Başbakan Binali Yıldırım, "Mücadelemiz bu hainler bu topraklardan yok oluncaya kadar devam edecektir. Her türlü çılgınlığı, intihar eylemini yapabilirler ama ülkenin istiklalinden, istikbalinden, gençlerimizin aydınlık yarınlarından zerre taviz vermeyeceğiz. Kimse bize nasihat vermeye kalkmasın, demokrasi nutukları atmasın. Bunlar terörden medet umanların son çırpınışlardır. Bu tür eylemler, terör örgütlerinin kontrolsüz eylemleri olarak tezahür etmektedir. Her türlü tedbir alınıyor, daha fazlası alınacak" dedi. 

Başbakan Yıldırım, üniversite öğrencilerine de tavsiyelerde bulunarak, "Üniversitenin en önemli görevi 'universal'den geliyor, üniversal bakın. Analitik bakışınızı geliştiriyor. Mühendislerle avukatların olaya bakışı farklıdır. Sosyal bilimlerde fen bilimlerinin olayları değerlendirmesi çok farklıdır. Ben bunu Bakanlar Kurulu'nda görüyorum. Hukukçulara soruyorsun 3 ile 5 arasında sayı, mühendise sorsan 4.0, memura sorarsan 'müdürüme sorayım' der, tüccara sorarsan 'kaç olmasını istiyorsun'. Onu Kayseriler söylüyor, diye rivayet edilir" ifadelerini kullandı. 

Başbakan Yıldırım, İstanbul Teknik Üniversitesinin 2016-2017 Akademik Yılı Açılış Töreni'ne katıldı. Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarının satırbaşları şöyle:
"Sizlere hitap etmekten heyecan duyuyorum. Bilimadamları, sanayiciler, siyasetçiler, bakanlar, başbakanlar, cumhurbaşkanları, bürokratlar yetiştiren asırlık bir üniversitedeyiz. Türkiye'nin yönetiminde üç okul öne çıkar; mülkiye, harbiye, tıbbiye diye. İstanbul

Teknik Üniversitesi bunlardan geri kalmaz. Tarihine baktığımızda bunu görebiliriz. Gelecekte de bu ilim yuvası büyük başarılara imza
atacak. 
Halen 40 bin civarında Türkiye'nin en başarılı öğrencileri bu çatı altında yetiştiriliyor. Bu üniversiteden mezun olmuş bir öğrenci olarak, ben de bu gururu paylaşmak isterim. Ulusal ve uluslararası ölçekte başarılarıyla, milletçe göğsümüzü kabartan İstanbul Teknik Üniversitesi'nin başarılı bir öğretim yılı geçirmesini diliyorum.

"TERÖRİSTİN KUTSAL BİLDİĞİ HİÇBİR ŞEY YOK"
Bugün 10 Ekim. Dün alçakça bir saldırısı sonrası askerlerimiz şehit oldu, vatandaşlarımız hayatını kaybetti. Toplam 15 şehidimiz var. Bugün alçak Gar saldırısının yıldönümü. Hayatını kaybedenler arasında orada İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğrencisi Güney Doğan da vardı. Bu öğrencimiz başta olmak üzere bütün canlarımızı rahmetle anıyoruz. 
Teröristin kutsal bildiği hiçbir şey yok. Ne cana, ne hayata, ne insan kıyarken en ufak tereddüt göstermiyor. Terörle mücadele ülkemizin yeni karşılaştığı bir durum değil. 40 yıla yaklaşan bir süreçten bahsediyoruz. Günümüzde bölücü terör örgütüyle değil, FETÖ terör örgütü ve DAEŞ gibi bir terör örgütüyle mücadelemiz amansız bir şekilde devam ediyor. Türkiye, sahip olduğu coğrafyanın bedelini ödüyor. Bu coğrafya hep hareketli, hep dinamik olmuştur. Bu coğrafya medeniyetlerin buluştuğu, zaman zaman da çatıştığı bölgelerin başında geliyor.

