BYEGM tarafından Türkçe'nin yanı sıra, İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, Japonca, Arapça, Rusça, İspanyolca, Çince ve Portekizce olarak hazırlanan Türkiye tanıtım kitabı ve CD'sinde Ermeni iddiaları yanıtlandı. Tanıtım kitabının iddialara yanıt verilen bölümünde, 1915'te Türkler ve Ermeniler arasında gerçekten ne yaşandığını tam olarak anlamak için, 1915'ten önceki gelişmelerin incelenmesi gerektiği vurgulandı. Tanıtım kitabında şöyle denildi:

-TÜRKLER VE ERMENİLER BARIŞ İÇİNDE YAŞADI-

"Türkler ve Ermeniler sekiz yüzyıldan daha uzun süre Anadolu'da barış içinde birlikte yaşamışlardır. Ermeni toplumu, Osmanlı İmparatorluğu'nun ayrıcalıklı tebaası olarak İmparatorluk topraklarının hemen her yerine dağılmış, Bakan, Büyükelçi, Vali, bürokrat, ticari temsilci ve bu gibi diğer bazı görevlerde hizmet etmişlerdir. Kendilerine karşı hiç bir şekil ve biçimde ayrımcılık yapılmamıştır. 19. yüzyılın sonuna doğru zamanın Büyük Güçleri, Ermenileri Osmanlıya karşı kendi çıkarları için kullanabilecekleri önemli bir araç olarak görmeye başlamışlar ve Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu vilayetlerinde bağımsız bir devlet kurma vaadiyle Ermenileri Osmanlı Yönetimi'ne karşı kışkırtmışlardır.

Osmanlı Hükümeti, Mayıs 1915'de, karşı karşıya kaldığı bu muazzam iç ve dış tehdit karşısında, aynı durumla karşılaşan herhangi bir ülkenin tereddüt etmeden alacağı bir savunma tedbirine başvurarak, sadece savaş bölgelerinde yaşayan ve ancak ülkenin askerî gücüne karşı gelen, casusluk yapan ve haince davranışlar içerisinde bulunan grupların savaş alanı dışına sevk edilmelerini öngören bir yasayı kabul etmiştir. Bu yasa ve karar, şu veya bu ideolojinin bir uzantısı olarak belli bir ırk veya zümreye yönelik olmuş olsaydı sadece savaş bölgelerinde değil, ülke topraklarının tamamında yer değiştirmeler yapılırdı. Kaldıki yaşlı, hasta ve yetim çocuklar da sevk dışı tutulmuştur. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında görülmektedir ki, yer değiştirme yasası, sadece savaş koşullarının ve bu koşullarda bazı Ermeni grupların silahlı saldırılarının sonucunda alınmış bir tedbir kararıdır."

-OSMANLI ARŞİVİNDE BELGE BULUNMADI-

İtilaf güçlerinin Osmanlı arşivlerinde değil soykırım, böyle bir niyeti taşıyan bir belgeye dahi rastlamadığı belirtilen yazıda, Osmanlı arşivlerinde belge bulunmayınca bu kez İngiliz arşivleri ile ABD Hükümetinin Washington'daki arşivlerinde geniş çapta araştırmalar yapıldığı kaydedildi. Yazıya şöyle devam edildi:

"Bu araştırmalar sonucunda Washington'daki dönemin İngiliz Büyükelçisi R. C. Craigie'nın, Lord Curzon'a gönderdiği mesajda şu cümleler yer almaktadır: 'Malta'da tutuklu bulunan Türkler aleyhine delil olarak kullanılabilecek hiçbir şey olmadığını bildirmekten üzüntü duyuyorum? Yeterli delil oluşturabilecek hiçbir somut vakıa mevcut değildir.' Sonuç olarak, Malta'da tutuklu bulunanlar kendilerine hiçbir suçlama dahi yöneltilmeden 1922 yılında serbest bırakılmışlardır. Ermeni soykırımı asılsız bir iddiadan daha ileriye gidememiştir.

Türkiye, öteden beri tarihin tartışmalı dönemlerinin tarihçiler tarafından değerlendirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Söz konusu döneme dair birincil kaynakları oluşturan Osmanlı arşivleri, askerî arşivler de dâhil olmak üzere bütün araştırmacıların hizmetine sunulmuştur. Türkiye, Birinci Dünya Savaşı şartları altında yaşanmış, Türk ve Ermeni halklarının ortak tarihlerini ilgilendiren dönemin, tarihçiler ve uzmanlar tarafından araştırılmasını teşvik etmekte, bu döneme dair kaleme alınan bütün eserler, Türkiye'nin tezini desteklesin veya desteklemesin, ülkede özgürce okuyucuyla buluşabilmektedir." (ANKA)