ÖSYM Başkanı Demir, Rixos Otel'de Ankara temsilcileri için düzenlediği basın toplantısının ardından soruları yanıtladı.

Bir gazetecinin ''sınavın iptal edilip edilmeyeceği'' yönündeki sorusu üzerine Demir, ''Sınavın iptalini gerektirecek hiçbir olgu söz konusu değildir'' yanıtını verdi.
    
''Yaşanan olaylardan ötürü öğrencilerin psikolojilerini nasıl düzelteceksiniz'' sorusuna Demir, bu toplantıdan sonra tüm adaylara bu süreci özetleyen çok net bir mektup yazacağını söyledi. Demir, ''Bu süreci anlatan ve onlardan 18 Hazirana odaklanmalarını isteyen bir mektup yazacağım. Şunu tekrar söylüyorum, 1 milyon 400 bin aday 2010'daki aday sayısıyla aynı. Mukayese ettiğinde hiçbir adayı öne çıkaran olgu söz konusu değil. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim, tam yapan adayların kitapçıklarına baktığımızda da herhangi bir şüpheye mahal verecek hiçbir şey yok. Dolayısıyla adayların 18 Hazirana odaklanması gerekir'' diye konuştu.
    
Kuşkunun sonu olmadığını belirten Demir, her şeyden kuşku duyulabileceğini söyledi. Demir, kamuoyunun güvene ihtiyacı olduğunu, ÖSYM'nin de bu güveni hak ettiğini, bu güveni tesis ettiğini, kimsenin endişeye kapılmasına gerek olmadığını vurguladı.

YGS'ye iptal istemiyle dava açıldı!
    
Demir, ''Danıştayın YGS'yi iptal etmesi halinde buna saygı duyacağız ve sınavı en kısa sürede yapacağız'' dedi.
    
Demir, bir soru üzerine, ''Biz de 20 yıllık alışkanlığı devam ettirip 4 soru kitapçığı ya da 10 soru kitapçığı yapabilirdik, çok kolaydı. Ama çağın bir imkanı var, bir gerekliliği var ve beni derinden rahatsız eden toplu kopya raporları var. Buna nasıl müsaade ederdim. Siz de okudunuz mahkeme iddianamelerini, çocuk tuvalete gidiyor, hangi soru kitapçığını aldığını söylüyor. Yarım saat sonra bir daha gidiyor tuvalete, cevap anahtarı geliyor. Buna nasıl vicdanınız müsaade eder. Bunu engellemenin tek yolu dijital baskıdır, adaya özgü soru kitapçığıdır. Bunu yapmak zorundaydık, yaptık'' dedi.
    
Demir, 2010 yılında 14 sınav yaptıklarını belirterek, 36 yıldır başarılamayan bir şeyi başararak ÖSYM yasasını çıkardıklarını söyledi. Bunun kurum adına inanılmaz bir kazanç olduğunu belirten Demir, yasada, kopya çekilmesine sebep olan kurum içerisindeki bir kişinin 8 yıl hapsinin öngörüldüğünü anımsattı.
    
Demir, ''Bu yasayı biz oluşturduk, bu ceza hükümlerini biz oluşturduk. Bütün bunları oluşturduktan sonra kalkıp şifre denilen o basit şeyi nasıl oluşturabilirdik, nasıl verebilirdik, nasıl bir mantık bu?'' dedi.
    
-KIZ ÇOCUKLARININ AYNI OKULDA SINAVA GİRMESİ
    
Başka bir gazetecinin, ''İstanbul'da bir okulda özellikle kız çocuklarının sınava girmesini nasıl açıklayacaksınız'' sorusu üzerine Demir, İstanbul'da 17 okulda sadece kızların olmasını yaptıkları basın açıklamasıyla da daha önce açıkladıklarını anımsattı.
    
Demir, bu bölgede 70 bin adayın sınava girmek istediğini ifade ederek, o bölgede 40 bin masa bulunduğunu, 30 bin adayın da diğer bir tarafa taşınmasının zorunlu olduğunu söyledi. ''Bilgisayar programı, maalesef diyebilirim, İstanbul'u Mardin'den ayırmıyor. Mardin'de ilden ilçeye aktarırken kime öncelik verirsiniz? Tabii ki erkek çocuklarını gönderirsiniz. Sınava bir gün önceden gidecek, bir yerde yatacak, sınava girecek geri dönecek. Kız çocuğunu göndermek istemezsiniz. Sadece bu düşünülerek bu bölgedeki 30 bin öğrenci Avcılar bölgesine taşınırken erkeklere öncelik verilmiş'' diye konuştu.
    
Bu uygulamanın ÖSYM tarafından yıllardır yapıldığını belirten Demir, geçen sene aynı örneğin Mardin'de yaşandığını kaydetti. Avcılar'daki durumu sınavdan bir gün önce cumartesi günü fark ettiklerini söyleyen Demir, burada herhangi bir müdahale ve yönlendirmenin asla söz konusu olamayacağını söyledi. Demir, ''Bundan sonra mutlaka dengeleriz. Hiç tereddütünüz olmasın'' dedi.
    
