Taraf Gazetesi'nin dün yayımladığı Balyoz Planı'na göre, Türkiye genelinde sıkıyönetim ilan edilmesi ve darbeye zemin oluşturulmasını hedefleyen cuntacılar, bunun için çok sayıda insanın ölmesine yol açabilecek kanlı eylemler gerçekleştirecekti. Fatih ve Beyazıt camilerinin en kalabalık olduğu cuma namazı sırasında bombalanması, cübbeli ajanlara askerî hava müzesinin bastırılması, Türk jet uçağının düşürülerek pilotun şehit edilmesinin ardından Yunanistan'ın tahrik edilmesi gibi unsurların yer aldığı kaos planı, kamuoyunun tepkisini çekti.

Balyoz Eylem Planı'nın altında Sıkıyönetim Komutanı olarak imzası bulunan dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan 't24' isimli internet sitesine yaptığı açıklamada camilerde binlerce masum insanın öldürülmesini öngören kanlı planı önce kabul etti. Ancak, kısa süre sonra Star Haber'de kendi sözlerini reddetti. Emekli Orgeneral Doğan, 't24'e söz konusu planın 'doğal bir uygulama' olduğunu söyledi. Türkiye genelinde sıkıyönetim ilan edilmesi ve darbeye zemin oluşturulmasını hedefleyen planın "Cumhuriyet'i koruma ve kollama görevinin gereği olarak hazırlandığını" savundu.

Öte yandan, 5 bin sayfalık darbe planının içinde eylemleri doğrulayan sesli ve yazılı belgelerin de bulunduğu belirtiliyor. Balyoz'u destekleyen Çarşaf, Sakal, Suga ve Oraj başlıklı eylem planlarının 1. Ordu Komutanlığı'nın öncülüğünde kara, hava, deniz ve jandarmadan üst rütbeli personelin katılımıyla gerçekleştirildiği ifade ediliyor. Eylem planlarında, işbirliği yapılacak 137 gazeteciyle, tutuklanacak 36 gazeteci ve görevden alınacak belediye başkanlarının yerine geçecek kişiler bile belirlenmiş.

Türkiye, 7 yıl önce hazırlanan Balyoz Harekâtı'nın 'tüyler ürperten' belgeleriyle şokta. Fatih ve Beyazıt camiinin bombalanması, cüppeli ajanlara Hava Müzesi'nin bastırılması, Türk jet uçağının düşürülmesi ve Yunanistan'ın tahrik edilmesi gibi unsurların yer aldığı plan, kamuoyunu dehşete düşürdü.

Suikastlar ve Alevilerin sokağa dökülmesini öngören Ergenekon'un kanlı planları, sivil insanların evine silah koyarak pusu kurulmasını amaçlayan Eylem Planı ve azınlıkları hedef alan Kafes Operasyonu'nun ardından gündeme Balyoz Harekâtı damgasını vurdu. Taraf Gazetesi'nde yer alan habere göre sıkıyönetim ilan edilmesi, ardından darbe yapılması için bütün detaylar düşünülmüş.

Balyoz Güvenlik Harekât Planı'yla bağlantılı eylem planlarından en vahimleri "Çarşaf" ve "Sakal" adlarını taşıyor. 2003 tarihli söz konusu eylem planlarına göre, darbe ortamı oluşturmak amacıyla Fatih ve Beyazıt camilerinde cuma günü bombalı saldırı düzenlenecekti. Jandarma Yüzbaşı H.T. komutasındaki dokuz kişilik eylem timi, cep telefonu düzenekli patlayıcıyı cemaate en yakın ayakkabılığa yerleştirecek ve cuma namazının farzının kılınmasının ardından düğmeye basılacaktı. Bölgedeki ajanlar da provokasyon amacıyla harekete geçecekti. Beyazıt Camii'ne yönelik Sakal Eylem Planı'na göre tahrip düzeneği, bir çantaya yerleştirilecek ve şadırvanda unutulmuş görüntüsü ile bırakılacaktı. Jandarma Binbaşı H.Ö. komutasındaki tim, bombayı yine cuma günü, ezandan 10 dakika önce patlatacaktı. Eylemde özellikle yaralı sayısının fazla olması amaçlanıyordu. Çarşaf Planı'na göre, patlama sonrası oluşacak panik havası iki kamera ile görüntülenecek, avluda toplanacak öfkeli kalabalığın da caddeye taşması sağlanacaktı. Ayrıca operasyonda kiralık araç kullanılması ve kiralamada gerçek isimle kayıt yapılmaması isteniyor.

