Anayasa Mahkemesi, Eskişehir'de düzenlenen bir gösteriye katılan 5 kişiye, yolu trafiğe kapattıkları gerekçesiyle idari para cezası verilmesini hak ihlali saydı.

Anayasa Mahkemesinin Resmi Gazete'de yayımlanan kararına göre, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilmesini protesto için 2014'te Eskişehir'de düzenlenen gösteriye katılan 5 kişi hakkında, yolu trafiğe kapattıkları gerekçesiyle ayrı ayrı 356 lira idari para cezası verildi. 

Başvurucuların idari para cezasına yaptıkları itiraz, Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliğince reddedildi. Kararın kesin olması nedeniyle başvurucular, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunarak, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarının ihlal edildiğini öne sürdü. 

Başvuruları ele alan Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar vererek, ihlal sonuçlarının ortadan kaldırılması ve yeniden yargılama yapılması için kararın bir örneğinin Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliğine gönderilmesine karar verdi.

Anayasa Mahkemesinin gerekçesinde, somut olayda başvuruculara verilen trafik idari para cezalarının gerekçesinin, polis tutanaklarında, araç yolunu kapatmak ve trafiği tehlikeye düşürmek olarak belirtildiği aktarıldı. 

Başvurucular hakkında düzenlenen görüntü izleme ve tespit tutanağında, başvurucuların yirmi dakika boyunca cadde ve sokakları araç trafiğine kapattıkları ve bu nedenle tepe lambaları yanan görevli ambulansın ve diğer araçların yönlerini değiştirdiğinin belirtildiği kaydedildi. 

Gerekçede, trafik idari para cezası yönünden, kamu düzeninin ve başkalarının haklarının korunmasının, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına üstün tutulmasının gerekip gerekmediği incelemesi yapıldı.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanan kişilerin bu hakkın kullanımı sırasında diğer hukuk normlarını ihlal etmeleri durumunda, somut olayın özelliklerinin dikkate alınması gerektiği vurgulanan gerekçede, "Trafik akışını kısa süreli durdurmak ya da aksatmak veya trafiği tehlikeye düşürmek gibi fiiller, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanılmasının belli bir düzeye kadar doğal sonucu olabilir." tespiti yapıldı.

Gerekçede, bu fiillerin, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanılmasının gerektirdiği düzeyi aştığı ve bunun başkalarının haklarına etkisi ile kamu düzeni açısından olumsuz sonuçlarının, kamu gücünü kullanan yetkili mercilerin kararlarında irdelenmesi, bu hususların aynı zamanda yeterli bir yargısal denetimden geçmesi gerektiğine işaret edildi. 

"Hoşgörü gösterilmesi gerektiren kabul edilebilir sınırı aşıp aşmadıkları..."

Göstericilerin cadde ve  sokaklarda yürüyüşlerini gerçekleştirirken "ne ölçüde trafiği aksattıklarının, kamu düzeninin bozulmasına yol açtıklarının, yürüyüşün doğası gereği kaçınılmaz kabul edilenlerden başka sonuçların ortaya çıkıp çıkmadığının ve hoşgörü gösterilmesi gerektiren kabul edilebilir sınırı aşıp aşmadıklarının" tespiti için idarenin tutanakları ile derece mahkemesinin kararlarının birlikte değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi. 

Somut olayda, hakimlik kararlarının dayanağı polis tutanaklarına bakıldığında, başvurucuların da içinde bulunduğu grubun yirmi dakika süreyle yolu kapatmasından dolayı ambulansın ve diğer araçların yolunu değiştirdikleri, bazı araçların ters yöne girdiklerinin görüleceği belirtildi. 

Hakimlik kararlarında da 450 kişilik grubun yolu kapattığı, içinde ambulansın da olduğu araçların ilerleyemediği ve geri döndüğünün belirtildiği aktarılan gerekçede, şu tespitler yapıldı:

"Ancak kararlarda, başvurucuların eylemi nedeniyle trafiğin akışındaki aksamanın süresinin yirmi dakika gibi kısa bir süre olduğu dikkate alınmamıştır. Yine araçların ilerlemesi için alternatif yolların mevcudiyetine ilişkin bir değerlendirme yapılmamıştır. Hakimlik bu kısa süre içinde kamu düzeni ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması çerçevesinde katlanılması zor veya imkansız bir zarar ya da zarar tehlikesiyle karşılaşıldığına ilişkin bir değerlendirmede bulunmamıştır. Derece mahkemesi, özellikle gösterinin barışçıl niteliğini, çatışan haklar arasında kurmaya çalıştığı dengeleme sırasında göz önüne almamıştır. 

Sonuç olarak mevcut başvurularda, derece mahkemesi tarafından Anayasa'nın 34. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen meşru amaçları gerçekleştirmek için gerekli görülen önlemlerle başvurucuların aynı maddede düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakları arasında adil bir denge sağlanamadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle, başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır." (AA)

>> Anayasa Mahkemesinin 19/4/2018 Tarihli ve 2014/17391 Başvuru Numaralı Kararı