Ergenekon'un son dalgasında gözaltına alınan eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın telefon kayıtları, Silivri'de devam eden davaya müdahaleyi gözler önüne serdi. Seyfi Oktay'ın yönlendirdiği Ergenekon şüphelisi avukatlar Tülay Bekar ve Ali Hadi Emre'nin dinlemeye takılan konuşmaları, davaya bakan Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün nasıl tuzağa düşürüldüğünü gösteriyor. Mahkeme kararıyla yapılan kayıtlara göre, Hâkim Şengün adeta ablukaya alınmış. Avukat Tülay Bekar, kadınlığını da kullanarak Şengün üzerinde tehdit ve şantajla hakimiyet kurmuş. Sürekli olarak safların değiştiği telkininde bulunan Tülay Bekar, ağustos 2009'da yaptığı bir konuşmada Şengün'ü açıkça tehdit ediyor. "Herkes aleyhine konuşuyor artık. Sen adını söylemeye utanacak hale geleceksin yakında." diyor. Seyfi Oktay'ın yönlendirdiği avukat ekibiyle görüşmeler yapan Bekar, alınan kararlar doğrultusunda Köksal Şengün'den ısrarla davadan çekilmesini istiyor. Ergenekon Hâkimi'nin emeklilik taleplerini reddetmesi üzerine ise Yargıtay'a üyelik formülü üzerinde duruluyor. Bunun için Oktay devreye girerek, Şengün'ü HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek ile görüştürüyor. Ancak Şengün, bu şekilde seçilmesinin yanlış anlaşılacağı gerekçesiyle bundan vazgeçiyor.

Seyfi Oktay, Ergenekon davasında tahliye edilmesini istediği isimleri ya avukat Bekar'ı kullanarak Şengün'e iletiyor ya da düzenlediği yemekli toplantılarda bizzat kendisi iletiyor. Oktay'ın Bekar'a "Hiç olmazsa Haberal'ı bıraksa." sözü sanıkların tahliyesi için başkan Şengün'e kurulan tezgahı ortaya koyuyor.

Hakim Şengün üzerindeki planlar, iki safhada uygulamaya konuluyor. Telefon konuşmalarından avukat Bekar'ın önce Şengün'ü emekli etmeye zorladığı anlaşılıyor. Şengün'ün emekli olma taleplerini reddetmesi üzerine, Yargıtay'a üye seçilme formülü üzerinde duruluyor. Bunun için eski Adalet Bakanı Oktay devreye girerek, Şengün'ü Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkan Vekili Kadir Özbek ile görüştürüyor. Ancak Şengün'ün bu şekilde seçiminin yanlış anlaşılacağı gerekçesiyle bu formülden de vazgeçiliyor.

Oktay'ın avukatlardan oluşan ekibinin Şengün'e Ergenekon iddianamelerinin kabulü yönünde oy kullanmasından da rahatsız olduğu görülüyor. Avukat Bekar, bu rahatsızlığı Şengün'e doğrudan iletiyor. Bekar, bir görüşmede Şengün'e Seyfi Oktay'ın "Birinin böyle savaş vermesi lazım. İddianameyi niçin kabul etti?" mesajını iletiyor. Şengün ise "Herkes rahat rahat konuşuyor." tepkisi veriyor.

Dinleme kayıtlarında, Bekar, Şengün'e emekli olması halinde sahip çıkacakları güvencesini veriyor. Şengün'ün "Emekli olsam ne yapacam?" sözleri üzerine Bekar, "Biz seve seve kapımızı açarız sana." diyor. Bekar pek çok konuşmasında Ergenekon davası dosyasından uzaklaşmasını, aksi takdirde kendisiyle görüşmeyeceğini söylüyor. Bekar, "İyi gidiyor işlerim. Seni yanıma alabilirim, çalıştırabilirim sanıyorum maaşını ödeyebilecek pozisyona gelebilirim... Büro senin olsun, yeter ki sen gel. İstanbul büroya otur böyle ya paşa gibi otur çalış yeter ki sen gel." ifadelerini kullanıyor.

Şengün'ün emekli olmaya yanaşmaması üzerine avukat Bekar, dosyayı Ankara'daki Danıştay davasıyla birleştirmesini istiyor. Bekar'ın "Gönder şu dosyayı da gitsin. Gönder ya Allah rızası için gönder de kurtul. Artık bırak o davanı da gel..." ifadeleriyle Şengün'ü baskı altına alıyor.

Avukat, Başkan Şengün'den ıskarla emekli olup Ankara'ya gelmesini istiyor. Bu talebi o kadar çok tekrarlıyor ki, bir ara Başkan, "Nedir, ne biliyorsun, emekli niye olayım' diye soruyor.

Avukat Bekar, Şengün'ü davadan ayrılması için İstanbul'da görevli hakim ve savcıların Emniyet'in verdiği iftarda çekilen fotoğraflarla da tehdit ediyor. Fotoğrafların "Pazarlık" ifadesiyle Hürriyet gazetesinde yayımlanacağını söyleyen Bekar, "Ondan sonra sanıkların sana güveni kalmayacak." diyor. Avukat Bekar, fotoğraf konusunu eski bakan Seyfi Oktay'la da değerlendiriyor. Oktay, "Bence o lehte bişey hiç şey yapmayın, daha rahat hareket ederler." cevabı veriyor. Daha sonra aynı fotoğrafların Odatv. isimli internet sitesinde yayınlanmasıyla ilgili Seyfi Oktay ile Tülay Bekar arasında görüşmeler geçiyor.

