Çavuşoğlu canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. 

IKBY referandumunu değerlendiren Çavuşoğlu, "Biz sadece 'yapmayın etmeyin' deyip kestirip atmadık. Neden yapmamaları gerektiğini ve referandumu iptal ederlerse kendilerine nasıl yardımcı olabileceğimizi de söyledik. Referandumu yaparlarsa da ne ile karşı karşıya kalabileceklerini net bir şekilde izah ettik." dedi. 

IKBY'nin Türkiye'ye verdiği sözleri hatırlatan Çavuşoğlu, "Onların bize bir sözü vardı. Özellikle Barzani'nin. 'Diğer ülkelerin ne dediği önemli değil, burada Türkiye'nin ne dediği önemli, Türkiye'nin tavsiyelerini dinleriz.' demişti. Ama gördük ki dinlemedi." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Barzani'ye "Referanduma karşıyız, haklarınızın yanındayız" mesajını yüz yüze yaptıkları görüşmede de birçok kez ilettiklerini belirterek "Referandum yaparlarsa karşı karşıya kalacakları tehditleri de kendilerine izah ettik. Kim nereden saldıracak, hangi yaptırımlar olur, şu anda anayasa ile elde ettikleri hakları da kaybedeceklerini, kaos oluşacağını, aynı şekilde Kürt Bölgesel Yönetimi içinde de siyasi kargaşalar olacağını, hepsini söyledik." ifadesini kullandı. 

Barzani'nin şu anda masada zayıf kaldığını, "önce referandumu yaparım, sonra Bağdat'la görüşürüm" düşüncesiyle hareket ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Referandumu iptal etseydi Bağdat'a karşı eli çok güçlü olacaktı. Tüm ülkeler, P5 ülkeleri, daimi üyeler, bizler, AB, herkes varsa bunların elde edemediği haklar, o konuda yardımcı olacaktı. Ama şimdi hiç kimseyi dinlemediler." dedi. 

Tüm dünya karşıyken Barzani'nin referandumda ısrarcı olduğunu belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti: 
"Barzani'nin derdi, kendi başkanlığını sürdürmek. Çünkü bölgesel yönetimde Barzani gücünü kaybetti. Diğer partiler kendisine karşı. Diğer partiler, anayasaya meclisin toplanması için seçim kanununu getirme şartını da koydular. Bu seçim kanunu geldiği zaman başkanın süresi de belli olacak. Şu anda belli olmayan bir süreç. Uzun zamandır bölgesel yönetimin başkanlığını yürütüyor ve seçim olsa kaybedeceğini biliyor. Kendi koltuğunu korumak için esasen Kürtlerin geleceğini tehlikeye attı." 

"KDP'nin temsilcisine 'Türkiye'ye gelme' dedik" 
Türkiye'nin IKBY'ye yönelik hangi adımları atacağını değerlendiren Çavuşoğlu, "Biz aşama aşama adımlarımızı atacağız. Aşama aşama atarken bir, bundan sonra bizim muhatabımız Bağdat'tır. Bağdat'tan gelen talepleri dikkate alacağız." diye konuştu. 

Çavuşoğlu, Türkiye'nin IKBY'yi muhatap alıp almadığı yönündeki soruya, "Şu anda zaten KDP'nin temsilcisi burada olsaydı 'Ülkeyi terk et' diyecektik. Şu anda zaten Erbil'de olduğu için 'Gelme kardeşim' denildi. Burada olsaydı 'Ülkeden ayrıl' diyecektik. Daha önce KYB'nin temsilcisini, özellikle PKK'ya alan açtığı için biliyorsunuz gönderdik. Bundan sonra böyleyiz. Bize karşı yanlış yapan herkese karşı biz de gerekli tedbirlerimizi alırız. KDP temsilcisi burada olsaydı gönderecektik. Ama orada olduğu için telefonla arkadaşlar aradılar, 'Türkiye'ye gelme kardeşim' dediler. O da 'Ben anladım mesajınızı' dedi." yanıtını verdi. 
Bakan Çavuşoğlu, "Türkiye'nin Erbil Başkonsolosunun çekilmesi söz konusu mu?" şeklindeki soruyu, Erbil Başkonsolosluğunun Irak Dışişleri Bakanlığının izniyle açıldığını belirterek "Biz Erbil Başkonsolosluğunu açarken Erbil'den izin almadık, Bağdat'tan izin aldık. Dolayısıyla burada bizim muhatabımız Bağdat yönetimidir, Irak Dışişleri Bakanlığıdır." diye cevapladı. 