-''ŞU KONUDA ACEMİLİK DİYORUM...''-
    
Demir, 22 Eylül'den bugüne kadar başkan, yürütme kurulu üyelerinin dışında kadroda değişimin olmadığını, tüm ÖSYM kadrosuyla çalıştığını söyledi. Konuşmasında kullandığı ''acemi'' ifadesini de açıklayana Demir, ''Çalışmak zorundayım. Çünkü bu arkadaşların deneyimleri, bilgileri var. Dolayısıyla acemi kadro tanımlamasını doğru bulmuyorum. Şu konuda acemilik diyorum, dijital baskı programı ilk defa yaptığımız bir iş. Hepimiz biliyoruz yeni bir model araba üretildiğinde bir miktar arızaya rastlayabiliyoruz. Bu onun gibi bir şey. Acemilik demek gerekiyorsa acemilik'' diye konuştu.
    
Basına verilen kitapçığın hiçbir adaya verilmediğini tekrar eden Demir, öğrencilerin sonuçlarına baktığında geçen seneye göre daha başarısız olduklarını söyledi.
    
''Aynı yöntemi ikinci aşama sınavında da uygulayacak mısınız'' sorusuna Demir, ''Gelişmiş bir şekildi, evet'' karşılığını verdi. Demir, programı her gün iyileştirdiklerini, her gün gelişme kaydetmek zorunda olduklarını vurguladı.
    
Bir gazetecinin ''Başka şifre yok diye açıklama yapıldı ama bir şifre daha olduğu haberlerde yer aldı. Bu konuda ne diyeceksiniz'' sorusu üzerine Demir, şifre kelimesini kullanmak istemediğinin altını çizdi. Demir, ''Doğru seçeneğin yeri her adayda rastgele biçimde yer değiştirmiştir. Yanlış seçeneklerin yerlerinin de rastgele değiştirilmesi gerekirken, bu rastgelelikte bir eksiklik oluşmuştur. Karşımıza çıkan tablo budur, bu bir şifre değildir. Şimdi 'En büyüğün sağındaki doğrudur. O zaman en küçüğün solundaki de doğrudur' diye bir desen bulabilirsiniz. Ararsanız 1 milyon 700 bin kitapçıkta bunları bulabilirsiniz, neticede 5 tane seçeneğimiz var, onları yer değiştirmek durumundayız'' diye konuştu.
    
-''OYUNLARI BOZDUK''-
    
''Bu iddiaların siyasi hedefleri olabilir mi? Eski ÖSYM Başkanı'nın açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusu üzerine Demir, şunları kaydetti:
    
''Şunu net bir biçimde söyleyebilirim. 5 Ekim'den itibaren uyguladığımız sınavların her birinde oyunları bozduk. TUS'da ciddi oyunlar bozduk. Tuvalete gitme yasağı getirdik, soru kitapçıklarını paketledik ve inanılmaz oyunlar bozduk. İnanılmaz saldırı oldu bize. Diğer sınavlarda planları bozuyoruz. YGS'den bir ay önce ülkenin istihbaratı var, ülkenin güvenlik kuvvetleri var, bunlara başvurduk. 'YGS konusunda bir gelişme var mı' dedik, bana herhangi bir olumsuz rapor gelmedi. Neden? Çünkü aldığımız tedbirler yeterli ve caydırıcı oldu. Bu nedenle oluşan bu tabloyla karşı karşıyayız.''
    
Politik ve siyasi konulara girmek istemediğini belirten Demir, ''Çünkü biz bağımsız bir kuruluşuz. Ama ÖSYM olarak pek çok oyunu bozduğumuzu iddia ediyorum. Bize son günlerde olan bu tablonun arkasında yatanın bu olduğunu düşünüyorum'' dedi.
    
Eski ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan'a saygı duyduğunu ifade eden Demir, Yarımağan'ın uzun yıllar ÖSYM'ye hizmet ettiğini hatırlatarak, kendisine teşekkür etti. Demir, Yarımağan'ı her fırsatta arayarak, bilgilerinden istifade etmek istediğini söyledi.
    
-''KIYAFET ÜZERİNDE BİR KISITLAMA YAPMAK İSTEMİYORUZ''-
    
Bir gazetecinin ''Sınava türbanıyla giren öğrencilerin güvenlik açısından aramaları yeterli miydi'' sorusuna Demir, ''ÖSYM sınav yapan bir kurumdur. Sınav da sadece bilgiyi ölçen bir olgu. O yüzden biz adayın kıyafeti üzerinde bir kısıtlama, sınırlama, yönlendirme yapmak istemiyoruz. Güvenlik açısından, hepimiz biliyoruz ki güvenlik kuvvetlerimiz titiz bir şekilde aramalarını yapmaktalar'' dedi.
    
Geçtiğimiz yıl tüm uyarılara rağmen bir kız çocuğunun kandırıldığını anlatan Demir, ''O kız çocuğu iç çamaşırının içerisinde cep telefonuyla sınava girdi. Başı örtülü değildi. Dolayısıyla sadece kulak kontrol edilebilir bir mekan. Bayan polisler kontrol ediyor. Sınav görevlilerine net bir şekilde şunu söyledim, şüphe ettiğinizde kontrol edin. Benim için öncelik sınav güvenliğidir. Endişe edildiği takdirde kontrol edilmelidir. Ama takdir edersiniz ki kontrol edilemeyecek yerler de vardır'' diye konuştu.
    
El dedektörü satın alma sürecinin başladığını belirten Demir, tüm kapılarda el dedektörüyle arama gerçekleştireceklerini kaydetti.



AA