- Müdahale etme ve zorla ölüm oruçlarını sonlandırma o dönem de çok tartışılmıştı. Hekimler bu konuda ikiye ayrıldı. Bir kısmı zorla beslenebileceğini savundu, bir kısmı da 'Hayır, bu bir protesto biçimidir ve insan hakkıdır' diye yaklaştı. Müdahale etmek de kolay bir durum değildir. Örgüt baskısını sona erdirmeye yönelik 2000 yılındaki tecrübeyi hatırlayacak olursak, bu yine bir çatışmaya yol açabilir ve insanlar hayatlarını kaybedebilir. 

SAĞDUYU ÇAĞRISI
 - Bu eylemle ifade edilmek istenenler dile getirilmiştir. Eylem yapanların bununla yetinmesi gerekir. Aksi takdirde 1996'da olduğu gibi ölüm orucuna yönelenler hayatını kaybedebilir, sakat kalabilir. Yapılacak bir müdahale ise 2000 yılında olduğu gibi çatışmaya dönüşecek olursa insanlar hayatını kaybedebilir. Bu, çok tehlikeli bir yöne kayma eğilimi gösteriyor. Bu bakımdan temennim, sağduyunun egemen olmasıdır. 

BU YÖNTEM YANLIŞ
 - Bugün eylemin gerekçesi olarak Öcalan'ın bırakılmasından ana dilde eğitime kadar talepler gösteriliyor. O dönem ise F tipi cezaevleri ve Terörle Mücadele Kanunu bahane edilerek örgüt baskısıyla eylemler başlamıştı. 

 - Örgütün, eylemlere destek verenlerin ve yapanların şunu görmesi gerekir: Bu metotla devletten hiçbir şey elde edilemez. Devlet bu yola girer, boyun eğerse zaten ülkeyi yönetemez. Burada verilecek bir ödün ve taviz yok. Bu yöntem yanlıştır. 

Hakkı KURBAN / ANKARA