‘DEĞİŞTİRİLEMEZ MADDELER’ İLE
YASAMA ORGANININ
ELİ BAĞLANMAMALI


İSTANBUL Şehir Üniversitesi öğretim üyesi Anayasa Profesörü Ergun Özbudun, yeni anayasada değiştirilemez maddeler olmaması gerektiğini belirterek, “Bir kuşağın kendisinden sonra gelecek kuşakları ebediyete kadar bağlama hakkı yoktur” dedi.

- CHP ilk üç madde değiştirilemez diyor, sizce de böyle mi?

Ben baştan beri anayasalarda değiştirilemez maddelerin olmaması gerektiği düşüncesini ifade ettim. Çünkü bir kuşağın kendisinden sonra gelecek kuşakları ebediyete kadar bağlama hakkı yoktur bence. Kaldı ki şu andaki anayasamızın değiştirilemez maddeleri de tamamen anayasayı yapan askeri iradenin ürünüdür. Bunlara böyle bir kutsal kitap kutsiyeti izafe etmek benim anlayışıma uygun değil. Dolayısıyla bu maddeler de değişebilir elbette. CHP’nin tavrını anlamakta zorluk çekiyorum ama CHP içinde de bazı milletvekilleri o maddede ana anlama dokunmamakla birlikte birtakım değişiklikler olabileceğini ifade ettiler, mesela üçüncü maddedeki devletin dili yerine resmi dilin kullanılması gibi ki doğru olan da resmi dildir, devletin dili olmaz. Dolayısıyla bir bakıma bu maddelere dokunulabileceğini kabul eden CHP’li milletvekilleri var. Öte yandan Kılıçdaroğlu ‘bunlar kırmızı çizgilerimiz’ dedi. Dolayısıyla CHP’nin kesin pozisyonunun ne olduğunu da kestirmek güç.

- İlk üç maddede değişiklik yapılmasının önemini nedir?

Biraz öyle çünkü ilk üç maddede mesela başlangıç bölümündeki ilkelere de atıf var. Bu bölümdeki ilkeler arasında çok güçlü bir milliyetçi Türkçülük vurgusu var. Bunun çözmek zorunda olduğumuz Kürt sorunu bakımından engel olduğunu düşünüyorum. Yine ikinci maddede “Atatürk milliyetçiliği” deyimi var milliyetçilik deyince milliyetçiliği benimsemeyen insanları dışlamış oluyorsunuz dolayısıyla üç maddede birtakım sorunlar var. Bunu söylemek üç maddedeki değerlere karşı çıkmak demek değil ama bu maddeler de dokunulmaz kabul edilemez, dokunulmaz sayılmaları için de hiçbir sebep yoktur. Üç madde askeri iradenin perspektifini yansıtan maddelerdir. Bu üç maddeyi bağlayıcı farz etmeden yola çıkmak daha sağlıklıdır. Yasama organı madem yeni bir anayasa yapıyor, bu konuda da onun elini kolunu bağlamaya hakkımız yok.

 - Çözüm sürecinden umutlu musunuz?

Ümitliyim tabi kolay bir süreç olmadığını da herkes görüyor önünde engeller var fakat büyük çoğunluğun temennisi bunun başarıya ulaşmasıdır. Ben de buna yürekten katılıyorum. Kürt sorununun çözümüyle yeni anayasa birbirini büyük ölçüde bütünleyen şeyler. Çünkü Kürt siyasi hareketinin birtakım taleplerinin karşılanabilmesi anayasada kabul edilecek çözümlere bağlı. Anayasa yapımı süreciyle çözüm sürecini birbirinden ayırmak mümkün değil. Sekteye uğraması ihtimalini çok yüksek görmüyorum. İki tarafta da olumlu irade mevcut olduğu sürece tabi birtakım provokasyonlar ve protestolar olacaktır fakat ben yürüyeceği konusunda ümitliyim. Ama burada da iş anayasa meselesine gelince çetin pazarlıklar olacaktır. Sorunun varlığı aşikar ve şu anda her iki taraf ta çözüm iradesi gösteriyor bence bu fırsat kaçırılmamalı.