Halkı, cemaate sızan tahrik timleri kışkırtacak

Planda şu ifadeler yer alıyor: Patlamayı müteakip oluşan kargaşadan da istifadeyle cami içerisindeki Tahrik timinden Tahrik-A bir kısım radikal Fatih esnafı içerisine sızdırılmış Tahrik-B ile irtibata geçecektir. Tahrik-A ve Tahrik-B irtibatlı bulundukları ve halkın içerisine sızmış bulunan provokatörleri harekete geçirecek. Böylece cami cemaatinin, çoğunluğunu Fatihli esnafın oluşturduğu öfkeli radikal grupla ana cadde üzerinde birleşmesi sağlanacaktır. Yapılacak manipülasyonlarla öfkeli grubun yaşananları irticai söylemler ve sloganlar eşliğinde protesto etmesi sağlanacaktır. Faaliyetin icrasından sonra; tahrip unsuru tahribi müteakip, Kayıt Timi kayıtlarını tamamlamalarını ve Keşif Emniyet tim komutanı ile buluşmayı müteakip yaya olarak ayrı güzergâhlardan arabalarını park ettikleri bölgeye intikal edecek ve kendi araçları ile bölgeden uzaklaşacaklardır. (Tahrip unsuru bir araca, Kayıt timi diğer araca binecek şekilde) Faaliyet sonrası durum, trafik sıkışıklığı, yol kapaması, arama ve bunun gibi sebeplerle araçlı intikale imkân vermediği takdirde, unsurlar yaya olarak ayrı ayrı güzergâhlardan toplu taşıma araçlarını kullanarak "emin ev"de buluşacaklardır.

Çarşaf Planı'nın "Komuta ve Muhabere" bölümünde ise şöyle deniyor:

"Operasyon, Ekip Lideri tarafından yönetilecektir. Ekip lideri Tahrip Timinde Tahrip-B görevini icra edecek, görevi müteakip, faaliyetleri hedef bölgeye hakim bir noktadan takip ve kontrol edecektir. Ekip lideri etkisiz hale gelmesi durumunda Tahrik Tim Komutanı (Tahrik-A) emir komutayı alacaktır. Operasyon esnasında muhabere, emniyetli cep telefonları ile sağlanacaktır. Operasyon timinin cep telefonları evlerinde ve eşlerinde olacaktır. Operasyon günü için kullanılacak cep telefonlarını Keşif Timi temin edecek, aynı gün sabah tüm telefonlar personele dağıtılacaktır. Sadece ihtiyaç olduğu takdirde telefonlar kullanılacaktır. Olayı müteakip cep telefonları kapatılıp Keşif Emniyet Tim K.'na geri teslim edilecektir. Operasyonda kiralık araçlar kullanılacak ve araçlar kiralanırken gerçek isimle kayıt yapılmayacaktır."

Yaralı sayısı artsın, dehşet görüntüleri canlı yayınlansın

"Çarşaf ve "Sakal" eylem planlarının "koordinasyon talimatı" başlıklı bölümlerinde hedef "yaralı sayısını artırmak" olarak kayda geçiriliyor. Çarşafın ilgili bölümü şöyle: "Ekip Lideri ve ekibi tarafından; Fatih esnafı içerisinde yer alan ve dinî grup cemaatlerle faaliyet içerisinde olan şahıslarla irtibat çok dikkatli kurulacak, içeriden yürütülecek propagandanın çerçevesi operasyon öncesi bildirilerek yönlendirilecektir. Faaliyette kullanılacak tahrip düzeneği başka bir Ekip tarafından temin edilecek ve üst komutanlığın yapacağı koordine neticesinde, emredilecek yer ve zamanda Tahrip Unsur komutanına teslim edilecektir. Konulacak malzemenin ölümden daha çok yaralanmaya sebep olacak şekilde hazırlanması sağlanacaktır. Cami ve çevrede bulunan kameraların durumu tespit edilecektir. TV'lerde canlı yayına bağlanarak fikir ifade edebilecek olanların tespiti ve yönlendirmesi Ankara'dan yapılacaktır."

Planın icra bölümünde 134. Filo'nun Kadıköy ve Fatih'te iki gösteri yapması hedefleniyor: Gösterinin yapıldığı gece yarısı cübbeli, sarıklı ve çarşaflı grupların ellerindeki yeşil bayrakları ve molotofkokteylleri ile Hava Müzesi'ni basarak müzedeki uçakları tahrip etmeleri sağlanacaktı.

