Banka hesaplarını boşaltarak ülkeyi terk eden Bakıcı'nın avukatı Mahir Işıkay, müvekkilinin firar ettiğinden haberinin olmadığını söyledi. Hakkında yakalama kararı bulunan bir kişinin izne çıkamayacağının altını çizen Işıkay, Bakıcı'nın Genelkurmay'dan 1 ay izin almasına şaşırdığını ifade etti. Andıcın silinmesi talimatını vermekle suçlanan Bakıcı'nın, 'Kaçma ihtimali yok.' denilerek yakalama kararının kaldırılması talep edilmişti.

Balyoz ve Ergenekon davasının tutuklu sanıklarının avukatları, her tahliye taleplerinde 'müvekkillerinin kaçma ihtimalinin bulunmadığını' savunuyorlardı. Ancak son olay gerçeğin hiç de öyle olmadığını gözler önüne serdi. Kaos Planı davasıyla birleştirilen internet andıcı davasının sanıklarından biri de Tümgeneral Mustafa Bakıcı'ydı. Andıç skandalının ortaya çıkmasının ardından Karargah'ta temizlik yapılması yönünde emir verdiği ileri sürülmüştü. Buna göre, sitelerle bağlantısı olan bilgisayarlar toplatılarak 35 kez silinmişti. Mustafa Bakıcı, 'Kaos Planı'nı hazırlayan emekli Albay Dursun Çiçek'in de amiriydi. Andıç iddianamesinde Çiçek hakkında takipsizlik kararı verildiği açıklanan bölümde, 8 Haziran 2011'de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği ifade yer aldı. Kendisinin Hasan Iğsız'dan değil, daire başkanı vekili olan Mustafa Bakıcı'dan onay aldığını, bunun üzerine andıcı hazırladığını aktarıyor. Mustafa Bakıcı ise ifadesinde, dört site kurulmasıyla ilgili andıç hazırladığını ve bu sitelerin kurulduğunu ancak işletime geçmediğini, siteler kurulduktan sonra hazırlık yapıldığını savunuyordu.

Jandarma Genel Komutanlığı 23. Sınır Tümen komutanı olan Mustafa Bakıcı, andıç soruşturmasında adı geçtiği için ağustos ayında YAŞ'ta pasif bir görev olarak değerlendirilen Kara Kuvvetleri Denetleme ve Değerlendirme başkan yardımcılığına atandı. İddianame açıklandıktan sonra sanık durumuna düştü. 8 Ağustos 2011'de hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Karara yaptığı itiraz reddedildi. Bunun üzerine 23 Ağustos'ta GATA'ya yattı. Üç gün sonra taburcu oldu. Bir hafta istirahat raporu aldı. Kara Kuvvetleri'ndeki yeni görevine başladıktan hemen sonra, bir aylık izin dilekçesi verdi. O tarihten bu yana Bakıcı'dan haber alınamıyor. Ailesinin de yerini bilmediklerini ifade etmeleri üzerine Bakıcı 'firari' duruma düştü. Durum ilgili birimlere, sınır kapılarına ve havaalanlarına bildirildi. Yapılan incelemede Tümgeneral Bakıcı'nın Kuzey Irak üzerinden Rusya'ya kaçtığı belirlendi. Ailesi oldukça zengin olan Bakıcı'nın kaçmadan önce bütün banka hesaplarını boşalttığı ve yanına yüklü miktarda para aldığı belirlendi. Konuyla ilgili Genelkurmay Başkanlığı da haberdar edildi.

