Danıştay Başkanı Hüseyin Hüsnü Karakullukçu, Manisa'da ilk olarak Vali Halil İbrahim Daşöz'ü makamında ziyaret etti. Ziyarete Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Enis Yavuz Yıldırım, Manisa Baro Başkanı Avukat Zeynel Balkız'da katıldı. Danıştay Başkanı Karakullukçu, valilikteki ziyaret defterini imzaladıktan sonra Vali Halil İbrahim Daşöz'le bir süre sohbet etti. Vali Daşöz, Karakullukçu'ya Manisa'yı tanıtıcı yayınlar ve ürünlerden oluşan bir hediye vedi. 

DEMOKRASİ İÇİN KUVVETLER AYRILIĞI OLMALI 

Danıştay Başkanı Karakullukçu, daha sonra Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Süleyman Demirel Kültür Merkezi'ne geçip, 'İdarenin Eylem ve Kararlarının Denetimi, Yürütme ve Yargı İlişkilerindeki Sınırlar, Yargının Yürütmeyi Denetim ilkeleri' konulu konferans verdi. Konferansı Vali Daşöz, Manisa 1'nci Piyade Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Nehir Aydın, Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Enis Yavuz Yıldırım, CBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süheyla Sürücüoğlu, avukatlar ve öğretim üyeleri izledi. Karakullukçu, konferansta, devlet, hükümet, millet, hak ve adalet kelimelerinin sürekli gündemde olan olgular olduğunu belirtip, "Devletin 3 erki yasama, yürütme ve yargı bağımsız olmalıdır. Fransız ihtilalinden sonra birçok ülke bunu seçmiştir. Her kademe denetlenmelidir. Cumhuriyet öncesi bile hükümdarlar kendilerini denetletmişlerdir. Demokrasi için kuvvetler ayrılığı olmalıdır. Kuvvet bir tarafta toplanırsa orada sıkıntı var demektir. 144 yıldır Danıştay, idari her türlü kararı denetliyor. 2010 yılından bu yana Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) da denetim altına girmiştir" dedi. 

Adaletin verdiği her kararın bir üst organda denetlendiğine dikkati çeken Karakullukçu, "Bir mahkemede beş kişi bulunabiliyor. Üç kişinin kararı kişiyi ipe de götürüyor, elinden tarlasını da alabiliyor. Belki üç kişinin biri hasta olsa yerine yedeği gelse başka karar verecek ve kararın diğer şekli hüküm olacak. Hakimler de en iyi kararı vermek için uğraşıyorlar, avukatlar savunuyorlar. Herkes birbirini iyi dinlemeli ve adil karar çıkmalı" dedi. 

Danıştay hakimlerinin kılı kırk yaran insanlar olduğunu belirten Karakullukçu, "Kendim de hakimlik, müfettişlik gibi makamlarda yer aldım. Bana hiçbir siyasi güc yaptırım uygulamadı. Yargı bağımsızdır. Herkes kendi işini yapacaktır. Yargı karar verirken belki milyonlarca liraya ihale edilmiş işi bozuyor, belki devlet zarara uğruyor. Ama o ihaleyi yaptırana kadar devletin çeşitli makamları var. Herkes kendi işini iyi yaparsa sorun olmaz. Hukuk devletine, hepimizin ihtiyacı var" diye konuştu. 

HRANT DİNK DAVASI 

Karakullukçu, konferansın sonundaki soru-cevap bölümünde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Hrant Dink davasında, İstanbul 14'ncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının 'sanıkların atılı suçları örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği' gerekçesiyle bozulmasını talep etmesiyle ilgili olarak, "Örgüt vardı, örgüt yoktu? Ceza kanunlara göre iki, üç kişiyi geçti mi örgüt oluyor. Eğer savcılık, bu adam işi tek başına yapmaz. Bu işte örgüt işi var. Biri palanladı, biri organize etti. Biri fişledi. Bu organize bir iş gibi mütalaa ediyorsa daha mahkeme karar verecek. Savcılar genellikle 25 yıl 30 hatta 35 yıl ister. Mahkeme de değerlendirir?" dedi. 

Konferansın sonunda Manisa Baro Başkanı Zeynel Balkız, Hüseyin Hüsnü Karakullukçu'ya mesir macunu saçılmasının temsil edildiği bir tablo hediye etti.