GÖSTERİCİLERE ATEŞ AÇILACAK

Planın devamında şöyle deniyor: "3'üncü ve 8'inci Ana Jet Üs Komutanlıkları başta olmak üzere tüm hava birlikleri nizamiyelerine şeriat isteyen gruplar tarafından saldırılar düzenlenecek, mülki amirlerin izinleri beklenmeden olaylara müdahale edilecek, geçici süreler ile hava birlikleri etrafındaki bölgelerde sokaklarda, caddelerde ve çevre yolu ve karayollarında güvenlik bölgeleri oluşturularak denetim sağlanacak, arama yapılacak, şüpheli olduğu gerekçesi ile bazı şahıslar belli süreler alıkonulacaktır. Şiddet gösterenlere şiddetle cevap verilecek, gerekli durumlarda silah kullanmaktan çekinilmeyecektir."

"Tek yol sıkıyönetim" şiarını taşıdığı izlenimi veren Oraj, hedefini açıkça ortaya koyuyor: "Hükümetin sıkıyönetim ilan etmesi sağlanıncaya kadar faaliyetlere aralıksız devam edilecektir. Meclis'in sıkıyönetim ilan etmesi için gerekli oy oranı yakalanamazsa, Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) davetlisi olarak Ankara şehir merkezi üzerinde hava gösterileri yapılacak, TBMM'nin çalıştığı gün ve saatlerde Meclis üzerinden çok alçak uçuşlar yapılmak sureti ile TSK'nin varlığı hissettirilecektir. Sıkıyönetim ilan edildikten sonra Ege ve Trakya'da faaliyetler tedricen azaltılacak ve gerilim ihtiyaç nispetinde düşürülecektir. Özellikle İstanbul'daki sivil itaatsizliğe karşı Bandırma, Çorlu meydanlarında 4'er uçak 24 saat hazırlık durumunda gösteri uçuşu ve gerçek atış yapabilecek şekilde yerde karışık yükle hazır bekletilecek, bu maksatla 162'nci Filo Komutanlığı'nın yarısı Çorlu Meydanı'na intikal ettirilecektir."

Balyoz Harekât Planı'nda 29'u general, 162 askerin ismi geçiyor

Dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan'ın başkanlığındaki bir cuntanın hazırladığı öne sürülen darbe planı, Fatih Camii'nin bombalanmasından Hava Kuvvetleri'ne ait bir jetin düşürülmesine kadar pek çok kaos planını içeriyor. AK Parti'nin 2002 seçimlerinden iktidar olarak çıkmasından rahatsız olan bir grup üst rütbeli subayın hazırladığı ve 'Balyoz Harekâtı' adını verdiği darbe planı 12 Eylül'ü model almış. Planın her aşamasını anlatan elektronik, sesli ve yazılı askeri belgelerin bulunduğu belirtiliyor. Belgelerde amacın Türkiye çapında sıkıyönetim ilanı, ardından da Meclis'in kapatılması ve hükümetin devrilmesi olduğu ortaya çıkıyor. Darbe planı, kaos amaçlayan bir dizi eylem planıyla destekleniyor. Bu eylem planları, cami bombalamayı ve Türkiye'yi Yunanistan'la savaşa sokmayı göze alan dehşet verici senaryoları en ince ayrıntısına kadar tarif ediyor. Darbe planını destekleyen Çarşaf, Sakal, Suga ve Oraj başlıklı eylem planlarının 2003'te Birinci Ordu Komutanlığı'nın öncülüğünde, Karacıların yanı sıra Hava, Deniz ve Jandarma'dan üst rütbeli personelin katılımıyla gerçekleştirilmesi öngörülüyor. Darbe öncesi kaos ortamı oluşturmak için yapılan dört eylem planı ile darbenin bizzat kendisinin nasıl organize edileceğini öngören Balyoz Güvenlik Harekât Planı'nda 29'u general, 133'ü subay olmak üzere toplam 162 askerin isimleri yer alıyor. Bu isimler arasında darbe günlüklerinin yazarı Özden Örnek, eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına, Ergin Saygun, Süha Tanyeri, Nejat Bek, Hayri Güner, Şükrü Sarıışık ve Ergenekon sanığı Fikri Karadağ dikkat çekiyor. Balyoz Harekât Planı'nın uygulama aşamasında 'dost unsurlar' da belirlenerek bunlardan nasıl faydalanılacağı şöyle belirtiliyor: TSK'nın her kademesine müzahir eleman temini konusunda referans uygulamasına (ÇYDD, ADD, vb.) devam edilerek azami koordinasyon sağlanması. TSK haricindeki dost unsurlar tarafından yapılacak ekonomik operasyonlar, basın yayın faaliyetleri ve sosyal sorumluluk projelerinin yakından takip edilmesine ve gerektiğinde koordinasyonun sağlanması." Planda dikkat çeken diğer bir unsur ise AK Parti içindeki birtakım kişilerle kurulan yakınlıklar. Gerekli bir durum halinde devreye sokulacak bu kişiler planda şöyle yer alıyor: "AKP içinde harekâtımıza, müzahir ve dost gruplar bulunmakta, ihtimaller karşısında yönetici elite yakın durmaktadırlar."