IBADİ'YE SERT YANIT: ÖNCE DEVLET OLUN
Suriye ve Irak'ta yaşanan istikrarsız durum en fazla Türkiye'yi etkilemektedir. Bölgeyle fiziki ve gönül bağı olmayan ülkeler, bu bölge bir takım çalışmalar yaparken, bölge ülkelerinin sesi çıkmıyor. En büyük bedeli ödeyen Türkiye'nin meseleye sahip çıkmasından rahatsız olduklarını görüyoruz. Bunu söyleyenlerin önce ülkelerine sahip çıkmaları lazım. Önce siz vatandaşlarınıza sahip çıkın, yok olmalarının önüne geçin, devlet olmayı bilin; sonra Türkiye'ye laf edin. Bunu yapmazsanız, söylediğiniz laflar mizahi olur. Orada cirit atan terör örgütleri, bir takım unsurları orada barındırmaya devam ederseniz, Türkiye elbette hudutlarını korumak, vatandaşlarının can ve mal güvenliğini sağlamak için her türlü tedbiri alır. Türkiye'nin 40 yıldır başını ağrıtan terör örgütü sizin topraklarınızda cirit atacak, Türkiye, masum insanların hayatlarını korumak için çabalayacak, gayret edecek laf edeceksiniz. Bunun kabul edilebilir bir yanı yok. 

"SON ÇIRPINIŞLARI"
Mücadelemiz bu hainler bu topraklardan yok oluncaya kadar devam edecektir. Her türlü çılgınlığı, intihar eylemini yapabilirler ama ülkenin istiklalinden, istikbalinden, gençlerimizin aydınlık yarınlarından zerre taviz vermeyeceğiz. Kimse bize nasihat vermeye kalkmasın, demokrasi nutukları atmasın. Bunlar terörden medet umanların son çırpınışlardır. Bu tür eylemler, terör örgütlerinin kontrolsüz eylemleri olarak tezahür etmektedir. Her türlü tedbir alınıyor, daha fazlası alınacak. 

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ
15 Temmuz gecesi darbe girişimine dur diyen 241 şehidimiz arasında 7 üniversite öğrencimiz de vardı. Onlar 15 Temmuz alçak darbe girişimini canları pahasına ödeyen ve şahadet şerbeti içen gençlerimizdir. Allah'tan rahmet diliyorum. O gece İTÜ şehit vermedi ama 2 gazimiz var.
Bu bayrak yere düşmedi, bu milleti hiç kimse diz çöktüremedi. Karşımıza çıkan bütün engelleri bir bir aşmaya devam edeceğiz. Millet olarak verdiğimiz mücadele demokrasi tarihine altın harflerle yazılmıştır. Birinci görevinizin bu ülkenin birlik ve dirliğini korumak olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Sizleri en iyi bilgi ve donanıma sahip olarak yetiştirmek en öncelikli görevimizdir. Siz, Türkiye'nin büyüyen hedeflerini hayata geçireceksiniz.

"EĞİTİM İÇİN HER TÜRLÜ İMKANI SEFERBER EDİYORUZ"
Eğitim noktasında asla ve asla hiçbir mazeretin arkasına sığınmadık. Bütçemizi 10 kat artırdık, tasarrufu bir kenara bıraktık. Tasarruf yapılır ama gençlerinize cimri davranamazsınız. Onların her türlü bilgiyle donanması için her türlü imkanları seferber ediyoruz.
Ülkemiz geçmiş dönemde krizlerden krizlere sürüklendi ve bu imkanlar eğitime aktarılamadı. 2002'de kolları sıvadık, eğitime yeni imkanlar sağlamak için adımlar attık. Altyapıyı, müfredatla ilgili konuları sürekli geliştiriyoruz. Dünyadaki gelişmelere göre kendinizi yenileyeceksiniz. Bilişim altyapısıyla eğitim sınıflarda değil, her yerde öğrencilerimiz bilgiye bir tuşla ulaşabiliyorlar. Akıllı tahtalardan uzaktan eğitime kadar çok büyük projeleri hayata geçiriyoruz. 

"YABANCI DİLİ SORUN OLMAKTAN ÇIKARACAĞIZ"
Orta vadeli plan kapsamında, 2019'a kadar Türkiye'nin her tarafından tek tedrisata geçeceğiz. Sabahçı-öğlenci kalkacak sabahtan akşama eğitime geçeceğiz. Eksiklerimiz var, bunları gidereceğiz. Yabancı dili sorun olmaktan çıkaracağız. Önemini anlatırız ama bir türlü yabancı dil öğretemeyiz. 

Ben ortaokul, lise, üniversitede Fransızca okudum, mezun oldum bir şey yok. Ne kadar büyük bir eksiklik olduğunu iş hayatında öğrendim. Yıllar sonra lisan öğrenme ihtiyacı duydum. Yurtdışına gittik, master yaptık. Öğrencilerimize en büyük tavsiyem lisan işini üniversite bitmeden halledin. Mesleki olarak donanımlı olmanız yetmez. Dünyayı okumak için lisana ihtiyacınız var. En az bir yabancı dili öğrenmeniz gerekiyor. Biz artık bunu şansa bırakmak istemiyoruz. Orta öğretimde ilk dörtten sonra, 5'inci sınıfta bir yıl boyunca yabancı dil eğitimizini zorunlu yapacağız. Bu yabancı dil öğrenme işi aradan çıkacak. O yaşlarda öğrenmek daha kolay. 40'ına geldikten sonra öğrenmeye başlarsanız, 2 kelimeyi zor öğreniyorsunuz. Bu işin başında hallolmasını önemsiyoruz. 

