Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TÜSİAD'ın 41. Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Danıştay kararıyla ilgili olarak, "Vicdanları yaralayan, evrensel hukuk normlarını çiğneyen, yargıya güveni bir kez daha sorgulatacak nitelikte bir karar. Alınan bu karar, aynı zamanda kanunsuzdur" dedi.

Gösteri yapan öğrencilere: "Marksist, Leninist..."

Erdoğan, Merkez Bankasının ve TÜİK'in yaptığı benzeri anketlerin de 2011 yılına ilişkin son derece iyimser beklentilerin olduğunu gösterdiğini kaydetti.

Ankette, CEO'lara yönelik ankette, son dönemde şahit olunan "yumurtalı" eylemlerin gençlerin ifade özgürlüğünü yansıtıp yansıtmadığının da sorulduğunu anlatan Erdoğan, "Buna da 'hayır yansıtmıyor' diyenler yüzde 73 ve 'evet yansıtıyor' diyenler yüzde 27. Elbette, CEO'larla yapılan bu anket, bir Türkiye manzarası çizmekten son derece uzaktır, ancak iş dünyasının nabzını tutmak noktasında da tam tersine çok manidar olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, "Dün YÖK Başkanı gençlerle bir toplantı yaptı. Bu toplantıya üniversitelerin gençlik konseyi başkanları katıldı ama dışarıda da 40-50 kişilik grup gösteri yaptı. Rektörlerle yaptığımız toplantılarda dışarıda yapılan gösteriler gibi. YÖK Başkanı kimlerle görüşüyor? Üniversitelerin okullardan seçilmiş konsey başkanı olan gençlerle toplantı yapıyor. Dışarıda da yapılan bu gösteriler kimler tarafından yapıldığına baktığımızda Marksist, Leninist idelojik bazı gruplar... Bunların ne kadarı öğrencidir, ne kadarı değildir bilemem ama içeride olanlar, gençler tarafından seçilmiş üniversite gençlik konseyi başkanlarıdır. Takdirini size bırakıyorum" diye konuştu.

Az kaldı düşüyordu

Başbakan Erdoğan, TÜSİAD'ın Genel Kurul Toplantısı'nda kürsüye doğru giderken sağ ayağı yerdeki kabloya katıldı. Düşme tehlikesi atlatan Erdoğan, kürsüye ulaştıktan sonra dönerek takıldığı kabloya baktı.


İçki tartışmaları

Başbakan Erdoğan, "Bizim, şahsi olarak bazı meseleler karşısındaki tavrımız, duruşumuz, bakışımız nettir. Ama biz şunu söylüyoruz; Şahsi yaklaşımları, kişisel anlayışları, toplumun tümüne empoze etmek, baskıdır, zulümdür, haksızlıktır" dedi.

"Ben, kendi iç dünyamda, kendi ailem içinde, alkole karşı bir tavır belirlemiş olabilirim. Benim arkadaşlarım, bizim partimiz, kendi kişisel dünyalarında olaya farklı bakıyor olabilir" diyen Erdoğan, "Ama, bu muhafazakar kimliğimizin yanında, biz demokratız ve kişisel yargılarımızı topluma empoze etmemek noktasında son derece hassas bir duruş sergiledik, sergiliyoruz. Hiç kimse bunları birbirine karıştırmasın. Biz, özgürlüklerin, başkasının özgürlük alanı sınırlarında durması gerektiğini biliyoruz" şeklinde konuştu.


Sınavda başörtüsüne Danıştay engeli



Yargı bağımsızlığı

Başbakan, "(İktidar yargıyı siyasallaştırıyor) diye itiraz edenler, aslında yargıdaki siyasallaşmanın, kapalı devrenin devamını isteyenlerdir. Biz istiyoruz ki, yargı, milletin yargısı olsun" dedi.

Erdoğan, "Yani biz kalkıp da bu ülkede zaman aşımından istifade ile işi yırtan, kurtaran, bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değildir. Zaman aşımı anlayışı yargının iflasıdır. Ne demek zaman aşımı? Alırsın öncelikler sırasına, zaman aşımı mı yaklaşıyor, önce onu bitirirsin karara bağlarsın. Ondan sonra da hem mağdur olanı bu noktada rahatlatırsın, hem de
kendin (ben bu işi başardım) dersin. (Zaman aşımına girmiştir) deyip kararı vermek suretiyle kendini kurtaramazsın. Yargı burada tarihi bir vebalin altındadır. Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum ve zaman aşımı anlayışını da ben doğrusu kabullenemiyorum. Böyle birşey olamaz" ifadelerini kullandı.(Cnn Türk)


Özcan: 'Danıştay'ın kararına itiraz edeceğiz'