Kendi jetimizi düşürüp pilotu şehit edeceklerdi

Sıkıyönetim ilan edilmesini sağlamak için hazırlanan Oraj Hava Harekât Planı'nda, Ege'de uluslararası kriz çıkarmak amacıyla gerekirse bir Türk jetinin düşürülmesi yer alıyor. İşte Org. İbrahim Fırtına'nın Harp Akademileri Komutanlığı sırasında hazırlanan plandan şok cümleler: Mümkünse bir Türk jetinin Yunan uçaklarınca düşürülmesi sağlanacak. Planda bu gerçekleşmediği takdirde, Özel Filo personelinden bir pilotun, uygun bir yer ve uçuş sırasında kendi jetlerimizden birini düşürmesi hedefleniyordu.

Fatih ve Beyazıt camileri bombalanacak

Balyoz'la bağlantılı 'Çarşaf' ve 'Sakal' adı verilen eylem planları vahim sonuçlar içeriyor. Buna göre Yüzbaşı Hüseyin Topuz yönetimindeki özel tim, Fatih Camii'ne saldıracaktı. Cep telefonu düzenekli patlayıcı, cemaate en yakın ayakkabılığa yerleştirilecek, cuma namazının farzının kılınmasını müteakip bomba patlatılacaktı. Ardından 'tahrik timleri provokasyon amacı ile harekete geçecekti. Yaralı sayısının fazla olmasının amaçlandığı Beyazıt Camii'nde ise cuma namazından 10 dakika önce bomba patlatılacaktı.

Askerî müzeye cübbeli sarıklı baskın düzenlenecek

Türk-Yunan gerilimini öngören planda, bu gerginliği iç karışıklığa tahvil etmenin eylemleri de anlatılıyor. Orduyla 'irticacı' tabir edilen kesim arasında çatışma ortamı amaçlayan plana göre, 'cübbeli, sarıklı, çarşaflı' gruplar oluşturularak, bunların Hava Müzesi'ne saldırması sağlanacaktı. Fatih ve Kadıköy'de yapılacak gösterilerin ardından, gece yarısı söz konusu gruplar ellerindeki yeşil bayraklar ve molotofkokteylleri ile müzeyi basacaklar ve içerideki uçakları tahrip edeceklerdi.

Özel Filo, Ege'deki jetimizi düşürecek

'Oraj Hava Harekatı' adı verilen eylem planı, Ege'de uluslararası kriz çıkarılmasını amaçlıyor. Gerekirse bir Türk jetinin düşürülmesi öngörülen planda şu ifadeler yer alıyor: "Emirle Ege uçuşları sırasında Yunan Hava Kuvvetleri'ne ait uçaklar taciz edilerek bir çatışma ortamı oluşturulacaktır. Mümkünse bir uçağımızın Yunan kuvvetleri tarafından düşürülmesi sağlanacak, bu gerçekleşmediği takdirde Özel Filo personelinden bir pilotun, kolundaki uçağa atış yapmak sureti ile kendi uçağımızın düşürülmesi sağlanacaktır."

Hükümet zor durumda bırakılıp sıkıyönetim ilan edilecek

Dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın hazırladığı planda, sıkıyönetim ilanı ve darbe için elverişli şartların oluşturulması hedefleniyor. Çok sayıda insanın ölmesine yol açabilecek ve kaos oluşturabilecek eylemlerin hayata geçirilmesi öngörülüyor. Planın vazife bölümüne göre Balyoz Sıkıyönetim Komutanlığı, "AKP hükümetini iktidardan uzaklaştıracak ve mevcut irticai yapılanmayı şiddetle bertaraf ederek, belirlenen kadroları iktidara getirecek. Laik devlet otoritesi yeniden tesis edilecek." 12 Eylül'ün 'Bayrak Harekatı'nı model alan planda, Doğan'ın unvanı ise Sıkıyönetim Komutanı.

