ANKARA- TBMM Genel Kurul’nda önceki gece geç saatlere kadar süren taş atan çocuklarla ilgili tasarının görüşmeleri sırasında 12 Eylül tartışmaları da yaşandı. Tartışma MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak’ın Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın da Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay gibi cezaevinde olduğu için babasının cenazesine gidemediğini belirtmesiyle başladı. İşte Genel Kurul’da yaşanan diyalog şöyle:

AKP’li Recep Koral: Ergenekonla aynı saftasın.

MHP’li Uzunırmak: Bir gün ay, terziye gitmiş, demiş ki: ‘Bana bir elbise dik.’ Terzi demiş ki: ‘Ben sana elbise dikemem’. ‘Niçin?’ ‘Sen bu bölgenin en mahir, en yetenekli terzisin, niçin bana elbise dikemezsin?’ Demiş ki: ‘Kardeşim, sen ay başında hilal gibisin, ay ortasında yarım ay, ay sonunda da dolunay gibisin. Ben senin hangi hâline göre elbise dikeceğim?’ Başbakan’a baktığımızda, bir bakıyoruz ay başında hilal gibi, ay ortasında yarım ay, oy sonunda dolunay gibi. Bakıyorsun Başbakan’a Yahudi kipasını giymiş, oraya bir mesaj veriyor, bir bakıyorsunuz ‘One minute’ diyor, bir bakıyorsunuz papaz elbisesini, papaz cüppesini giyerim diyor, bir bakıyorsunuz namazlarda geziyor. Bir bakıyorsunuz BOP’un eş başkanı oluyor, Bir bakıyorsunuz Ertuğrul Günay Bey’in 12 Eylül’de babasının ölümüne cezaevine gidemediğini, 12 Eylül’den hesap sorulacağını söylüyor, bir bakıyorsunuz sekiz yıldır iktidar olduğu Türkiye’de, Mehmet Haberal denilen bir profesör, bir üniversite rektörü, aynı şekilde onun rejimi altında cezaevinde, babasının cenazesine gidemiyor. Sen hangisisin Sayın Başbakan? Sen, bir yandan işkencelerle 12 Eylül zindanlarında insanların öldüğünü istismar ediyorsun, öbür yandan senin yönetiminde bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Engin Çeber işkencehanelerde ölüyor. Ölmedi mi senin yönetiminde? Bir bakıyorsun, ülkücüleri istismar ediyorsun. Ben, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’ndan rahmetli Mustafa Pehlivanoğlu’na varıncaya kadarÖ Başbakan, bugüne, bu Anayasa değişikliğine gelinceye kadar, Mustafa Pehlivanoğlu’nun hangi gün rahmetli olduğunu biliyor musun? Bir Fatiha okudun mu? Senin, ülkücüleri kafatasçı derken savcı olduğunu, savcı cüppesinde olduğunu, senin, ülkücüleri ırkçı derken Alparslan Türkeş’ten bugün medet ummanı, senin ülkücüleri her türlü hakarete uğratırken hâkim olarak cüppe giyip karar verdiğini biliyoruz. Ama bugün çıkmışsın ülkücülerin karşısına avukat cüppesi giymeye çalışıyorsun. Ülkücüler olarak sana vekâlet vermedik Recep Tayyip Erdoğan! Nasıl ki, rahmetli Pehlivanoğlu’nun babasının yayımladığı mesaj gibi olacak.

Uzunırmak’ın konuşmasının ardından Ak Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ “sataşma” olduğu gerekçesiyle söz aldı. Diyaloglar tutunağa şöyle yansıdı:

Bozdağ: (...) Biz hiç kimseyi istismar etmiyoruz ne rahmetli Mustafa Pehlivanoğlu’nu ne de idam sehpalarında can veren, başka hukuksuz yargılamalarda kurban giden hiçbir şeyi istismar etmiyoruz. Dün ne dediysek bugün de öyleyiz, bundan sonra da öyle olacağız. Ama Mustafa Pehlivanoğlu deyip de onu asanlarla beraber de biz hiç olmadık. Onların Anayasası’nı da biz hiç savunmadık, onların hukukunu da hiçbir zaman hiçbir yerdeÖ

MHP’li Recep Taner: Çankaya Köşkü’nde kimi ağırladı? (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

Bozdağ: Hiçbir yerde darbecilerin hukukunu da savunmadık biz. Sayın Mehmet Haberal darbecilerin içeri koyduğu bir şey değil, ama bu ülkede demokrasinin işleyişine...

Taner: Sayın Başbakan Çankaya Köşkü’nde kimi ağırladı?

Bozdağ: (...) Hukukun işleyişine, anayasal düzenin işleyişine hukuk dışı yollarla müdahale etme gayreti içerisinde olduğu için bu ülkenin cumhuriyet savcıları tarafından soruşturuluyor.

Taner: Yalan söylüyorsun, yalan!

Bozdağ: Ve bu ülkenin yargıçları tarafından hakkında tutuklama kararı veriliyor; yoksa üniversitede ders verdiği için değil, ameliyat yaptığı için değil. Bunu birbirinden ayırmak lazım. Bu ülkenin demokrasisine, bu ülkenin hukukuna, millÓ iradesine kastettiği için iddianame düzenleniyor.

MHP’li Oktay Vural: Tayyip Erdoğan da öyle olmuştu değil mi?

Bozdağ: Ve ülkenin hâkimleri bu konuda karar veriyor ama, Sayın Günay ile ilgili olay öyle değil. Bu ülkeninÖ Darbe yapmışlar, demokrasiyi rafa kaldırmışlar, Meclisi kapatmışlar. Rahmetli Türkeş dâhil, Erbakan’ı, rahmetli Ecevit’i, bütün liderleri hapse tıkmışlar. O dönemle bunu karıştırmamak lazım. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

Bozdağ: Birileri demokrasiyi hayata geçiriyor, birileri demokrasiyi yok etmiştir.




Vatan