Eğitim Sen, 1 Eylül Dünya Barış Gününde İstanbul ve Bursa'da polis şiddeti ve ardından gerçekleşen gözaltı ve tutuklamaların olduğunu belirterek, "Bu gözaltı ve tutuklamalar, önümüzdeki dönemde benzer mitinglerde ve hak arama eylemlerinde yaşanacakların habercisi gibidir" açıklamasında bulundu.
Eğitim Sen'den yapılan yazılı açıklamada, İstanbul ve Bursa'da 1 Eylül Dünya Barış Gününde polis saldırısı ve "sivil" grupların mitinge katılan kitleye yönelik yoğun saldırıları olduğu, bu saldırıların önceden "organize edildiği" iddia edildi. Saldırıların ardından gözaltı ve tutuklamaların yaşandığı kaydedilen açıklamada, "Bu gözaltı ve tutuklamalar, önümüzdeki dönemde benzer mitinglerde ve hak arama eylemlerinde yaşanacakların habercisi gibidir" denildi.
12 Eylül'ün protesto edilmesi amacıyla Türkiye'nin her yerinde eylem ve etkinlikler yapıldığına dikkat çekilen açıklamada, "AKP temsilcileri sık sık 12 Eylül darbesi ile hesaplaşacaklarını, darbecilere karşı olduklarını iddia etmektedirler. Ancak darbe karşıtı bütün söylemlere karşın Bursa'da 12 Eylül protestosu sırasında yaşanan polis saldırısı ve ona paralel olarak gerçekleşen sivil grupların eylemcilere yönelik şiddeti dikkat çekicidir" denildi.
"Bursa'da önce 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde, ardından 12 Eylül darbesini protesto sırasında yaşanan polis şiddeti, "artık kimse ölmesin' talebiyle gerçekleştirilen barış taleplerini dile getirmek isteyenlere yönelik olarak gerçekleştirilen ve daha önceden "organize edildiği2 her halinden belli olan resmi ve "sivil' saldırıların yoğunlaşması endişe vericidir" denilen açıklamada, hemen her demokratik eylem ya da miting sonrası gözaltı ve tutuklamaların yaşanmasının, bir yönüyle tüm emek ve demokrasi güçlerine ve onların mücadelesine yönelik kapsamlı bir gözdağı niteliğinde olduğu vurgulandı. Tıpkı darbe dönemlerinde olduğu gibi, en temel demokratik eylemlere bile tahammül edilemeyen bir döneme girildiği öne sürülen açıklamada, "İktidarı eleştiren, uygulamalarını kabul etmeyen herkes potansiyel tehdit olarak algılanır hale gelmiştir" denildi.
Açıklamada şöyle devam edildi:
"AKP hükümetinin 12 Haziran seçimleri öncesinde başlayan, Hopa'da yaşanan olaylarla zirveye çıkan gelişmeler hatırlanacaktır. İstanbul ve Bursa'da yaşanan "sivil" grupların desteğiyle gerçekleşen polis saldırıları, son yıllarda yoğunlaşan anti demokratik uygulamaların, önümüzdeki dönemde daha da yoğunlaşarak artacağının işaretlerini bugünden vermektedir.
Emek ve demokrasi mücadelesinin baskıyla, zorbalıkla ve polis şiddetiyle bastırılabildiği bugüne kadar görülmemiştir. AKP hükümeti sadece kendisine demokrat olmaktan, kendisi gibi düşünenler için demokrasi ve özgürlük vaazları vermeyi bir tarafa bırakmalı, kendileri gibi düşünmeyenleri, demokrasi ve barış talep edenleri baskı ve şiddet yoluyla sindirmeye çalışarak "terbiye etmekten" derhal vazgeçmelidir." (ANKA)
(FP/ÖZK )