu konunun kovuşturma ile ilgisi yok bu kişi hürriyeti ve hakkı ile ilgili bir mesele. Bence aylık inceleme soruşturma da kovuşturmada da duruşmalı yapılmalı en azından şüpheli veya sanık en azından SEGBİS ile katılmalı, avukatı da bulunmalı, çünkü kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının kısıtlanması sözkonusu değişen durum olabilir kişinin söyleyeceği olabilir dosya üzerinden rutin incelemeler yeterli olmaz ancak ciddi bir iş yükünün de doğacağı aşikar yalnız aylık incelemenin sırf inceleme yapılmış olması da yanlış çünkü tutuklama bir tedbir ve uzun tutuklulukta bu incelemelerin ciddiye alınması ve duruşma açılarak yapılması uygun olandır' dedi.

YARGILAMA İLE İLGİLİ DEĞİL

Şen ayrıca 'Ancak konunun dürüst yargılanma hakkı ile değil kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ilgisi var yani tutuklamanın en kısa sürede yargılanmasını serbest bırakılmasını ve yargılamasının bitirilmesini isteme hakkı var bu anlamda belki dürüst yargılanma hakkı da denilebilir, fakat daha ziyade kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının korunması ile ilgili bir mesele. Kararı görmek lazım' ifadelerini kullandı.

ZORUNLULUK ÖNGÖRÜLÜYOR

Ersan Şen, Anayasa Mahkemesi'nin tutukluluk incelemesinin duruşmalı yapılması ile ilgili kararı hakkındaki yorumuna şöyle devam etti; "23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 6. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendine göre; "Tutukluluğun incelenmesi, tutukluluğa itiraz ve tahliye talepleri dosya üzerinden karara bağlanabilir". Bu hükümde, dosya üzerinden tutukluluk incelemesi yapılmasında zorunluluk olmadığı ve duruşma açılabileceği anlaşılmaktadır. Ancak 27.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 668 sayılı KHK'nın 3. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendine göre; "Tahliye talepleri en geç otuzar günlük sürelerle tutukluluğun incelenmesi ile birlikte dosya üzerinden karara bağlanır". Bu hükümde ise, tutukluluk incelemeleri konusunda dosya üzerinden inceleme yapılıp karara bağlanması ile ilgili bir zorunluluk öngörüldüğünü görmekteyiz. Gerçi hakimlik veya mahkeme dilerse tutukluluk incelemesini duruşma açıp da yapabilir, tutuklunun haklarının korunması bakımından duruşma yapılarak inceleme yapılması, KHK kapsamına giren suçlar bakımından hukuka aykırı sayılamaz.

OHAL SÜRDÜĞÜ MÜDDETÇE...

Ancak KHK ile olağanüstü hal dönemi sürdüğü müddetçe bazı suçlar yönünden tutukluluk incelemesinin, CMK m.108'den farklı olarak dosya üzerinden yapılmasının da yolu açılmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin olağanüstü hal devam ettiği sürece Anayasa m.148 gereğince KHK'ların Anayasaya aykırılığı ile ilgili inceleme yetkisinin olmadığına dair son kararları karşısında, tutukluluk incelemesinin uzun tutukluluklarda dosya üzerinden değil de duruşma açılarak yapılmasına dair kararı, hak ihlaline ilişkin gerekçeli karar açıklandıktan sonra daha iyi anlaşılabilecektir. Çünkü bir taraftan KHK da olsa olağanüstü halin devamında uygulanan hükümler var, diğer taraftan da AYM bu KHK'ları inceleyemeyeceğini söylemiştir. Bu şartlarda, ayrıntısı gerekçeli karardan anlaşılacak olan AYM'nin neye dayanarak ihlal sonucuna vardığı, KHK'ları gözardı ederek Anayasa m.19 ve İHAS m.5'i dikkate almak suretiyle mi ihlal tespitinde bulunduğu anlaşılabilecektir. 

EMSAL OLUR AMA BAĞLAMAZ

Ayrıca belirtmeliyiz ki, bu bir bireysel başvuru kararıdır başka dosyalara emsal olur fakat onları bağlamaz." (hukukihaber.net)

MESLEKTEN ÇIKARTILDI

FETÖ'nün darbe girişiminin ardından, 16 Temmuz 2016'da gözaltına alınan Erdal Tercan, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 4 Ağustos 2016 tarihli kararıyla meslekten çıkartılmıştı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında fezleke hazırlanan Tercan'ın yargılanması, Yargıtay 9. Ceza Dairesinde yapılacak.

Tercan'ın "FETÖ/PDY'nin yargı yapılanması içerisinde yer aldığı", örgüt içinde "Ertan" kod adını kullandığı öne sürülmüştü.