Feyzioğlu, “Bu itham yanlıştır, bu itham rahatsız edicidir. Evet seçime gidiyoruz, seçime giderken siyasiler seçim heyecanı içerisinde gerginleşebilirler ancak toplumu kutuplaştırmaya, kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi davranmayan insanlara ve kurumlara hain muamelesi yapmaya, terör örgütünü desteklemekle suçlamaya hakları yoktur. Siyasilerin, bizi yönetenlerin buna son derece dikkat göstermesi zorunludur” dedi. 

“HALKIMIZ NE OLUP BİTTİĞİNİ ÖĞRENME HAKKINDAN MAHRUM”

Feyzioğlu, TBB Başkan Yardımcısı Av. Ünsal Toker ve Genel Sekreter Av. Sabiha Tekin ile yaptığı açıklamada şunları söyledi: 

“Suruç’ta kötü bir olay oldu. İnsanlar öldü. Bu trajediyi artıran bir husus daha var. Gerçekten ne olup bittiğini biz basından öğrenme imkanından maalesef mahrumuz. Herkes bir şey söylüyor. Herkes kendi penceresinden bakıyor. Bilmiyoruz, duyumlarımız var. Kendi birtakım bilgilerimiz var ama halkımız tarafsız, bağımsız gazeteciler yoluyla maalesef olan biteni öğrenme hakkından mahrum edilmiş. 

Diyarbakır Baromuz da başka bazı kuruluşlarla ve Şanlıurfa Baromuzla birlikte bu olayla ilgili olarak Suruç’a gitmek istediklerinde engellemeyle karşılaşmışlar. Bunun OHAL kapsamında yapıldığı söyleniyor ama açıkçası bu OHAL ne zaman kime uygulanıyor, kime ne zaman yasak getiriliyor bu konuda maalesef sıkıntılarımız var. 

Arkasından Diyarbakır Baromuzla ilgili Sayın İçişleri Bakanı ‘Zaten PKK’ya müzahir’, yani ‘PKK’ya yardım eden, destek veren Barodur’ şeklinde gerçekten duyduğumuzda bizi üzen, kıran bir açıklama yaptı.”

“SEÇİME GİDİYORUZ, CENGE GİTMİYORUZ”

“Biz seçime gidiyoruz, cenge gitmiyoruz, harbe gitmiyoruz. 81 milyon vatandaş, seçimden önce birlikte yaşıyoruz ve seçimden sonra da birlikte yaşayacağız. Birlikte yaşamanın, birlikte bir gelecek planlamanın bir ön şartı var. 81 milyon vatandaşımızın hukukun üstünlüğü paydasında buluşması lazım. Aynı düşünmeyebiliriz, tabii ki düşünmeyeceğiz. Aynı davranmayabiliriz, tabii ki davranmayacağız. Ama birbirimize saygı göstermek zorundayız. Bizim gibi düşünmeyenleri, bizim gibi davranmayanları hain diye suçlamaya başlarsak, teröre destekçilikle suçlamaya başlarsak bu kabul edilemez. Yorulduk. Vatandaşlarımız artık yorulmaktan da yoruldu.” 

“HALK DÜŞMANLAŞTIRILMAK İSTEMİYOR”

Feyzioğlu, “Sayın İçişleri Bakanına, ülkeyi yönetenlere, tüm siyasetçilere sesleniyorum” diyerek şu mesajı verdi: 

“Bizi siyasi parti çekişmelerinize karıştırmayınız. Siz de lütfen sözlerinizle, davranışlarınızla insanları birbirine kutuplaştırmaktan vazgeçin. Yapmayın! İnanın biz bunu istemiyoruz, vatandaşlarımız bunu istemiyor. Siz belki görmüyorsunuz ama biz halkın içindeyiz ve biz halk olarak diyoruz ki biz kutuplaşmak, düşmanlaşmak, düşmanlaştırılmak istemiyoruz. 

Bizi de barolarımızı da hiçbir siyasi kavganın içine çekmeyin. Biz ‘hukuk’ diyoruz, ‘adalet’ diyoruz, ‘hukukun üstünlüğü’ diyoruz, ‘adil yargılanma’ diyoruz. Bir siyasi çekişmeye su taşımak için bizleri itham etmeyin. Çünkü barolar herkese lazım. Hukuk herkese lazım. Barolar olmadan adalet paydasında, hukukun üstünlüğü paydasında 81 milyon vatandaşı kucaklaştırmak hiç kuşkusuz mümkün değil.”