Milliyet'in haberine göre Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Wikileaks belgelerine göre, ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen bir kriptoda, Türk polisinin Ergenekon soruşturması konusunda brifing verdiğinin ortaya çıkmasının ardından emniyet görevlileri hakkında yapılan suç duyurusunun “işleme konulmamasına” karar verdi.
Kararda, ABD Büyükelçiliği’ne brifing verildiğine dair herhangi bir somut bulgu olmadığı, iddiaların tamamen soyut olduğu belirtildi.
İddia üzerine, Ergenekon davasından tutuklu bulunan Avukat Serdar Öztürk, “soruşturmanın gizliliğini ihlal ve göreve ilişkin sırları açıkladıkları” gerekçesiyle brifingci emniyet mesupları hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

Cezaevinden başvurdu

25 Kasım 2011’de Silivri 1 No’lu L Tipi Cezaevi’nden suç duyurusu yapan Avukat Serdar Öztürk, dilekçesinde, şu ifadelere yer verdi:
“Kamuoyunda Wikileaks belgeleri olarak adlandırılan bazı dokümanlara göre, bir kısım kimliği meçhul emniyet görevlisinin, böyle bir yetkileri olmadığı, yabancı diplomatik misyonla ilişkilerin Dışişleri Bakanlığı kanalı ile yürütülmesi gerektiği halde, açıkça yasalara aykırı olarak 21 Kasım 2008 tarihinde Ankara’daki ABD Büyükelçiliği yetkililerine, devam eden soruşturmalarla ilgili olarak ‘brifing’ adı altında bazı bilgileri aktardıkları anlaşılmaktadır. Bahse konu Wikileaks belgelerinde yer alan hususlar, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan resmi açıklama ile de doğrulanmıştır.”
Dilekçede, ABD Büyükelçiliği’nde brifing veren faili meçhul emniyet görevlileri hakkında “soruşturmanın gizliliğini ihlal ettikleri ve göreve ilişkin sırları açıkladıkları” iddiasıyla soruşturma yapılması istendi.

Tamamen soyut

Öztürk’ün suç duyurusu, şikayette bulunulan emniyet görevlilerinin memur olması nedeniyle Memur Suçları Soruşturma Bürosu’na gönderildi. Memur suçlarına bakmakla görevli Ankara Cumhuriyet Savcısı Murat Demir, 19 Ocak 2012’de suç duyurusu dilekçesinin işleme konulmamasına karar verdi. Karardaki yazım hataları dikkati çekti. Kararda, Öztürk’ün iddialarının “somut” belgelerle desteklenmediği yazılması gerekirken, “soyut” belgelerle desteklenmediğinin yazıldığı görüldü. Kararda, şöyle denildi:
“Müştekinin şikâyet dilekçesinde belirttiği şekilde Amerikan Büyükelçiliği’ne brifing verildiğine dair herhangi bir somut bulgu olmadığı, Wikileaks belgeleri olarak adlandırılan belgelerde konu edilen hususların kamuoyunda çok sıklıkla bahsedilen genel bilgilerden ve bu hususun tüm kamuoyunca bilinen belgelerden ibaret olduğu, soruşturmanın gizliliğinin bir şekilde ihlal edildiğine ilişkin herhangi bir somut olaydan bahsedilmediği, ayrıca aynı belgelerde göreve ilişkin sırların açıklandığına dair de herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı, dolayısıyla müştekinin iddiasının tamamen soyut iddiadan ibaret kaldığı, soyut herhangi bir bilgi, belge ve olayla desteklenmediği anlaşılmıştır.”

Önceki karar

İşleme koymama kararını veren savcı Demir, kamuoyunun takip ettiği birçok soruşturmada kritik kararlara imza atmıştı. Demir, Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in tehdit altında olduğunu bildikleri halde hiçbir önlem almadıkları iddia edilen MİT görevlileri Özel Yılmaz ve Handan Selçuk’la ilgili 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu için takipsizlik kararı verdi.  Demir, ASELSAN’da görevli 3 mühendisin ölümüyle ilgili soruşturmayı da halen yürütüyor.

Büyükanıt’la  Baykal yok

Suç duyurusunun ekindeki belgelerde kriptoda yazılı iddialara yer verildi. Kriptoda, “Brifingi verenler emniyet görevlilerinin”, emekli general Veli Küçük ve düşünce kuruluşu ASAM’ın eski Başkanı Ümit Özdağ’ın bazı cinayetlerle ilgili oynadıkları asli rolü anlattıkları belirtiliyordu.

Kriptoya göre, brifingi verenlerin, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın kızının özel hayatını ilgilendiren görüntüleri ele geçirdiği ve eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a ödenmiş bir rüşvete dair kanıtlar bulduğu şeklindeki iddialar ise savcılığa sunulan belgeler arasında yer almadı.
OĞUZ KAAN Köksal: Brifing vermedim, verdirmedim.

Konu hakkında açıklama yapan, Ak Parti Kırıkkale Milletvekili, dönemin Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal ise “kendi döneminde bir brifing verilmediğini” belirterek, “Böyle bir brifing vermedim, verdirmedim. Bizim dönemimizde böyle bir brifing verilmedi” dedi.

 

Atalay ve Emniyet: Böyle bir birifing yok

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün (EGM) internet sitesinde dün yer alan duyuruda da EGM görevlilerinin 2008 ve 2009’da ABD Büyükelçiliği görevlilerine; eski Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, eski CHP Genel Başkanı Baykal ve
“Ergenekon” davasıyla ilgili “brifing verildiği” şeklinde haber ve yorumlar çıktığı hatırlatılarak şöyle denildi: “Haberlerde yer alan iddialar kesinlikle gerçeğe aykırıdır. Türk polisi, bugüne kadar hiçbir ülkenin büyükelçiliğine giderek brifing vermemiştir.”
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay da gazetecilerin sorusu üzerine “Bilgimiz yok, Emniyet Genel Müdürlüğü de olmadığı yönünde bir açıklama yaptı. Öyle bir brifing söz konusu değil” dedi.

 

ABD ne doğruladı ne de yalanladı

Wikileaks’ta yayımlanan diplomatik belgeleri bugüne kadar ne doğrulayan ne de yalanlayan ABD, bu tavrını son kriptoyla ilgili olarak da korudu. ABD Büyükelçiliği yetkilileri, Wikileaks belgeleri konusunda bir yorum ya da açıklamada bulunamayacaklarını belirterek, “Bu belgeler hala gizlilik statüsünde ve sızıntı konusunda devam eden yasal bir süreç var” dedi. Elçilik sözcüsü Thomas J Grubisha, Milliyet’e yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Basında çıkan bu belgelerin doğruluğu konusunda bir şey söyleyememekle birlikte, ABD’nin gizli belgelerin yasadışı yollarla açıklanmasını şiddetle kınadığını söylemek isterim. Bu, ulusal güvenliğimizi tehdit ediyor, insan hayatlarını tehlikeye atıyor.”