İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, Teknik Direktör Tayfur Havutçu da avukatıyla gelerek müşteki sırasına oturdu.
Havutçu'nun avukatı müdahillik talebini içeren dilekçeyi, mahkeme heyetine sundu.

Duruşmada müdahillik talebinde bulunan Fenerbahçe Spor Kulübü AŞ, Fenerbahçe Spor Kulübü Derneği ve Fenerbahçe Spor Ürünleri AŞ (Fenerium) adına söz alan avukatları, kulübün, "futbolda şike" davası nedeniyle borsada hisse kaybına uğradığını, bazı futbolcuların kulübü terk ettiğini belirterek, suçtan zarar gördüklerini kaydetti.

Müdahillik taleplerinin ardından söz alan tutuklu sanıklardan eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç, şike davasında mahkumiyeti kesinleşenlerin katılma taleplerinin reddedilmesi gerektiğini savundu.

Soruşturmada aleyhinde herhangi bir suç delilinin olmadığını öne süren Ardıç, şike davasının, başlangıçta Asayiş Şubeden gelen yazının, arşiv bilgileri eklenerek kayıtlara ilave edilip savcıya intikal ettirilmesiyle başladığını anlattı.

Burada yargılanan polislerin çoğunun mahkeme kararına uyarak dinleme yaptıklarını iddia eden Ardıç, iddianamenin subjektif yaklaşımlarla ele alındığını öne sürdü.

"BYLOCK KULLANMADIM AMA TELEFONA İNDİRMİŞ OLABİLİRİM"
Zaman gazetesinin emniyet muhabirinin haber almak için kendisine gönderdiği bir mesajın kurumla irtibatlıymış gibi iddianamede yer aldığını dile getiren Ardıç, "ByLock kullanmadım ama telefona indirmiş olabilirimhatırlamıyorum ama kesinlikle kullanmadım." dedi.
Ardıç, tutukluluk koşullarının savunma hazırlamasına olanak vermediğini iddia ederek, tahliyesini talep etti.

Tutuklu sanık Ahmet Kalender, ne Fenerbahçe Kulübünün ne de Kulüp Başkanı Aziz Yıldırım'ın düşmanı olduklarını belirterek, "Asayiş şubenin raporu organize şubemize gönderildi. Talimat alındıktan sonra o yazı bize geldi, savcı talimatının ardından ilk dinleme raporunu yazan personel benim. Fenerbahçe'ye ve Aziz Yıldırım'a kumpas kurmadım. Bunu yapmayı hedeflemedim." diye konuştu.
Tutuklu sanık İbrahim Emre, şike soruşturmasının hiçbir aşamasında çalışmadığını ve soruşturmanın içeriğiyle ilgili bilgi sahibi olmadığını

belirterek, söz konusu dönemde Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde müdür yardımcısı olduğunu anlattı.
Şike soruşturmasını takip eden Ahmet Davulcu izne çıktığı için yerine vekaleten bakması nedeniyle birkaç evrakta parafının bulunduğunu dile getiren Emre, TİB ve KOM'a gönderilen bu idari yazılar nedeniyle 10 aydır tutuklu olduğunu savundu.
Emre, terör örgütü FETÖ ile bir ilgisinin olmadığını öne sürerek, tahliyesini talep etti.

NİŞANLISINA EVLENME TEKLİF ETTİ
Tahliyeye ilişkin taleplerini sıralayan tutuklu sanıklardan Necmettin Karapınar da 18 yıllık polis memuru olduğunu belirterek, "Ben kimseye kumpas kurmadım. Sadece Fenerbahçe kulübü değil, bütün spor kulüpleri buraya gelsin, ben onlara yapılan bütün işlemi anlatayım." ifadesini kullandı.

Karapınar, savunması sırasında, sanıkların arkasında oturan izleyici bölümüne dönerek, buradaki nişanlısına evlenme teklifinde bulundu.
Duruşma salonundaki izleyici ve sanıklar, bunun üzerine Karapınar'ı alkışladı. Karapınar, kendisi hakkında tutuklama kararı veren sulh ceza hakimine de düğün davetiyesini göndereceğini söyledi.

"Beni tahliye edin düğünümü yapayım, ondan sonra geleyim beni tekrar tutuklayın." diyen sanık Karapınar, anlatacağı çok şey olacağını dile getirdi.
Mahkeme heyetine dönerek biraz duygusal olduğunu ifade eden Karapınar'a, Mahkeme Heyeti Başkanı Ali Öztürk, "Ben kolay kolay etkilenmem." diye yanıt verdi.

BARANSU SALONDAN ÇIKARILDI
Duruşmada müşteki avukatların müdahillik taleplerine ilişkin söz alan başka suçtan tutuklu sanık Mehmet Baransu, yargılamada eksiklikler olduğunu belirterek, "Mehmet Ali Aydınlar, Fenerbahçe'yi UEFA'ya göndermedi. Aydınlar burada sanık değil. Türkiye Futbol Federasyonu, Fenerbahçe'ye ceza kesti onlar burada sanık değil. Biz niye yargılanıyoruz? Onlar da yargılansınlar." dedi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Ali Öztürk'ün, kendisine verilen süreyi aşmaması yönünde sık sık uyardığı Baransu, konuşmasını sürdürdü.
Mikrofonu kapatılan Baransu'nun, müşteki tarafın avukatlarıyla tartışması ve uyarılara rağmen konuşmasını sürdürmesi üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Öztürk, salonda görevli jandarmalara talimat vererek, sanığın salondan çıkarılmasını istedi.
Jandarma ekipleri, bunun üzerine Baransu'yu duruşma salonundan çıkarttı.

Duruşmaya katılan diğer tutuklu sanıklar Abdullah Çelik, Halil Ardıç, Haşim Gülal, Kemal Atılgan, Lokman Yanık, Mehmet Aslan, Muhammed Kaya, Mustafa Tunç, Mustafa Okumuş, Seyfi Erdoğan ve Soner Kılıç da söz alarak tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, tutuksuz sanıkların da tahliye talebinde bulunduğu duruşmaya, öğle arası verdi.