Planlar aynı merkezden

Balyoz'da öngörülen eylemler, daha önce deşifre olan kirli planlarla örtüşüyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast girişiminde gündeme gelen 'emin ev' kavramı Balyoz'da dikkat çekiyor. Camilere saldıracak personele, eylemden sonra 'emin ev'de buluşmaları talimatı veriliyor. Saldırılarda Fatih ilçesi ortak merkez olarak görülürken, eylemler için 'kiralık araçlar'ın kullanılması isteniyor. Balyoz'da işbirliği yapılacak gazeteciler, darbe günlüklerinde ve hükümeti bitirme planında 'dost medya' olarak geçiyor. Kullanılacak dost unsurlar ise şöyle: Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği.

Balyoz darbe planı, Türkiye'nin geçmişte yaşadığı darbeler ve son dönemde art arda deşifre olan eylem planları ile aynı kodları içeriyor. Darbe planının amacı, 12 Eylül cuntasının ürünü olan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesine dayandırılıyor. Darbeye zemin hazırlamak için bombalama ve benzeri yöntemlerle sokakların hareketlendirilmesi hedefleniyor. 27 Mayıs 1960 ihtilali, 12 Mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesine sokak hareketleri ile zemin hazırlandığı biliniyor. AK Parti'nin iktidara gelmesinden sonra hazırlanan Ayışığı, Sarıkız, Yakamoz, Eldiven, İrtica İle Mücadele Eylem Planı, Kafes Eylem Planı ile Balyoz darbe planları da adeta bir tek kalemden çıkmış.

Özel Birim

Balyoz darbe planında dikkat çeken terimlerden biri 'Özel Filo' tabiri. Türk jetinin, yeniden yapılandırılacak olan Özel Filo personeli tarafından düşürülmesi planlanıyor. Kafes Eylem Planı'nda ise planlanan suikast ve propagandaların "Özel Operasyon Gücü Komutanlığı" tarafından yapılacağı bilgisi yer alıyor.

Emin ev

En son Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik suikast girişimi ile gündeme gelen "emin ev" kavramı Balyoz darbe planında da yer alıyor. "Çarşaf" kod isimli eylem planında, Fatih Camii'nde cuma namazı esnasında bombalama eylemini gerçekleştirecek subay seviyesindeki jandarma personeline eylemden sonra "emin ev"de buluşmaları talimatı veriliyor. Gayri nizami harp kavramı olan "emin ev" daha önce Atabeyler Çetesi soruşturmasında geçmişti. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın evine ait ayrıntılı krokiler ve patlayıcı maddelerin yakalandığı ev, Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevli sanık subayların hücre eviydi.

Kiralık araçlar

Kanlı eylemlerde genellikle "kiralık araçlar" kullanılıyor. "Çarşaf" ve "Sakal" eylem planlarının "Koordinasyon talimatı" başlıklı bölümünde "Operasyonlarda kiralık araçlar kullanılacak ve araçlar kiralanırken gerçek isimle kayıt yapılmayacaktır." ifadesi yer alıyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik suikast iddiası ile Arınç'ın evinin yakınlarında yakalanan Seferberlik Bölge Başkanlığı'nda görevli subayların da kiralık araç kullandıkları ortaya çıkmıştı.

Darbe karşıtı subaylara sıkı markaj

Balyoz eylem planında "TSK bünyesindeki dost ve müzahir unsurlar dışında kalan, özellikle yüksek rütbeli personelin kontrol altında tutulması" ifadesi dikkat çekiyor. Ergenekon soruşturması çerçevesinde Şener Eruygur'un Fenerbahçe Orduevi'ndeki ofisinde ele geçirilen "Eldiven" kod isimli darbe planında TSK içinde cuntaya destek vermeyen askerî personelin çeşitli yöntemlerle sindirilmesi hedefleniyordu. Balyoz darbe planında yer alan ifadeler Deniz Kuvvetleri komutanı ve yerine gelecek donanma komutanı ve görevli amirallere yönelik suikast iddiaları hakkında önemli ipuçları veriyor. 15 Şubat 2009'da polise gelen dört buçuk sayfalık imzasız ihbar mektubu, iki amirale suikast iddiasının yanı sıra ilginç bağlantıları gün yüzüne çıkardı. Soruşturma kapsamında aralarında albay seviyesinde subayların da olduğu pek çok isim tutuklandı.