Okul öncesi eğitim çok önemli. Eskiden, okul zamanı eğitim doğru dürüst yoktu, derslerin yarısı boş geçerdi. 3 ay ders kitabı bulmak için koştururduk. Geçen gün bir okul açılışına gittik, 23 tane kitap. Bunu taşıyamaz bile öğrenci. Ders kitabı, yardımcı kitabı, uygulama kitabı... Her şey var. Türkiye'nin her köşesinde bu kitaplar var, her okulda da internet erişimi var. İşlerden başımızı kaldırıp ne yaptığımızı anlatmaya fırsat bulamıyoruz. İnsanlar hizmete erişiyorsa, onun kolaylığını hissediyorsa en güzel reklam odur. 

"ÇALIŞIN SİZİN DE OLSUN"
Şimdi Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi'yi, Avrasya Tüneli'ni, Ovit Tüneli'ni... Türkiye şekil değiştirdi. Bir ligden başka lige çıktı. En büyük projeler bizde yapılıyor. Biraz da mühendislik farkı olsun. Biz bunları boşa okumadık. Şimdi de dünyanın en büyük havalimanını yapıyoruz. Bu mutluluk hepimizin. İngiltere'den misafirlerimiz geldi, 'Hızlı tren mi var' diyorlar, 'Bizde yok' diyorlar. Çalışın sizin de olsun. 

"BU YILLAR ALTIN YILLAR, DOLU DOLU GEÇİRİN"
Bu zamanı çok iyi değerlendirin. Derslerde çok iyi olmak tek başına bir anlam ifade etmiyor. Yapacağınız başka konular da var. Bir kere eleştirel aklı hakim kılmak için herkes üzerine düşen görevi yapacak. Üniversitelerimizin bilimi, hoşgörüyü, anlaşmayı değil, kutuplaşmayı, hoşgörüsüzlüğü gündemde tuttuğunu görüyoruz. Sanayiyle, hükümetle daha sıkı işbirliği içinde olmasını bekliyoruz. Özellikle teknik üniversitelerin önemli bekletilerimizin olduğunu ifade etmek isterim. Üniversitelerimizin hayatla, toplumla içiçe geçmesi önem arz ediyor. Her zaman birbirimizi anlayalım ve iletişim kanallarını açık tutalım. Üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir mesele olmaz.

Son olarak da, öğrenci kardeşlerime. Bu yıl İTÜ'ye başlayan veya öğrenimi devam eden kardeşlerime diyeceğim şudur. Üniversite bir kantindir, kütüphanedir, arkadaşlık kurulan demokrasi içerisinde tartışma mekanlarıdır. Arkadaşlarınızla birlikte hayata tecrübesi kazandığınız mekandır. Dost olmayı, dertleşmeyi burada öğreneceğiz. Bu yıllar altın yıllardır. Bunu mezun olduktan sonra daha çok arayacaksınız. Bir an önce 'Bitse de gitsek' diye duyguya kapılırsınız ama bu yılları çok özlersiniz. Dolu dolu geçirin, ihtiyacını duyduğunuz şeylerin temelinin üniversitede atıldığını unutmayın.

Üniversitenin en önemli görevi 'universal'den geliyor, üniversal bakın. Analitik bakışınızı geliştiriyor. Mühendislerle avukatların olaya bakışı farklıdır. Sosyal bilimlerde fen bilimlerinin olayları değerlendirmesi çok farklıdır. Ben bunu Bakanlar Kurulu'nda görüyorum. 2 ile 2 kaç eder diye soruyorsunuz... Hukukçulara soruyorsun 3 ile 5 arasında sayı, mühendise sorsan 4.0, memura sorarsan 'müdürüme sorayım' der, tüccara sorarsan 'kaç olmasını istiyorsun'. Onu Kayseriler söylüyor, diye rivayet edilir. 
Yarın üniversiteyi bitirince acımasız bir rekabetin içinde olacaksınız. Ne kadar donanımlı, birikimli olursanız o kadar öne çıkacaksınız. Bundan sonra aynı kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz."


Habertürk