Ülkemizin yaşadığı en büyük afetlerden biri olan ve onbinlerce vatandaşımızı kaybettiğimiz o kara günün, 17 Ağustos depreminin 18. yıl dönümünde Sakarya Barosu Başkanı Av. Zafer Kazan bir anma mesajı yayımladı.

Özellikle ilimiz ve civar illerde büyük kayıplara ve yıkıma neden olan 17 Ağustos depreminden sonra hala bir strateji geliştiremediğimize dikkat çeken Başkan Kazan: “Kimse deprem olunca ne yapacağını, nereye gideceğini bilmiyor! Şehirde hiçbir yetkili kimseyi bilgilendirmiyor ve bir planlarının olup olmadığını dahi bilmiyoruz!” diyerek şehir yöneticilerine seslendi.

“TAKDİRİ İLAHİ Mİ?”
“Soruyorum, en azından şehir merkezindeki deprem toplanma alanları nereleridir söyleyin bize, ilan edin her yerde bilelim! Evimizde sokağımızda neye ihtiyacımız var? Yardım merkezleri nerelerde oluşturulacak?” şeklindeki sorularına cevap arayan Başkan Kazan, olası bir depremin ardından “takdir ilahi” söylemleri ile görevlerini yerine getirmeyen şehir idarecilerinin sorumluluktan kaçamayacaklarını ifade etti.

“DEPREMDE ÖLMEK KADERİMİZ DEĞİL”
“Tam 18 yıl önce sevdiklerimizi, dostlarımızı ve binlerce insanımızı bu sorumsuzluk, hukuksuzluk ve bilgisizlik nedeniyle kaybettik. Depremde ölmek kaderimiz değil! Bilgi tedbir ve sorumluluk yaşatır! Bu itibarla, Sakarya'nın yetkili idarecilerini bu vicdani ve hukuki sorumluluğu almaya davet ediyoruz!” diyen Başkan Kazan şehir idarecilerini acilen sorumluluk almaya davet etti.

Başkan Kazan’ın 17 Ağustos 99 depreminin yıl dönümünde kamuoyu ile paylaşmış olduğu o mesajın tamamı şu şekilde:

18. YILINDA 17 AĞUSTOS DEPREMİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ!
Sakarya'nın deprem gerçeğini herkes biliyor, binlerce insanımız öldü ve acısını hala yaşıyoruz. Her yıl kaybettiğimiz sevdiklerimizi ve insanlarımızı anıyoruz ancak deprem olunca ne yapacağımızı bugün hala bilmiyoruz!

Kimse deprem olunca ne yapacağını, nereye gideceğini bilmiyor! Şehirde hiçbir yetkili kimseyi bilgilendirmiyor ve bir planlarının olup olmadığını dahi bilmiyoruz!
Hala deprem yaşamış eski binalarımız var, yıkılmaya hazır ve yorgun binalar! İnsanlarımız da öyle, hazırlıksız, bilgisiz, yorgun ve "takdiri ilahi" düşüncesi ile deprem korkusuna teselli arıyor!

BU SORULARA CEVAP VERİN!
Soruyorum, en azından şehir merkezindeki deprem toplanma alanları nereleridir söyleyin bize, ilan edin her yerde bilelim! Evimizde sokağımızda neye ihtiyacımız var? Yardım merkezleri nerelerde oluşturulacak?

Böyle büyük bir felaket yaşamamıza rağmen sorulacak soruları ve neye ihtiyacımız olabileceğini dahi bilmiyoruz! Oysa soruları ve cevabını en iyi bu şehrin yöneticileri ve insanları bilmeli değil miydi?
 
“TAKDİRİ İLAHİ YÖNETİMİ" İLE Mİ ÖNLEM ALINIYOR?”

Yoksa  "takdiri ilahi" yönetimiyle mi önlem alınıyor Sakarya'nın deprem gerçeğine? Plan buysa eğer bilinsin ki, "takdiri ilahi" söylemi Sakarya'daki deprem olgusuyla yüz yüze kalan ve sorumluluktan kurtulmak isteyen yöneticilerin Sakaryalılara söylediği büyük bir yalan olacaktır!

VİCDANİ VE HUKUKİ SORUMLULUK
Zira önlem almak mümkün! Sakarya'da deprem olacak, bundan kaçış yok ama insanlarımız ölmeyebilir! Bilgi tedbir ve sorumluluk yaşatır! Bu itibarla, Sakarya'nın yetkili idarecilerini bu vicdani ve hukuki sorumluluğu almaya davet ediyoruz! Bilgisizlik ve "takdiri ilahi" sorumsuzluğu bizleri, sevdiklerimizi ve insanlarımızı öldürmesin, tekrar aynı acıları yasamayalım istiyoruz!

“BU ÇAĞRIYA SES VERİN”
Unutmayalım ki,  17 Ağustos hukuksuzluğun, sorumsuzluğun ve denetimsizliğin bir enkazıdır. Hukuk; yaşamın, hürriyetin, sevincin ve güvenin temeli olduğu kadar sağlam binaların da temelidir. Ders çıkarılması ve yeni acıların yaşanmaması adına herkes bu çağrıya ses vermelidir. Depremde ölmek kaderimiz değil! Tam 18 yıl önce sevdiklerimizi, dostlarımızı ve binlerce insanımızı bu sorumsuzluk, hukuksuzluk ve bilgisizlik nedeniyle kaybettik...... Rahmetle, Ruhları şad olsun.(hukukihaber.net)