Stratejik Düşünce Enstitüsü'nce düzenlenen "Demokratikleşme Sürecinde Hukukun Üstünlüğü ve Yargı" konulu konferansa katılan Adalet Bakanı Ergin, yargıyla ilgili tartışmaları değerlendirdi.

Ergin, bağımsız yargı tartışmaları ile ilgili, “Tarafsız olmak yerine, sınırsız bir iktidar sahibi olarak, aktif, şekillendirici ve yönetime hukuk üstü müdahalelerde bulunan bağımsız bir yargı, bağımlı bir yargıdan daha kötü sonuçlar doğurabilir. Bu durum, hakimler devleti riski olarak tanımlanmakta ve demokrasinin önündeki en ciddi tehlikelerden biri olarak değerlendirilmektedir. Jüristokrasi ile ilgili en büyük handikaplardan birisi de, halka hesap vermemesi, siyaseten sorumsuz olmasıdır" dedi.

HSYK'da yapılacak düzenlemeler

Yargı reformu ile ilgili strateji daha geniş olmasına rağmen tartışmaların, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda Adalet Bakanı ve müsteşarının bulunup, bulunmayacağına indirgendiğini savunan Bakan Ergin, HSYK hakkında yapılacak düzenleme ile ilgili, “Biz Adalet Bakanlığı olarak, yargı reformu stratejisi ve eylem planı çerçevesinde, HSYK'nın tarafsızlık, objektiflik ve şeffaflık ilkeleri temelinde uluslar arası belgeler ışığında, geniş tabanlı temsil esasına göre, yeniden yapılandırılmasını, kurulun 2 veya 3 daire şeklinde çalışmasını, yargının tümünü temsil edilebilmesi amacıyla yüksek yargı dışında, meslektaşları tarafından seçilen hakim ve savcıların HSYK'da etkin bir biçimde temsil edilmesini, Türkiye adalet akademisinin hukukçu öğretim üyeleriyle, avukatların HSYK'DA temsil edilmesini, HSYK kararlarına karşı etkili bir başvuru yolu getirilmesini, parlamento ile ilişkileri sağlamak ve hesap verebilirlik açısından adalet bakanının, bakanlık ile ilişkileri koordine etmek içinde, bakanlık müsteşarının kurulda bulunmasını, kurulun ayrı bir sekreteryasının bulunmasını, müstakil binasının ve bütçesinin bulunmasını öngörmekteyiz" dedi.

Yargının siyasallaşması tartışması

Parlamento tarafından HSYK'ya üye seçilmesinin yagıyı siyasallaştıracağı iddialarını değerlendiren Sadullah Ergin, “HSYK'nın yeniden yapılandırılması konusunda, özellikle parlamento tarafından kurula üye seçilmesinin yargıyı siyasallaştıracağı, hakim ve savcıların parlamentoda kulis yapacakları, bu durumun ise, yargının saygınlığına, bağımsız ve tarafsızlığına gölge düşüreceği yönündedir. Oysa bizim öngördüğümüz yapıda parlamento, hakim sınıfından üye seçmeyecektir. Cumhurbaşkanı ve parlamento Türkiye adalet akademisi genel kurulu üyelerinden, hukukçu öğretim üyelerinden, üstü kademe yöneticilerinden ve avukatlardan üye seçecektir. Cumhurbaşkanı ve parlamento tarafından seçilecek üyelerin sayısı, hiçbir zaman kurulun hakim sınıfındaki üyelerinden fazla olmayacaktır. Yine geniş tabanlı ve daha çok üyeden oluşacak kurulda, bakan ve müsteşarın yer almasını, yürütmenin yargıya müdahalesi olarak değerlendirmek, kabul edilebilir bir iddia değildir" dedi.

"Yargı reformu hayata geçirilmeli"

Yargı mensuplarının, reformları ve ilkeleri hayata geçirecek en önemli uygulayıcılar arasında olduğuna dikkat çeken Ergin, yargı reformunun bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.