"Irak'ın talebi olursa sınır bütünlüğünü koruması için destek veririz" 
Türkiye ve Irak'ın yürüttüğü ortak askeri tatbikatları değerlendiren Çavuşoğlu, Türkiye'nin Irak'ın ulusal birliği ve sınır bütünlüğünü desteklediğini vurguladı. 
Çavuşoğlu, "Irak'ın sınır bütünlüğünü destekliyoruz demek, sadece kuru kuruya söz değildir. Irak'ın bu konuda bizden bir talebi olursa Irak'a sınır bütünlüğünü koruması için destek vereceğiz demektir." diye konuştu. 

Bakan Çavuşoğlu, bağımsız Kürdistan'ın ilan edilmesi halinde Türkiye'nin bölgeye tek başına operasyon yapma hakkı olup olmadığının sorulması üzerine, bu konuda Irak hükümetinin davetinin önemli olduğunun altını çizdi. Çavuşoğlu, Irak'tan bir PKK saldırısı geldiği zaman, örgütün bulunduğu yerlerde birçok operasyon yaptıklarını ve bunun uluslararası hukuktan doğan bir hak olduğunu ifade ederek "Ama bir ülkenin içine askeri olarak gidebilmek için o ülkeden davetin gelmesi gerekir. Burada da bizim muhatabımız Bağdat'tır." ifadesini kullandı. 

Şimdiden tüm ülkeleri referandumu destekleyici eğilimler içine girmemeleri konusunda uyardıklarını anlatan Çavuşoğlu, BM Güvenlik Konseyinin daimi üyesi olan beş ülkenin ve aynı zamanda Almanya, Suudi Arabistan büyükelçilerini bakanlığa davet ederek onlara telkinlerini ilettiklerini dile getirdi. 

Sincar'da PKK unsurlarının zaman zaman Kerkük'e indiğinin ve böyle bir durumun Türkiye'ye operasyon hakkı verip vermeyeceğinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, "Elbette verir. Türkmen kardeşlerimize yönelik bir tehdit oluşursa gereğini yaparız, bu konuda da hiçbir zaman tereddüdümüz olmaz." dedi. 

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Irak'ta ya da başka arazilerde bulundurduğu askerlerin hepsinin her an her türlü mücadeleye hazır olduğunun altını çizdi. 

"Habur Sınır Kapısı'nın kapatılması bize bir zarar getirir mi" sorusuna karşılık, Çavuşoğlu, Habur'un Irak ile Türkiye arasında bir sınır kapısı olduğunu, dolayısıyla Türkiye'nin bu konudaki muhatabının Bağdat yönetimi olduğunu, kapatma yerine gerekli tedbirleri alacaklarını vurguladı. Bakan Çavuşoğlu, şunları kaydetti: 
"Burada tartışmalı bölgeler var. Irak'ın, Kürt Bölgesel Yönetiminin sınırları içinde değil de dışarıda kalan alanlar var ve burada da hükümranlık hakkı Bağdat'ındır. Dolayısıyla daha önce olduğu gibi artık Kürt Bölgesel Yönetimi burada Bağdat'ın petrolünü alıp başka yere satamaz. Yine anayasayla Kürt Bölgesel Yönetimine verilen haklar var ve dolayısıyla bunlar da bu petrolü bir yere satacak. Nereden satacaklar, bizim üzerimizden gitmek durumundalar. O zaman hassasiyetlerimizi dikkate almayanlara karşı bizim de uygulamalarımız farklı olacak."