Bakan Yıldırım, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Türkiye Barolar Birliği ve Bilgi Güvenliği Derneğince Litai Otel'de ortaklaşa düzenlenen Siber Güvenlik Hukuk Çalıştayı'nın açılışında yaptığı konuşmada, siber güvenliğin, bilgi ve iletişim çağında çok önemli bir kavram olduğunu dile getirdi. Eskiden savaşların topla, tüfekle yapıldığını, şimdi ise topun tüfeğin işe yaramadığını, artık sanal silahlarla savaşın gerçekleştirildiğini belirten Bakan Yıldırım, 1990 yılında ABD'nin Irak'ı işgal etmeye çalıştığını, ancak ''yüzüne gözüne bulaştırdığını'' anlattı. 2003 yılındaki işgal girişiminin ise 2-3 saat içinde bittiğini ifade eden Bakan Yıldırım, bunun nedenin, savunma alt yapısına yapılan saldırılar sonucu Iraklı askerlere evlerine gitmeleri yönünde sahte talimatların verilmesi olduğunu söyledi.

''Eskiden delikli demir çıktı mertlik bozuldu derdik, şimdi internet çıktı, hem mertlik bozuldu hem güvenlik yok oldu'' diyen Bakan Yıldırım, internetin aslında çok yeni olmadığını ilk bulunuşunun 1969 yılına dayandığını kaydetti. O dönemlerde kimsenin internetten bahsetmediğini, herkesin ABD'nin aya çıkışını konuştuğunu belirten Yıldırım, bugün ise internetin hayatın her alanına girdiğini dile getirdi.

Bakanlık olarak Türkiye'nin bilişim alt yapısını güçlenmesinden sorumlu olduklarını anlatan Yıldırım, Türkiye'nin bilgi toplumuna dönüşmesi için işe okullardan başladıklarını, bilişim işinin gençlerin daha kolay uyum sağladığı bir iş olduğunu söyledi. Bu anlamda Türkiye'nin genç nüfusu nedeniyle büyük bir avantaja sahip olduğunu anlatan Bakan Yıldırım, Avrupa'da yaşlı nüfusu nedeniyle internet kullanım oranının yüzde 65'te tıkandığına işaret etti. Bakan Yıldırım, Avrupa'da ülkelerin bunu aşmak için çözümler üretmeye çalıştığını, internet kullanımını kolaylaştıracak cihazlar geliştirmeye çalıştıklarını belirtti.

Bir ilacın tedavi özelliğinin yanı sıra yan etkilerinin de bulunduğunu anlatan Yıldırım, internetin de ilaç gibi olumlu yanlarının yanı sıra olumsuz yan etkileri bulunduğuna işaret etti. Bu etkilerin azaltılması gerektiğine belirten Yıldırım, bunun sadece yasal düzenlemelerle yapılamayacağını, farkındalığın da artması gerektiğini kaydetti. Siber saldırı yapılan yer ile saldırıya maruz kalan yer arasında hukuk geçişleri bulunduğuna dikkati çeken Yıldırım, saldırının farklı bir ülkelerden gerçekleştirilebildiğini, bu nedenle siber suçlarla mücadele için uluslararası hukuksal alt yapının sağlanması gerektiğini belirtti.

Hayatın her alanında gün geçtikçe artan internet kullanımın bağlı olarak siber suçların da arttığına işaret eden Yıldırım, ekonomik her 4 suçtan 1'inin sanal ortamda işlendiğini söyledi. Yıldırım, son 2 yılda sanal ortamda işlenene ekonomik suçlarda yüzde 13 artış olduğuna dikkati çekti. Bunu yanı sıra siber ortamda bir çok suç türünün ortaya çıkmaya devam edeceğini altını çizen Yıldırım, bu alanın kendi hukuksal düzenlemesini oluşturması gerektiğini belirtti.

Bir süre önce Antalya'da bir kızın, sosyal paylaşım sitesinde yaşadıkları nedeniyle intihar ettiğini, bir kaç yıl önce de Bursa'da internet yoluyla çocukların istismarı sonucunda Türkiye'de oluşan infiali hatırlatan Bakan Yıldırım, Bursa'daki olaydan sonra Bakanlık olarak, hemen bir düzenleme yaptıklarını ve bunun siber suçlarla ilgili ilk düzenleme olduğunu kaydetti.

-''Mücadele suç oluşmadan yapılmalı''-
Uzmanların, bilişim suçlarıyla mücadelenin, suç oluşmadan önce yapılması gerektiğine işaret ettiklerini ifade eden Yıldırım, aksi takdirde mağduriyetin giderilmesinin mümkün olmadığını, çünkü internette fiilin çok hızlı yayıldığını, ceza vermenin de mağduriyeti gideremediğini anlattı. Bu nedenle uluslararası işbirliğinin şart olduğunu belirten Bakan Yıldırım, ulusal düzeyde çalışmaların da devam ettiğini bildirdi. 48 ülkenin imza koyduğu Siber Suçlarla Mücadele Sözleşmesini Türkiye olarak geçen sene imzaladıklarını hatırlatan Yıldırım, TBMM onayladıktan sonra sözleşmenin yürürlüğe gireceğini, bunun da sözleşmeye imza koyan ülkelerle adli işbirliği anlamına geldiğini kaydetti.