20 EYLÜL'DE EMEKLİ EDİLMİŞ

Mustafa Bakıcı'nın, 12 Eylül 2011'de eşine verdiği vekaletnameyle emeklilik dilekçesini Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na ilettiği ortaya çıktı. Dilekçe hızla işleme konuldu. Emeklilik işlemleri sürerken Kara Kuvvetleri Adli Müşavirliği tarafından; 'K.K.K.lığında göreve başladığı esnada hakkında çıkarılan yakalama kararı gereği yakalanarak adli makamlara teslim edilmiş olması gerektiği, bunun yapılmadığı gibi bazı merciler tarafından kendisine izin verildiği ve emeklilik işlemleri yapıldığı, bu durumun süreçte görev alan makamları sorumlu konuma düşüreceği' görüşü belirtildi. Görüş üzerine, İdari Tahkikat Heyeti kuruldu ve süreç mercek altına alındı. Hakkında yakalama kararı bulunan Bakıcı'nın göreve başladığında yakalanıp teslim edilmemesi, kendisine izin verilmesi ve emeklilik dilekçesinin kabul edilip işleme konulmasının ayrı ayrı suç oluşturduğu ve işlemleri gerçekleştirenlerin yargılanmasını gerektireceği belirtiliyor. Ancak bu sırada dilekçe işleme konulduğu için emeklilik işlemleri tamamlandı ve Bakıcı 20 Eylül'de emekliye ayrıldı. 'Darbeye teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.

Kaçışa göz yumanlar 'yardım ve yataklıktan' yargılanmalı

Emekli Askeri Hakim Yusuf Çağlayan, hakkında yakalama kararı bulunan bir kişinin emeklilik ve izin dilekçelerinin işleme konulmasının 'görevi ihmal, görevi suistimal, suç ve suçluya yardım ve yataklık' anlamına geldiğini söylüyor. Çağlayan, kastı olmayanların 'görevi ihmal', kastı olanların 'görevi suistimal', arandığını bilip de yakalamayanların da 'yardım ve yataklık' suçundan yargılanması gerektiğini aktarıyor. Emekli askeri hakim Veysi Savaş ise yakalama kararının komutanlığa tebliğine rağmen firar olayının gerçekleşmesinin hem Askeri Ceza Kanunu hem de Türk Ceza Kanunu'na göre suç olduğunu belirtiyor.

Savaş, "Generaller yakalama kararına rağmen kaçıyor. Ama generaller orduevinde geziyor. Bu, insanları derinden yaralar. Anayasa'da herkes eşittir. General olunca isterse gidiyor, istemezse gitmiyor. Vatandaş olsa evinden gece alınır götürülür. Emekli generaller de götürüldü." diyor. Veysi Savaş, Bakıcı'nın yakalama kararını infaz etmeyen ve kaçmasına müsaade edenlerin görevi ihmal ve yardım-yataklık suçlamasıyla yargılanması gerektiğini söylüyor. Savaş, "Denetleme Kurulu Başkanı tebliğ etmediyse vazifesini ihmal etti. Suçluyu gizledi. Kaçmasına yardım yataklık etti. Kıta komutanlarının dahli var bence. Hani kaçmazlardı? Koskoca tümgeneral kaçtı. Bedrettin Dalan, Turan Çömez kaçtılar. Dalan, üniversite sahibiydi. Ağır cezalık işten yargılananın zaten kaçma şüphesi vardır. Muvazzaf generale dokunulmazlık var." ifadelerini kullanıyor. metin arslan ankara

Avukatı: Yakalamalı birine nasıl izin verilir?

Tümgeneral Mustafa Bakıcı'nın avukatı Mahir Işıkay, müvekkilinin kaçtığından haberinin olmadığını söyledi. Müvekkilinin Genelkurmay'dan 1 ay izin almasına da şaşırdığını anlatan Işıkay, hakkında yakalama kararı bulunan bir kişinin izne çıkamayacağını söyledi. Işıkay, "Hakkında yakalama kararı veya adli bir işlem bulunan bir kişinin izne ayrılması adli işlemler tamamlandıktan sonra daha uygundur. Müvekkilimin izin alıp almadığını da bilmiyorum. Müvekkilimin rahatsızlandığına ve anjiyo olduğuna dair raporu mahkemeye sunduk. Emekli olacağına dair ailesinden bir haber almıştım. Bunun üzerine Kara Kuvvetleri'ne emekli olup olmadığıyla ilgili yazı yazdım. Yaklaşık 15 gün önce cevabı geldi. Yazıda, 'emekli olmuştur' deniliyor. O yazıyı bu celsede mahkemeye sunacaktık. Buraya kadar olanlar benim bilgim dâhilinde doğru. Ama ondan ötesi hakkında hiçbir bilgim yok. Ailesi de bu konuda bilgi sahibi olmadıklarını söylediler." dedi. İSTANBUL ZAMAN