Bilecik Barosu'nun Atatürk Bulvarı'ndaki hizmet binasının açılışına katılan Vedat Ahsen Coşar, etkinliğin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Son günlerde bazı gazetecilerin bir soruşturma kapsamında tutuklanması ve bu konuda yeterli açıklamaların kamuoyuyla paylaşılmamasına ilişkin soruyu yanıtlayan Coşar, ''Türkiye'de kim suç işlediyse onlara dokunulur, bu da gayet normaldir'' dedi.

Coşar, savcılık veya polisin, soruşturmayı yürüten makamların görevlerini yapacaklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
''Delilleri toplayacaklar ama bunları adil ve dürüst bir şekilde toplayacaklar. Delil yaratmayacaklar. Mahkemenin önüne onu götürecekler. Mahkeme o delillere bakmak suretiyle karar verecek. Dolayısıyla soruşturma aşamasında, savcılar, sadece sanığın aleyhine olan delilleri toplamakla görevli değildir, sanığın lehine olan delilleri de toplamak durumundadır. O delilleri toplayacak. Ona göre iddiasını hazırlayacak, ondan sonra götürecek mahkemenin önüne koyacak. Diyecek ki 'Ben delilleri topladım. Topladığım delillerle göre bu kişi bu suçu işlemiştir'. Onun da avukatı gelecek. O da neyse ona göre söyleyecek. Bunların sonucunda da mahkeme bir karar verecek.''

Odatv yöneticileriyle ilgili gizli tutulması gereken hususların mutlaka bulunduğunu, bir anlamda olayın gizliliğinin de önemli olduğunu söyleyen Coşar, ''Bu, soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için önemli ama soruşturmanın tamamlanmasından sonra kamuoyuna da bilgi verilmesi gerekir'' diye konuştu.

Coşar, bizzat savcının bilgi vermesinin belki gerekmeyebileceğini ama savcılığın basınla ilişkiler, halkla ilişkiler kurumunun olması gerektiğini anlatarak, ''Bizdeki eksik olan hususlardan biri de odur. Genellikle hiçbir yerde başsavcılıkların halkla ilişkiler, basınla ilişkiler gibi bir merkezi yok. Soruşturmanın tamamlanmasından sonra kamuoyunda tatmin de önemli. Kamuoyunun öğrenme hakkı var. Dolayısıyla kamuoyunu tatmin bakımından da buna gereklilik var'' değerlendirmesinde bulundu.


"Basın özgürlüğü hepimiz için son derece önemlidir"

Odatv olayını bilmediğini, bu dosyanın içeriği hakkında da bilgisinin bulunmadığını belirten Coşar, şunları söyledi:
''Orada yaşadığımız bir paradoks var. Bir boyutuyla baktığımız zaman basın özgür, basın özgürlükleri demokrasilerde en önemli özgürlüklerden biri. Basın özgürlüğüne müdahale edilmesi her demokratik insan gibi beni de rahatsız eder. Basının görevini özgür ve bağımsız bir şekilde yapması gerekir. Olanakların kendilerine de sağlanması gerekir. Herhangi bir şekilde basının kendisini tehdit altında hissetmemesi gerekir. Çünkü herhangi bir tehdit algısı varsa orada özgürlük ciddi şekilde tehdit ediliyor demektir. Tabii bilmiyorum. Bu dosyanın içindeki deliller gerçekten bu arkadaşların basın görevinin dışında bir başka işle meşgul olduklarını, bir başka işin içinde olduklarını... O iş herhangi bir şekilde suç ise tabi soruşturulur. Basın mensubu da, avukat da, savcı da, hakim de, asker de olsa soruşturulur. Onun için ikisini birbirinden ayırt etmek gerekir. Ama ondan bağımsız olarak basın özgürlüğü hepimiz için son derece önemlidir. Elbette basının özgür olması gerekir. Basına her hangi bir şekilde müdahale olmaması gerekir. Eğer basın özgürlüğü bir ülkede tehdit altındaysa orada demokrasiden falan söz etmek mümkün değildir. Basın totaliter ülkelerde özgür değildir. Hiçbir demokratik ülkede basın özgürlüğü kısıtlanmaz. Demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından biri de basın özgürlüğüdür.''

Etkinliğe, Vali Halil İbrahim Akpınar, CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, 2. Jandarma Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Şafak Karakoç, Belediye Başkanı Selim Yağcı, Cumhuriyet Başsavcısı Harun Yılmaz, Baro Başkanı Halime Aynur, avukatlar ve siyasi parti temsilcileri katıldı.



AA