Hamzaçebi, başvuru yazısında, Haberal'a ilk olarak İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsünde konan teşhisin yerinde olduğunun çeşitli hastaneler tarafından da kabul edildiğini belirtti.
     Bu çerçevede, Haberal'a zorunlu olarak ''ablasyon'' işlemi yapıldığını anımsatan Hamzaçebi, Haberal'ın bu işlemi müteakip, rahatsızlıkları devam etmesine rağmen, ''yaşam hakkına kast'' olarak değerlendirilebilecek bir tutumla yeniden cezaevine gönderildiğini ifade etti.
     Yazıda, Haberal'ın sağlık sorununa ilişkin yaşanan süreç hakkında bilgi veren Hamzaçebi, şunları kaydetti:
     ''Sayın Haberal'ın daimi monitörize edilerek, tüm tetkik ve tedavilerinin yapılacağı multidisipliner bir hastaneye derhal sevk edilmesi gerekirken, hastanın hareket ettirilmemesi gerektiğine dair doktor raporu da tamamıyla gözardı edilerek kilometrelerce uzaklıkta ve aralarında hukuksal ihtilaf bulunan hekimlerin görev yaptığı hastanelere 'günü birlik' sevk edilip, yeniden geri getirilmeye çalışılması tıbbi deontoloji kurallarına tamamen aykırı olup, insan hakları ve hasta hakları açısından da kabul edilemez bir durumdur.
     Halen sık sık ventiküler taşikardi ve aritmi atakları yaşayan, buna ilaveten, bel fıtığı rahatsızlığından dolayı şiddetli ağrılar içerisinde kıvranan ve bilhassa, sağ ayağı ve bacağındaki uyuşma ile sol omuzu ve kolundaki yoğun ağrılar nedeniyle ciddi hareket kısıtlılığı içerisinde bulunan bir hastanın, cezaevindeki yetersiz sağlık koşullara bilinmesine rağmen, 30.01.2012 tarihinde ceza infaz kurumuna sevk edilmesi, insan hakkında dayalı bir hukuk devletinde olması mümkün bir anlayış ve davranış değildir.
     Sayın Haberal, ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıyadır. Tedavisi yapılmadığı takdirde, kendisinin hayatıyla ilgili, ilgililerin görevlerini yerine getirmemesinden kaynaklanan bir sorumluluğun söz konusu olacağı gelişmelerin yaşanmasından endişe ettiğimi bilgilerinize sunuyorum.''
     Yazısını, ''Sayın Başkanım, Sayın Haberal'ın sağlık durumu ile ilgili aciliyeti size önemli ayrıntıları ihmal etmeden özetlemeye çalıştım'' ifadesiyle sürdüren Hamzaçebi, Haberal'ın durumunun ertelenecek ve zamana bırakılamayacak kadar acil ve önemli olduğunu bildirdi.
     TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise bu başvuruya verdiği yanıtta, ''başvuru yazısının, konunun önemi ve aciliyeti dikkate alınarak, gerekli iş ve işlemlerin ivedilikli yapılması ve sonuç hakkında bilgilendirilmesi ricasıyla Adalet Bakanlığına gönderildiğini'' kaydetti.


AA