Bakanlık öncülüğünde siber güvenlikle ilgili birçok çalışma gerçekleştirildiğini belirten Yıldırım, Elektronik Haberleşme Kanunu'nda kapsamlı bir düzenleme yapıldığını hatırlattı. Yıldırım, Türkiye'nin Elektronik İmza Kanunu'nu çıkaran dünyada öncü ülkelerden biri olduğunu ifade etti.
Bilişimin aslında demokrasiyi geliştiren, şeffaflığı artıran, hesap verilebilirliği daha fazla hale getiren bir alan olduğunu dile getiren Bakan Yıldırım, buna karşılık sanal ortamda savunmasız kalındığında her türlü tehdide, hatta ülke savunmasını çökertecek tehditlere bile maruz kalınabildiğine dikkati çekti.
Bugüne kadar acil ihtiyaçlara yönelik düzenlemeler yaptıklarını, bunun sürdürülebilir bir tedbir olmadığını belirten Bakan Yıldırım, ''Bilişim suçlarıyla ilgili müstakil bir hukuk sistemini mutlaka oluşturmalıyız'' dedi. Bunun yeterli olmayacağını ifade eden Yıldırım, uluslararası düzeyde de yapılması gereken çok iş olduğunu söyledi.

-''2-3 sene içerisinde IPV6'e geçişin başarıyla yapılacak''-
Bu konudaki uluslararası faaliyetleri yakından izlediklerini belirten Yıldırım, IPV6 sistemini en önce kurumlara duyuran bakanlığın kendileri olduğunu söyledi. Çok sayıda internet kullanıcısı bulunduğunu, mevcut alan adlarının yetişmediğini belirten Yıldırım, 2-3 sene içerisinde IPV6'e geçişin başarıyla yapılacağını bu konuda sorun kalmayacağını bildirdi.

İnternet adreslerinde bulunan, ''com, gov, net'' gibi uzantıların sayısının 22 olduğunu hatırlatan Yıldırım, ICAN'in aldığı karar gereği bu uzantıların serbest hale getirildiğini, artık isteyeninin istediği uzantıyı kullanabileceğini kaydetti. Yıldırım, ''Bu uzantıların sayı sınırlamasını kaldırdılar, artık herşey olabilir. İsterseniz kızlık soyadınızı koyarsınız, isterseniz en sevdiğiniz yemeğin adını. Bu çok büyük bir seçenek gibi görünüyor, ama bunun ardında öyle büyük tehditler var ki, hayatınızı bile sonlandırabilir. Sizin haberiniz olmadan bir alan adı seçip sizin her şeyinizi darmadağın edebilirler. Bu tehditleri görmek lazım. En büyük tehdit farkındalığın geç oluşmasıdır. Bu tehditlere karşı siber güvenlik alt yapımızı geliştireceğiz. Bunun için yasal düzenleme lazım, farkındalık lazım, tatbikat lazım'' diye konuştu.

-Diğer konuşmacılar-
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Tayfun Acarer, başta ekonomi olmak üzere bir çok alanda bilişiminin öneminin giderek arttığını belirtti. Dünyada artık sıcak savaş senaryolarının yerini kritik alt yapılara siber saldırıların aldığını ifade eden Acarer, saldırıların artık çok az maliyetlerle yapıldığını, zararın ise çok büyük olduğunu kaydetti. Bİr truva atının bir savaş uçağından daha fazla zarar verdiğine dikkati çeken Acarer, dünya üzerinde bunun bir çok örneği bulunduğunu ifade etti.

Bugün itibarıyla Türkiye'de genişbant abone sayısının 16,2 milyona ulaştığını bunun 45 milyon kullanıcı anlamına geldiğini belirten Acarer, bu oranın 2011 yılında yüzde 95 artış gösterdiğini ifade etti.

Türkiye'nin Avrupa'da interneti en çok kullanan ülke konumunda olduğunu dile getiren Acarer, genişbant internet erişim sahipliği açısından bakıldığında oranın AB 15'te yüzde 88, AB 25'te yüzde 86 iken Türkiye'de bu oranın yüzde 91 olduğunu bildirdi. e- ticaretin Türkiye'de giderek arttığına dikkati çeken Acarer, 2010 yılında 15 milyar lira iken, 2011'de yüzde 45 artarak 21 milyar liraya çıktığını, bu yıl çok daha fazla olacağını beklediğini söyledi.

Acarer, Nisan ayında bir, 2012 yılı sonuna doğru da bir tane olmak üzere bu sene 2 tane siber güvenlik tatbikatı uygulamayı planladıklarını bildirdi. Tüm kuruluşları bu tatbikatlara katılmaya davet eden Acarer, bir araştırmaya göre, 2011 yılında 2010 yılına göre, siber saldırıların açtığı zararın yüzde 56 artış gösterdiğini belirtti.

Bilgi Güvenliği Derneği Başkanı Mustafa Alkan da Siber Güvenlik Yasa Tasarısı ile Kişisel Bilgilerin Korunması Yasa Tasarısının hayata geçirilmesiyle bu alandaki boşluğun giderileceğini belirtti.

Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Berra Besler de Türkiye'nin siber suçlarla ilgili mücadelesi için yasal boşlukların giderilmesi gerektiğine işaret ederek, yeni bir müstakil yasal düzenleme için hükümetin çalışmalara başladığını, bunun çok sevindirici olduğunu söyledi.


AA