ANKARA- Adalet Bakanlığı, son 9 yılda cezaevlerinde görev yapan personel hakkında açılan davalarda sadece 27 kişiye hapis cezası verildiğini açıkladı. Bakanlık verilerine göre, cezaevi personeli hakkında açılan davaların büyük bölümü cezasız kalırken, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) devletin cezaevi personeline yönelik “bir cezasızlık politikası” izlediğini ileri sürdü. 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’ın soru önergesine Adalet Bakanı Sadullah Ergin tarafından verilen yanıt, Türkiye’deki cezaevi gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Adalet Bakanlığı’nın verdiği bilgiler, suç işleyen cezaevi personelinin cezalandırılmadığını, verilen cezaların büyük bir bölümünün de erteleme kapsamına sokulduğunu açığa çıkardı. Buna göre 2003-2012 arasında cezaevlerinde görev personel hakkında “hakaret, görevi ihmal, görevli kötüye kullanma, kasten yaralama, tehdit, zimmet, resmi belgede sahtecilik, zor kullanma yetkisine ait sınırın aşılması” suçlamalarıyla toplam 739 dava açıldı. 
 
Sadece 27 kişiye hapis cezası verildi 
Açılan bu davalarda, sadece 27 personel hapis cezası alırken, 3 personel adli para cezası, 16 personel de ağır para cezasıyla cezalandırıldı. Ancak haklarında dava açılan personelden 10’unun hapis cezası ertelenirken, 96 personel hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılması”na karar verildi. Yargılanan 75 personele verilen para cezası da ertelenirken, 512 personel ise beraat etti.
 
CHP’li Umut Oran’ın “cezaevlerinde çocuk hükümlü ve tutuklulara tecavüz edildiği iddiasıyla açılan dava var mıdır? Bu davalarda hüküm giyen personel bulunmakta mıdır” sorusuna cevaben Adalet Bakanlığı, “Çocuk hükümlü ve tutukluların kendi aralarında meydana gelen cinsel saldırı ve istismar iddiaları”na ilişkin 10 personel hakkında dava açıldığı 4 personelin ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan hapis cezasıyla cezalandırıldığı, 6 personele ‘görevi ihmal’den verilen adli para cezası hükmünün ise açıklanmasının geri bırakıldığını açıkladı. 

‘Cezalı’ mahkûm da açık görüşe çıkacak 
Danıştay 10. Dairesi, cezaevinde kınama cezası dışında disiplin cezası almış ve bu cezası kaldırılmamış tutuklu ve hükümlülerin açık görüşten yararlanamayacaklarına ilişkin yönetmelik hükmünün yürütmesini durdurdu. 
2006’da tutuklanan ve Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı İnfaz Kurumu’na konulan siyasi tutuklu Erdener D., 2010 yılında ‘slogan attığı’ gerekçesiyle, ‘3 ay süreyle haberleşme ve iletişim araçlarından yoksun bırakma’, daha sonra da yine aynı gerekçeyle ‘3 ay süreyle ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma’ cezalarına çarptırıldı. Tutuklu Erdener D.’nin cezaları, infaz hakimliği ve ağır ceza mahkemesi aşamasından geçerek kesinleşti. 
Eşi Selin D.’nin, yılbaşı nedeniyle cezaevine giderek, açık görüşten yararlanmak istemesi üzerine, cezaevi yetkilileri, Erdener D.’nin iki ayrı disiplin cezası bulunduğunu belirterek, yönetmelik gereği açık görüşten yararlanamayacaklarını söyledi. Bunun üzerine Selin D., Adalet Bakanlığı’nın ilgili yönetmeliğinde yer alan bu hükmünün iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’da dava açtı. Davayı görüşen Danıştay 10. Dairesi de hükmünün yürütmesini oybirliğiyle durdurdu. Kararda, kanunun Adalet Bakanlığı’na yalnızca, ‘görüşme saat ve yerleri’, ‘konuşma dili’, ‘ziyaretçi sayısı’ gibi şartlar ile ‘görüşme süreleri’ni belirleme yetkisi verdiği; ‘görüş yasağı koyma’ yetkisi içermediği vurgulandı. Kararda ayrıca yürütmesi durdurulan uygulamanın ‘adeta ikinci bir ceza’ yarattığı belirtildi. 

Cezasızlık politikası var 
ÇHD yöneticisi Evrim Deniz Karatana, Adalet Bakanlığı’nın açıklamalarının devletin cezaevi personeline karşı bir “cezasızlık politikası” sürdürdüğünün kanıtı olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: “Cezaevi personeline ilişkin işkence ve kötü muamele, hak gaspı uygulamalarına karşı açılan davaların cezasız kalması söz konusu personele bir koruma kalkanı uygulandığını göstermektedir. Mevzuatta gerekli düzenlemeler bulunmasına rağmen yargı, cezaevi personelini açık bir şekilde koruma altına almıştır. Bu cezasızlık politikası ile cezaevlerindeki hukuka aykırılıkların önüne geçmek mümkün değildir.” 

2500 çocuk‘duvar’ın arkasında 
Bakanlık, son 9 yılda cezaevinde bulunan çocuk sayısını da açıkladı. En çarpıcı veri, 2012’nin ilk 5 ayında, hapisteki çocuk sayısının neredeyse geçmiş yılların rakamlarına ulaşması: 409 hükümlü, 1.797 tutuklu çocuk!
 

Cezaevlerinde kaç çocuk öldü bilinmiyor 
Adalet Bakanlığı’nda cezaevlerinde hayatını kaybeden 18 yaşından küçük tutuklu ve hükümlü sayısına ilişkin istatistik yok. Yaş ve cinsiyet ayırımı yapılmaksızın son 9 yılda hayatını kaybedenlerin sayısı ise şöyle:
 


Radikal