Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede 3 Temmuz 2017’te düğünlerine 4 gün kala Ali A. Kahveci’yi öldüren Ayşenur Y.’ın, ‘haksız tahrik altında kasten öldürmek‘ suçundan 12 yıldan 18 yıla kadar hapsi istenmişti. Olay yerini temizlemesini istediği kuzeni Fatih A. için ‘delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.
Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına tutuklu sanık Ayşenur Y., avukatı ve Ayberk K.’nin ailesinin avukatı ve her iki tarafın da yakınları katıldı. Y.’ın avukatı Atanur D. ise, “Olayda meşru savunma dolayısıyla da cezasızlık vardır. Suç vasfı değişmiştir. Müvekkilim çok gençtir, bir daha bu yıllarının geri gelmeyeceği göz önünde bulundurulmalıdır” dedi.
Son sözleri sorulan Ayşenur Y. ise, “Kasten, bilerek bir hareketim olmadı. Öldürme gibi bir niyetim asla yoktu” diye konuştu.
'KASTEN ÖLDÜRME SUÇU YARALAMAYA DÖNDÜ'
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Fatih A. ve Ayşenur Y. hakkında ‘suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan beraat kararı verdi. Ayrıca her ne kadar Ayşenur Y.’ın Ayberk K.yi ‘kasten öldürme’ suçundan yargılansa da olayın ‘kasten yaralama’ suçu sınırları içerisinde kaldığını belirten heyet, Y.’a 14 yıl hapis cezası verdi. Bu cezada da Y.’ın duruşmadaki tutumu, geçmişi, sosyal ilişkileri, olaydan sonraki davranışları nedeniyle iyi hal indirimi uygulayarak 8 yıl 9 aya düşürdü.
KADIN ÜYE HAKİM MUHALEFET ETTİ
Mahkeme heyetinin kadın üyelerinden Gamze Ö., karara muhalefet şerhi koydu. Ö. muhalefet şerhi açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Nişanlı çiftin evliliklerine kısa bir süre kalmıştır. Aralarında büyük bir gerginlik veya düşmanlık yoktur. Olay günü maktul, sanığın evine gelerek sanığa şiddet uygulamıştır. Sanık kendisine yönelmiş bu haksız saldırıdan kurtulmak amacıyla mutfağa kaçmış, burada da saldırı devam etmiştir. Sanığın savunmasına göre maktul elektrikli süpürge sapıyla kafasına vurmak istemiş ancak kolunu siper ederek kurtulmuştur. Olay yeri incelemesinde bulunan kırık süpürge sapı sanığın savunmasını doğrular niteliktedir. Ayrıca sanığın alınan raporunda kolunda ve vücudunda darp izleri tespit edilmiştir. Bu nedenle sanığın başka türlü defetme imkanının bulunmadığı kabul edilmesi gerekmektedir. Saldırıyı önlemek amacıyla tezgahın üzerinden bıçak almış, böylece maktulü kendisinden uzak tutmak istemiştir. Ancak maktul saldırısına devam etmiş bu esnada sanık kendini savunma kastını aşarak maktulün ölümüne sebebiyet vermiştir. Maktulün koltuk altına saplanan tek bir bıçak darbesi vardır ve sanık ve maktulün arkadaşları tarafından hastaneye götürülmüştür. Sanığın maktulü yaralamaya ya da öldürmeye yönelik kastından bahsedilemez. Sanığın kendisinden fiziksel güç olarak üstün olan maktul tarafından darp edilmesi sırasında tezgah üzerinde bulunan bıçağı eline geçirip kendisini savunmak, maktulün fiziksel şiddetini engellemek ve kadın erkek arasındaki güç farkını bu yolla dengelemek istemesi olağandır. Sanık hareketini ani bir tepki olarak göstermiştir. Bu nedenle de sanığın eyleminin meşru savunmada sınırın aşılmasıyla taksirle ölüme sebebiyet verme kapsamında değerlendirilerek cezalandırılması ve hükümle birlikte tahliyesine karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan sanık hakkında kurulan hükme bu yönden katılmıyorum.”
Hürriyet