* “Meryem” dizisi ile ekrana dönüş yaptınız. Projeye nasıl dahil oldunuz?

- En son 2015’te “Yılanların Öcü” ile ekranlardaydım. Bir süre ara vermek istedim. Hem o dönem yeni doğan oğlumuzla daha çok zaman geçirmek hem de eşim Nergis Öztürk’le en büyük hayalimiz olan Taşra Kabare’yi kurmak için bu ara gerekliydi. Ta ki TMC-Erol Avcı “Meryem” projesiyle gelene kadar... Klasik bir hikaye olmaması, herkesin kendi içinde tutarlı haklılıkları olması, yani haklıların çatışması beni çok etkiledi.

Bu rol beni çok etkiledi

* Senaryoyu okuduğunuz zaman sizi heyecanlandıran ne oldu?
- Oktay bugüne kadar oynadığım rollerden çok farklı. Bir oyuncu olarak beni en çok etkileyen ve bu role çeken şey de bu oldu. Oktay’ın kendi duyguları ve hayatın gerçekleri arasındaki sıkışmışlığı çok iyi yazılmıştı. Seyircinin ilk başta “kötü insan” olarak algılayabileceği bir rol Oktay; hata yapıyor, başkalarına zarar verebilecek kararlar alıyor. Çünkü zaafları var. Ama hikaye ilerledikçe seyircinin de onu bu yanlışlara düşüren toplumsal nedenleri anlayabileceğini düşünüyorum.

* Nasıl biri bu Oktay?
- Oktay zor şartlar altında büyümüş, kaderin ona biçtiği hayatı reddederek okuyup savcı olmuş. Ama yokluk içinde büyümenin getirdiği bir sonuç olarak da hırslı biri. Kendine koyduğu bir kariyer hedefi var ve bu yolda ilerlerken neleri göze alabileceği ve neleri feda edebileceğiyle sınanacak. Meryem’i gerçekten de seviyor. Onun saflığının ve masumiyetinin farkında. Ona karşı vefa borcu olduğunu düşünüyor. Biz erkekler için en zor durumlardan biridir bu. Yanıbaşınızda sizi tüm kalbiyle koşulsuz ve limitsiz seven bir kadın varsa ona karşı hislerinizin ne kadarı aşk, ne kadarı minnet ayırt etmekte zorlanabilirsiniz. Oktay-Meryem ilişkisi biraz böyle şekillenmiş durumda.

Hep arada, hep çelişkide kalan bir karakter Oktay. Hayatındaki kadınlar konusunda da, kariyer planlamasında da, hatta adalet mi güç mü konusunda da hep arada kalıyor, karar vermekte zorlanıyor. Son anda aldığı kararlar da onu yanlışlara sürüklüyor.

ÜSTLENİLEN ROLÜN ÖZEL HAYATI ETKİLEMESİ ANLAMSIZ
* Aşk,ihanet, düşmanlık gibi duyguların yüksek olarak yaşandığı bir dizide yer almak, kendi ilişkileriniz üzerine bir etki yaratıyor mu? Sizi etkilediği zamanlar oluyor mu?
- Ben üstlenilen rollerin oyuncuların hayatlarını ve ilişkilerini etkilememesi gerektiğine inanıyorum. O bir rol ve kendi kurmaca dünyasında yaşıyor. Ama oynadığımız roller sayesinde toplumdaki bazı insanlara karşı önyargılarımız kırılabiliyor. Benzer bir rolü oynadığımızda aslında o insanların neden böyle davranabildiğini anlıyoruz.

* Günümüzde kendini role kaptıran birçok oyuncu görüyoruz. Canlandırdığınız karakterlerden üzerinize yapışan oldu mu?
- Oyuncunun kendini role kaptırması, o esnada, yani kamera kayıt dediği andan itibaren çok normal. Ama ben bunun dışarıdaki dünyaya taşmasını anlamıyorum. Bildiğim bir durum değil bu. O yüzden de üzerime yapışan bir rol olduğunu söyleyemem.

HER ŞEYDEN ÖTE BEN BiR BABAYIM
* Çalışmadığınız zamanlarda vaktinizi nasıl değerlendirirsiniz?
- Aslında çalışmadığım zaman diye bir şey yok. çalışmayı, üretmeyi seviyorum. Dizi ya da sinema çekimim olmadığı zamanlarda siz beni görmüyorsunuz ama biz Taşra Kabare’de oyunlar oynuyor, yeni oyunların provasını yapıyoruz. Yine de her şey çalışmak değil. Her şeyin ötesinde ben bir babayım, 3 yaşında bir oğlum var. Onunla birlikte hayatı yeniden keşfetmek çok eğlenceli. Bütün bunlardan vakit kalırsa da kitap okumayı, film seyretmeyi çok severim.