Ümit Kocasakal ve baro yönetimi, İstanbul Barosu’nun Kanlıca’daki sosyal tesislerinde önceki gün gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi, şunları söyledi:

GÖREVLE GİTTİK

- “Avukatlık Kanunu’nun 95 ve 97. maddeleri bize bir görev vermiş, yetki vermiş. Diyor ki bu maddeler: ‘Meslektaşa, mesleğe, meslek onuruna yönelik bir saldırı söz konusu ise Baro Yönetim Kurulu buna karşı her türlü idari ve yasal yola başvurabilir.’ Şimdi biz bu maddeden aldığımız hak ve yetkiyle mahkemeye gittik. Konuştuk. Suç duyurusunda bulundular. Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmişim ben. Yani TCK’nin 288’inci maddesi. Bunun üzerine Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı bir soruşturma başlattı.

- Görevimizden dolayı ya da o organlardaki varlığımızdan dolayı işlediğimiz iddia edilen suçlardan dolayı izin alınması gerekiyor. Sayın başsavcılık dedi ki, bu görevle ilgili değil. İzin alma gereği duymadan bizi ifadeye çağırdı. Biz de dedik ki, kanuna uygun işlem yapılıncaya kadar gelmiyoruz. Hiç gelmiyoruz değil. Biz oraya gitseydik bu hukuksuzluğu kabul etmiş ve boyun eğmiş oluyorduk. Ben size sorarım. Bir baro başkanına bunu yapabilen bir güç vatandaşa ne yapmaz. Biz inanın toplum için direndik ve ifadeye gitmedik.

CUNTA DÜŞÜNEMEMİŞTİ

- 12 Eylül sonrasında o dönemin efsane İstanbul Barosu Başkanı Orhan Adli Apaydın hakkında 141. maddeden iki dava açıldı. O dönemde dahi bugün işletilmek istenen maddelerin işletilmesi akla bile getirilmemiş cunta yönetimi tarafından. Dolayısıyla biz 12 Eylül’den sonra haklarında dava açılmış ilk baro başkan ve yöneticileri konumundayız.

- Zamanında 28 Şubat sürecinden ve diğer süreçlerden dem vurup darbe mağduru olduğunu söyleyenler görüyorum ki şimdi mağrur ve zalim haline dönüşmüşler. Bunun adı fırsatçılıktır. Ağızlarından neyi düşürmüyorlar: Milli irade. Millet iradesi. Sandık, seçim vs. Bizim ilk seçildiğimiz dönemde biz en yakın rakibimizden 1500 oy fazlayla seçilmiştik. Oylarımız yüzde 30’du. Son seçimde yüzde 60 oy aldık. Bu durumda nerede kaldı irade. Seçim sandığında yapamadıklarını şimdi başkaca yolla yapmaya çalışıyorlar. Bunun adı baro yönetimine karşı darbe teşebbüsüdür. Çok net söylüyorum bunu.

SİNE-İ AVUKAT

- İstanbul Barosu tarihinde 3 tane olağanüstü genel kurul var. Birisi bir avukata yapılan bir kötü muameleyle ilgili. İkisi de baro yönetimine açılan davalarla ilgili. Bu dördüncüsü oluyor. O nedenle çok büyük önemi var. Biz sine-i avukata gidiyoruz. Orada gereken cevap verilecektir. Göreceksiniz Türkiye’de de büyük bir heyecan yaratacaktır. Sonunda bir manifesto yayınlanacaktır. Bu heyecanı gördüğüm için söylüyorum. Hukuksuzlukla mücadelede yeni bir döneme girilecektir diye düşünüyorum.”

Destek

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın da aralarında bulunduğu CHP 9 milletvekili, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve baro yönetimini makamında ziyaret etti.

Ziyaretin ardından açıklama yapan İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal, “CHP’nin hukukçu milletvekilleri bize karşı yürütülen soruşturma sonucunda açılan davayla ilgili bir destek ziyaretinde bulundular. Konuyla ilgili bilgi verdik, teşekkür ediyoruz” dedi. Davanın ilk duruşmasının 17 Mayıs 2013 tarihinde görüleceğini ifade eden Tezcan, “Bu 21. yüzyılda savunma hakkının, savunma mesleğinin, avukatlık mesleğinin, hukukun ve adaletin yargılandığı bir yüzkarası davadır. 17 Mayıs’ta hep beraber hukuka sahip çıkmak için orada olacağız” diye konuştu. - Serpil KIRKESER / DHA