Adalet Bakanlığı Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü tarafından Feriye Lokantası'nda düzenlenen ''Kamu Denetçiliği (Ombudsmanlık) Çalıştayı''nın açılışında konuşan Ergin, birey odaklı yönetim anlayışının ön planda olduğu çağdaş demokrasilerde ombudsmanlık sisteminin vazgeçilmez olduğunu vurgulayarak, ''1990'lı yılların sonundan beri Kamu Denetçiliği Kurumunun kuruluşu yönündeki çalışmalar, 2006 yılında TBMM'de kabul edilen 5548 sayılı kanun ile hayata geçirilmeye çalışılmış, ancak Anayasa Mahkemesinin söz konusu yasayı iptal etmesi nedeniyle netice alınamamıştır. 2011 yılında gerçekleşen değişikliklerle Kamu Denetçiliği Kurumu anayasamıza girmiştir'' ifadelerini kullandı.
    
Bir devletin, kendini halkına hizmet vermeye adamış ve hesap verebilir bir yönetim anlayışını benimsemişse, hizmetin verilmesi sırasında doğan aksaklıkların giderilmesi için gerekli önlemleri alması gerektiğini ifade eden Ergin, şunları kaydetti:
    
''Devletin bu aksaklıkları giderecek mekanizmalar kurması gerekir. Bunlardan biri yargı olarak görülebilir. Ancak bir yanda uzun yargılama süreci, diğer yanda mağdura yüklenecek maddi külfet nedeniyle bu yol etkili sonuçlar doğurmayabilmektedir. Oysa ki hukuka saygılı yönetim anlayışının yerleşmesine katkı sağlayan ombudsmanlık kurumu, idareyi, halk iradesinin temsil edildiği parlamento adına denetlemekte, bu inceleme ve denetlemede tespit edilen yanlış uygulamalar için ilgili kurumlara uyarı ve tavsiyeler sunmakta, yanlış uygulamalar kamuoyu ile paylaşılarak uygulamadan zarar gören kişilerin haklarını aramak konusunda bilincin arttırılmasını sağlamaktadır.''

Reform süreci
    
Türkiye'nin son 10 yılda Avrupa Birliği üyesi ülkelerin katkılarıyla insan hakları ve temel özgürlüklerin geliştirilmesi noktasında yoğun bir reform sürecinden geçtiğini kaydeden Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü:
    
''Biz reformlarla sadece yazılı hukuk düzenlemelerini değiştirerek bir dönüşüm gerçekleştirmiyoruz, aynı zamanda bireyin devlet karşısındaki konumunu yeniden tanımlıyor, bireyi devlet karşısında güçlendiriyor, insanımızın hakkını sonuna kadar takipçisi olma yolunda teşvik ediyor, cesaretlendiriyoruz. Günümüzde hikmet-i hükümet ya da 'devlet baba' algısından kaynaklanan devletin ya da devlet adına hareket eden elemanların her ne olursa olsun kusurlu davranışını sineye çekme, hak arama yoluna gidildiğinde vatan hainliğine kadar giden yaftalanma korkusu, artık günümüz Türkiye'sinde söz konusu değildir. Özgür düşünmenin, hesap sormanın, hak aramanın önündeki engelleri birer birer ayıklıyoruz. Kısacası bir zihniyet değişimi ya da transformasyonu için çaba göstermekteyiz. Türkiye'nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin sözleşmelerde korunan hakların ihlal edildiği iddiası ile Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının tanınması 2012 yılında fiilen başlayacaktır.''
    
Adalet Bakanlığı bünyesinde İnsan Hakları Daire Başkanlığı kurulduğunu hatırlatan Ergin, yargı mensuplarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde koruma altına alınan hak ve özgürlükleri ile bunların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde ne şekilde yorumlandıklarını daha yakından izlemelerine imkan sağlanacağını ve bundan böyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Türkiye'yi ilgilendiren davalarda Adalet Bakanlığı tarafından savunma yapılacağını, bu sayede Türkiye'nin sözleşmeyi ihlal ettiği yönündeki kararlar için daha etkin değerlendirme ve çalışmalar yürütülebileceğini kaydetti.
    
Devlet kurumlarının hata ve eksiklikleri
    
Türkiye hükümetinin tüm reform arzusu ve somut çalışmalarına rağmen devlet kurumlarının bazı hata ve eksiklikleri olabileceğini ifade eden Ergin, şöyle konuştu:
    
''Vatandaşlarımız bizi uyararak, yetmezse dava açarak yanlışlarımızın düzeltilmesini talep edebilecektir. Kamu Denetçiliği Kurumu vasıtasıyla bu süreci destekleyen bir çalışma içindeyiz. Tesis edilecek Kamu Denetçiliği Kurumu uluslararası standartlarda faaliyet göstererek, Türkiye'de demokratik kültürün, özgürlüklerin ve insan haklarının gelişmesi ve güçlenmesi sağlanacaktır. Yönetim sistemimizde daha önceden var olmayan bir kurumun olabildiğince sorunsuz ve amaca hizmet edecek şekilde çalıştırabilmek ve bu kurum için beklentileri boşa çıkartmamak için Avrupa ülkelerinin tecrübeleri bizim için eşsiz bir bilgi ve esin kaynağı olacaktır. Yakın dönemde bu konudaki yardım taleplerimizle ilgili ombudsmanlık temsilcileri ve hükümetlerden olumlu cevaplar aldık.''



AA