Avrupa Parlamentosu'nda (AP) Türkiye Dostları Grubu'na Anayasa değişikliği paketi hakkında bilgi vererek soruları cevaplandıran Ergin, Türk vatandaşlarının refah düzeyinin artırılması, hak ve özürlüklerinin genişletilmesi ve AB üyeliği için Anayasa değişikliğine ihtiyaç duyduklarını belirtti.

1946 yılında çok partili hayata geçen Türkiye'de, demokrasinin dönem dönem ciddi kesinti ve müdahalelere maruz kaldığını hatırlatan Ergin, mevcut Anayasanın da 1980 darbesi sonrasındaki askeri yönetim tarafından demokrasi dışı metotlarla hazırlanarak topluma baskıyla kabul ettirildiğini anlattı.

AK Parti'nin iktidara gelişinden itibaren ''çok samimi şekilde demokrasiyi güçlendirmek için çalıştığını'' ve bu kapsamda 2007 seçimleri öncesinde yeni Anayasa taahhüdünde bulunduğunu anımsatan Ergin, seçimlerin ardından başlattıkları yeni anayasa çalışmalarının, kendilerine yönelik ''Google'dan hazırlanan'' kapatma davası nedeniyle kesintiye uğradığını söyledi.

Bunun ardından dönemin Meclis Başkanı Köksal Toptan tarafından, TBMM'de grubu bulunan partilere yapılan, Anayasa, Meclis İçtüzüğü, AB uyum mevzuatı ve siyasi partilerle seçim kanunları gibi bazı önemli yasalarla ilgili ortak çalışma yapacak 4 ayrı komisyon kurulması önerisine CHP tarafından cevap bile verilmemesi üzerine, AB sürecinde de önem taşıyan bazı önemli reformları ertelemek istemedikleri için sınırlı Anayasa değişikliğini tercih etmek durumunda kaldıklarını kaydeden Ergin, ''Hükümeti, reformları yavaşlatmakla eleştiren Brüksel'in, içeride 'masaya oturmam' diyen muhalefeti de dikkate almasını'' istedi.

''AVRUPA'DAN ESİNLENMİŞ...''

Ergin, Anayasa Mahkemesinin ''şekil denetimi dışında yetkisi olmamasına rağmen sorunlu bir müdahalede bulunmasına rağmen Anayasa değişikliği paketinin refrom niteliğinin sürdüğünü'' söyledi.

Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği ''her üyenin bir oy kullanması'' değişikliğine değinen Ergin, ''Biz bu düzenlemeyi Anayasa paketine koyarken şunu amaçlamıştık. Düşünün ki bir ilden 10 milletvekili seçilecek. 5 siyasi parti yarışıyor. Birinci çıkan parti bütün milletvekilliklerini alıyor. Bu çoğunlukçu bir anlayıştır oysa 21. yüzyılda demokrasiler çoğunlukçu anlayıştan çoğulcu anlayışa gidiyor. Hazırladığımız Anayasa paketinde biz, verdiğim il örneğinde olduğu gibi birinci partinin tüm milletvekilliklerini aldığı değil, her partinin aldığı oy oranında milletvekili çıkardığı bir yaklaşımı esas almıştık'' şeklinde konuştu.

HSYK ve Anayasa Mahkemesine üye seçiminde, gelişmiş demokrasilerdeki uygulamaların ortalamasını esas aldıklarını belirten Ergin, Almanya, Belçika ve Avusturya'da anayasa mahkemelerinin tüm üyelerinin parlamentolar tarafından seçilirken hazırladıkları pakette ''Avrupa'dan esinlenmiş ama çok daha mahcup bir modelde'' anayasa mahkemesinde 17 üyeden sadece 3'ünün TBMM tarafından doğrudan değil, Sayıştay ve baroların göstereceği adaylar arasından seçilmesine, yargıya siyasi etki gerekçesiyle karşı çıkıldığını aktardı.

Ergin, ''Halkın oluşumuna doğrudan katkı verdiği tek erk olan parlamentoları ve onların iradelerini özürlü ve arızalı gösterme anlayışını kabul edebilmemiz mümkün değil'' dedi.

''YENİ PAKETLER GEREKLİ''

Adalet Bakanı Ergin, Anayasa değişikliğinin neden sınırlı tutulduğunun sorulması üzerine ''Bu paketin eksiksiz olduğunu iddia etmiyoruz. Bunun sınırlı bir paket olduğunu en baştan söyledik. Olması gerekenden daha dar bir pakettir ama inşallah referandum sonuçlanıp kabul edildikten sonra yeni paketlerle bunu desteklememiz gerekiyor'' diyerek Anayasa değişikliğinde yargıyla ilgili birkaç madde bulunmasına Türkiye'nin AB Komisyonu'na sunduğu yargı stratejisi eylem planında 2014 yılına kadar taahhüt ettiği 300'ün üzerinde hedef bulunduğunu anlattı.

Ergin, referandumun AK Parti oylamasına dönüşüp dönüşmeyeceğinin sorulması üzerine ise ''Türkiye'de seçmenin Anayasa değişikliğiyle siyasi partiyi ayırt ettiğini'' belirterek örnek olarak 2007 seçimlerinde yüzde 47 oy almalarına rağmen birkaç ay sonra gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı referandumunun yüzde 69'la kabul edilmesini gösterdi.

Sadullah Ergin, Avrupa ülkelerine göre hayli yüksek olan yüzde 10'luk seçim barajının düşürülmesini neden Anayasa paketine koymadıklarının sorulması üzerine de Türkiye'de seçim barajını Anayasayla değil seçim yasalarıyla düzenlendiğini hatırlattı.

Ergin, ''Türkiye'nin yüzde 10'luk seçim barajıyla orta ve uzun vadede yürümesi çok kolay değil, parlamento bunu ilk fırsatta değerlendirecektir'' dedi.

Toplantıya Türkiye Dostları Grubu Başkanı Alojz Peterle ve çok sayıda AP üyesi katıldı. Bu arada AP Sosyalist Grup Başkanı Martin Schulz'un rahatsızlığı nedeniyle Adalet Bakanı Ergin'le planlanan görüşmesi iptal edildi.

AA