Tülay Bekar, talimatları Seyfi Oktay'dan alıyor

Avukat Tülay Bekar, Hâkim Şen-gün ile yaptığı görüşmeleri ayrın-tılı olarak Oktay'a aktarıyor. Aldı-ğı talimatlar doğrultusunda da ka- dınlık gücünü kullanarak Mahkeme Başkanı üzerinde baskı yapıyor. İşte kayıtlardaki bazı cümleler:

Tülay Bekar: Sen önce şu

dosyayı at kafandan da ben de rahat edeyim. Yoksa görüşmeyeceğim seninle.

Tülay Bekar: Yani emekli ol, ondan sonra basın açıklaması yap, yeri yerinden oynat. Nasıl mutlu olurum.

Tülay Bekar: Resmen

istihbaratla tanıştım tanışalı gün yüzü görmedim.

Seyfi Oktay: Yani hiç

olmazsa bu şey, Haberal'ı

falan bir bıraksa çok iyi olur.

Tülay Bekar: İstihbaratla tanıştım tanışalı gün yüzü görmedim

13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün'ün, Avukat Bekar ile 30 Temmuz 2009'da yaptığı konuşma ilginç ifadeler içeriyor. Bekar söz konusu konuşmada istihbaratçılarla bağlantısını itiraf ediyor.

Bekar: Seyfo seninle görüşmek istiyordu. Pazartesinden önce.

Şengün: Sen olmadan konuşmam kimseyle.

Bekar: Seyfi Oktay'la görüşeceksin. Ben ona (Yargıtay'a) üye seçilmek istediğini söylemiştim. Başka türlü başının beladan kurtulmasına imkân yok gibi geldi bana.

Şengün: Dolayısıyla başkaları da daha rahat mı hareket eder hı.

Bekar: Pazar günü kahvaltı yapalım eğer müsaitseniz. Seyfi Bey Didim'den gelecek. Ben de Ankara'dan geleceğim. Pazar günü sizinle kahvaltı yapmak isteriz.

Şengün: Onsuz olmaz mı?...Sen iyi misin şimdi?

Bekar: Tatile gitmek istiyorum ama borçlarım var gidemiyorum. Yargıtay üyesi seçil de ben kurtulayım. Yazık değil mi şu Ali Suat Ertosun mudur nedir? Yani hadi öpüyorum seni.

Şengün: Ya kendini kurtarınca dur önce bir kendini kurtar.

Bekar: Hep bu çevrem onlardan oluşuyor ama ne yapayım bunalıma girdim. Keşke bu davalara girmeseydim. Resmen istihbaratla tanıştım tanışalı gün yüzü görmedim. Ne kadar rahat hareket ediyordum, telefonda rahat konuşuyordum.

Oktay: Adamı bağlamak için çok çaba sarf ediyoruz

Avukat Tülay Bekar'ın 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün üzerinde kurduğu baskı eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay ile Avukat Ali Hadi Emre arasında geçen konuşmalarda da yer alıyor. Oktay, 3 Eylül 2009 tarihli telefon görüşmesinde Şengün için "Adamı bağlamak için çok sıkıntı çekiyoruz." diyor. Söz konusu görüşme şöyle:

Ali Hadi Emre: İyi işte onu abi. Artık bir an önce o işi yapın. Ya yani biz de sıkıntı çekiyoruz vallahi. Yani bir an önce bi görüşme yapın diyorum. Ben de sıkıntı çekiyorum. Milleti şey yapmakta.

Seyfi Oktay: Ya bunda sıkıntılı ne olacak ki. Adamı bağlamak için bir sürü çaba sarf ediyoruz yani.

Emre: Evet evet. Ya ben ben sizin açınızdan şey değil tabi ben onda hiç bi tereddüt yok. Ben de biliyorum. Şey de, bu tarafa da her şeyi konuşamıyorsun anlatamıyorsun böyle o onun sıkıntısı var işte. Siz yani o zaman görüşeceksiniz gidince onunla değil mi şeyi.

Oktay: O meşhur başkanla birlikte olma durumu olabilir bu akşam.

Emre: O konu netleşse iyi olur yani, çok sıkıntı çekiyorum ben.

Oktay: Bu ara sabretsinler bu ara bir sonuca bağlanacak o. Onu bağladık bağladık yani hani bir bakıma bağlandı.. Yetmiyor adamın gücü yetmiyor yoksa o açıdan bağlandı o iş.

Telefon dökümleri Adalet Bakanlığı'na gönderildi

"Ergenekon" soruşturması dosyasında telefon dinleme kayıtlarından oluşan iletişim tespit tutanaklarının, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün'ün şüpheli avukatlar ve eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay ile konuşmalarının da bu tutanaklarda yer alması nedeniyle Adalet Bakanlığı'na resen gönderildiği bildirildi. Alınan bilgiye göre, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz tarafından sorgulandıktan sonra Nöbetçi 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 5 Haziran'da tutuklanan ve itiraz üzerine aynı mahkemenin heyetince 11 Haziran'da serbest bırakılan avukatlar İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz, Ali Hadi Emre, Tülay Bekar ve Kutbedtin Kaya'yla ilgili soruşturma tutanaklarında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün'ün de ismi geçmişti. Soruşturma dosyasında, Şengün'ün eski bakan Oktay ve bazı avukatlarla telefon görüşmelerinin kayıt örneklerine yer verilmişti. Soruşturma dosyasına yansıyan iletişim tespit tutanaklarının usul gereği resen Adalet Bakanlığı'na gönderildiği, Şengün'le ilgili işlemin Adalet Bakanlığı'nın inisiyatifinde olduğu belirtildi. Bu uygulamanın rutin olduğu, Savcı Öz'ün Köksal Şengün'ü bakanlığa şikâyet etmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı ifade edildi. İSTANBUL aa