TÜBİTAK, hazırladığı raporda çok önemli bir noktaya dikkat çekiyor ve OYAK Güvenlik tarafından inceleme için gönderilen hard disk'in orijinal olmadığı ısrarla belirtiliyor.

Peki bu ne anlama geliyor. Öncelikle TÜBİTAK'ın raporuna bir göz atalım:

Geri döndürülebilen dosyalar arasında Danıştay'daki kamera sisteminin kurulduğu tarih olan 23 Aralık 2005 tarihinden önce kaydedilen dosyaların bulunduğu da belirtildi. Bu durumda Danıştay binasına kurulan kamera sisteminde kullanılan hard diskin daha önce başka bir yerde de kullanıldığı ya da firmadan istenen orijinal hard diskin verilmeyip, başka bir hard diske ilgili dosyaların kopyalanıp daha sonra bazı bilgilerin silinmiş olabileceği ihtimaline de dikkat çekiliyor.

Bu nedenle bu hard diskin orijinal olup olmadığının net anlaşılamadığı belirtildi. Hard diskin orijinalliğini şüpheye düşüren iki önemli sebep var. Birincisi hard diskin, Danıştay güvenlik sisteminin kurulduğu 23 Aralık 2005 tarihinden daha öncesine ilişkin görüntüler içermesi. İkincisi ise harddisklerin 16 Mayıs 2006 tarihinde teknik firma tarafından Danıştay'dan alınmış olmasına rağmen, hard disk içerisinde teslim tarihinden sonraya tekabül eden 22 Mayıs 2006 ve 6 Haziran 2006 tarihlerine ait kayıtların bulunduğu görülüyor. Bu durum da orijinal hard diskin başka bir hard diske kopyalanarak kopya harddiskin orijinal diye teslim edildiği, teslim tarihinden sonrasına ilişkin kaydedilmiş dosyaların da bu kopya hard disk üzerine daha önceden kaydedilip silinmiş dosyalar olabileceği belirtiliyor. Her iki durum da dikkate alındığında hard diskin, üzerine orijinal hard disk klonlanmış farklı bir harddisk olduğu anlaşılıyor.

Buraya kadar olan bölümde TÜBİTAK, OYAK Güvenlik'in, Danıştay'ın güvenlik kamerası görüntülerinin kaydedildiği orjinal hard disk üzerinde 'TEMİZLİK' yaptığını, kalan dosyaları 'daha önceden de kullanılan' bir hard diske kopyalayıp incelenmek üzere kendilerine gönderdiğini belirterek bu iddasına kanıtlar getiriyor.

Peki diskin orijinal olmaması ne anlama geliyor.

Orijinal disk üzerinde incelemeler daha derinlemesine ve sağlıklı olarak yapılabiliyor.

Dosyaların silinse bile izine rastlamak hatta kurtarmak mümkün. Hatta diskin üzerindeki verilerin bir kısmının ya da tamanının, 35 kez üst üste silerek asla geri döndürülemeyecek şekilde silinmesini (Gutmann yöntemi) bile raporlayabiliyor.

Bu noktada sorulması gereken soru şu: Kopyalanmış 'çakma' diskten bile özel programlarla görüntü kurtarılabildiğine göre, OYAK Güvenlik'in TÜBİTAK'a teslim etmediği orijinal Hard diskten daha kimbilir neler çıkardı?

Şimdi, mahkemenin OYAK Güvenlik'ten bu diskin orijinalini talep edip etmeyeceği ve yapılan incelemelerde daha başka 'silinmiş görüntü' kurtarılıp kurtarılamayacağı merak ediliyor


Kerim Gün / Zaman Online