Hakkında gözaltı kararı çıkartılan Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay'ın avukatı Celal Ülgen, SÖZCÜ'den Nil Soysal'a verdiği röportajda gazeteye yönelik soruşturma hakkında çarpıcı bir iddiayı dile getirdi. Ülgen, devlet içinde hem paralel yapıya hem de siyasi iktidara paralel bir yapı oluştuğunu ve bu yapının büyük oranda 'FETÖ artıklarından' oluştuğunu dile getirdi.

Röportajda öne çıkan çarpıcı iddialar şu şekilde:

– Sözcü Gazetesi'ne FETÖ operasyonunu konuşuyorsak eğer, biz burada hangi hukuktan söz edeceğiz?
Aslında herhangi bir hukuktan söz etmemiz mümkün değil. Bir hukuktan söz edecek durumda olsaydık, böyle bir olayla karşı karşıya kalmazdık. Ancak şunu anımsatmak isterim; siyasi iktidar, FETÖ yapılanmasına paralel yapılanma adını koymuştu. Şimdi ben ikinci paralel yapılanmadan söz etmek istiyorum. İkinci paralel yapılanma; hem FETÖ'nün, hem siyasi iktidarın unsurlarını içinde taşıyan, ama hem FETÖ'den bağımsız, hem siyasi iktidardan bağımsız bir derin devlet yapılanmasıdır.

– Derin devlet yapılanmasının mı muhatabıyız?
Evet, derin devlet yapılanmasının muhatabı şu anda SÖZCÜ. Hem paralele paralel, hem siyasi iktidara paralel yapılanma, özellikle FETÖ kalıntılarından oluşmaktadır. Bu sözlerimle somut olarak soruşturmayı yapan savcıları kastetmiyorum. Tam tersine onlara bu yönlendirmeyi yapan kimi medya kuruluşları içindeki yapıları ve etkin konumda bulunan bazı bürokrat ve politikacıları kastediyorum. Bu FETÖ kalıntıları kimi yerde siyasi iktidarı ve cumhurbaşkanını koruyor görünümünde işlev yapmakta, ama çoğu zaman da FETÖ'cülerin ekmeğine yağ süren iş ve işlemlere imza atmaktadır. İşte kimi AK Partili yazarlardan çıkan “Ne oluyoruz” çığlığı, “Artık yokum” serzenişleri bunun artık yavaş yavaş fark edilmeye başlamasından dolayıdır.

‘SİYASİ AYAĞI ÖZGÜR KALDI'

– Yani aslında SÖZCÜ üzerinden Erdoğan ve iktidara yönelik bir tuzak mı kuruluyor?
Sadece Sözcü üzerinden değil, daha pek çok konuda aslında siyasi iktidar yandaşıymış gibi görünen, siyasi iktidar yararınaymış gibi görünen, ama aslında FETÖ'yü ve FETÖ'cüleri rahatlatan iş ve işlemlere tanık olacağız. Ama bunun baş müsebbibi siyasi iktidardır. Çünkü siyasi iktidar FETÖ'yü askeri kanattan temizlemek için büyük çaba gösterdi. Biz de hep yanında olduk. Polisten temizlemek için büyük çaba gösterdi, yanında olduk. Ama, bütün uyarılara karşın, biraz da ucu kendisine dokunur, zarar görür diye siyasi kanatta bir ayıklanma yapılmadı ve FETÖ'nün siyasi kanadı çok özgür kaldı, özgür dolaştı. İşte şimdi o özgürlük bu derin yapılanmanın bir tarafında ikinci paralelin doğmasına sebep oldu. İkinci paralel siyasi iktidarın başına iş açacak. Çünkü yaptığı bütün iş ve işlemlerde, siyasi iktidarın bütün kurumlarına, bütün makamlarına, siyasetin içine, adliyeye, polise sızmışlar. n Bu ortamda FETÖ ile nasıl mücadele edilecek?

FETÖ ile mücadele edebilmenin olanakları kalmadı. Bugüne kadar yapılan mücadelede; darbecilerle, polis ve asker içindeki öbekleşme ile ortaya çıkan hesaplaşma devam edecek. Ama bu yetmez. Bu FETÖ'nün Türkiye içerisindeki gerçek yapılanmasının çözümlenmesine yardımcı olmaz. FETÖ kendi yapılanmasının bir kısmını feda etti ama öbür kısımda siyasi iktidarın yandaşı gibi görünerek yeni bir hayatiyet kazandı.

– Peki soruşturmadaki gizlilik hangi amaca hizmet ediyor?
Şimdi Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) bütün soruşturmalar gizlidir diye bir kural var. 157'nci madde. Onu anlıyorum. Ama bu gizlilik CMK'nın genel gizliliği değil. Kaldı ki; bu soruşturma uzun zamandan beri başlatılmış olmasına karşın adeta Demokles'in kılıcı gibi durmakta ve bekletilmektedir. Daha bir tek şüpheli ifadesi alınmamıştır. Öyleyse bu gizlilik nedendir? Peşinen gizlilik kararı verilmesinin hukuk ile bağdaşır yanı olabilir mi? Üstelik bu soruşturma basın savcılığında ve basın suçları kapsamında açılmıştır. Bu gizliliğin kaldırılması gerekmektedir.

‘PARALEL YİNE İŞ BAŞINDA'

– Böyle bir basın suçu olabilir mi? Atlatma haber yapmak ne zamandan beri suç sayılıyor?
Yeri gelmişken hemen altını çizelim öyleyse; Gökmen Ulu'nun haberi ile ilgili yayını ilk önce kim yaptı? Sabah ve Takvim gazeteleri yaptı. “SÖZCÜ, FETÖ'ye hizmet ediyor” gibi haberler yaptılar. O haberlerin üzerinden 10 ay geçti ve bu operasyon gerçekleşti. FETÖ de aynen böyle yapmıyor muydu? Önce kendi yandaş yayınlarında bir haber yaptırıyordu. O haberin arkasından operasyon geliyordu. Demek ki yöntem aynı ve paralel iş başında.