Dost gazeteciler

Balyoz eylem planında işbirliği yapılacak 137 gazeteciden bahsediliyor. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek ve Ergenekon sanığı Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay'a ait darbe günlüklerinde medya faaliyetleri ayrıntıları ile yer alıyor. Eruygur'da ele geçirilen darbe planında ise medyanın özellikle yıpratma faaliyetlerinde kullanılması ön görülüyor.

Dost unsurlar

Balyoz Harekat Planı'nda yer alan ve daha önce deşifre olan bir diğer başlık darbeye zemin hazırlamak için kullanılacak dost unsurlar. Planda, TSK'nın her kademesine müzahir eleman temini konusu başta olmak üzere her anlamda irtibata geçilecek kurumlar arasında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Atatürkçü Düşünce Derneği gibi kurumlar adres gösteriliyor.

Çarşamba

Balyoz eylem planında darbe zemini hazırlamak için irticai faaliyetlerin hortlatılması hedefleniyor. Bunun için de Fatih Çarşamba pilot bölge olarak seçilmiş. Fatih ve Beyazıt camilerine gerçekleştirilecek bombalama eylemlerinden sonra bu gruplar içerisine yerleştirilen ve "Tarik" adıyla kodlanan provokatörler aracılığıyla insanların sokağa dökülmeleri hedeflenmiş. Ergenekon terör örgütünün kaos oluşturmak için toplumun farklı kesimlerine sızma planları yaptığı daha önce de ortaya çıkmıştı. Savcılığın talimatıyla telefon dinlemesi yapan güvenlik güçleri, Ergenekon terör örgütüne mensup bazı kişilerin İstanbul Çarşamba'daki İsmailağa cemaatine sızma girişiminde bulunduğunu tespit etmişti.

AK Parti içindeki haber elemanları

Balyoz Harekat Planı'nda "AKP içinde de harekatımıza, müzahir ve dost gruplar bulunmakta, ihtimaller karşısında yönetici elite yakın durmaktadırlar." ifadesi dikkat çekiyor. Ergenekon soruşturması kapsamında aranan Turhan Çömez, bahsedilen tarihlerde Başbakan Tayyip Erdoğan'a en yakın isimler arasında bulunuyordu. Albay Dursun Çiçek imzalı İrtica İle Mücadele Eylem Planın'da da AK Parti'nin parçalanmasına ilişkin benzer ifadeler kullanılıyor. MELİK DUVAKLI

Kabul ettiği kanlı planı, canlı yayına çıkıp yalanladı

Balyoz Güvenlik Harekât Planı'nda imzası bulunan eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan, dün ilginç bir tavır sergiledi. Doğan, t24 adlı internet sitesine yaptığı açıklamada darbe planını kabul etti. Camilerin bombalanmasını içeren senaryoların "Cumhuriyet'i koruma ve kollama görevinin gereği olarak hazırlandığını" iddia etti. TSK'da her kademede mevcut planları gözden geçirmek üzere harp oyunu, plan tatbikatı ve seminerler yapıldığını savundu. Ancak kısa bir süre sonra fikir değiştirdi. Star TV'de Uğur Dündar'ın sunduğu Ana Haber programına çıkarak belgeleri inkâr etti. TSK'nın Anayasa'dan aldığı yetkiye dayanarak Cumhuriyet'i iç ve dış tehditlere karşı korumaya yetkili olduğunu belirten Doğan, bu doğrultuda yapılan bütün faaliyetlerden Genelkurmay Başkanlığı'nın haberdar edildiğini ifade etti. Taraf Gazetesi'ni de şöyle suçladı: "Bu senaryoyu hasta kafalı insanlar hazırlar. Hasta kafalı insanlar bu senaryoyu kendi gazetelerinde yayınlar. TSK'dan bu tarz bir eylemi düşünmek çok yanlış, hele bir de halkımız için mukaddes sayılan yerlere bu tarz bir eylem planı mevcut TSK içerisinde olanların yapabileceği hiçbir şey değildir." Doğan, t24'e yaptığı açıklamada ise şu görüşleri dile getirmişti: "TSK'da her kademede mevcut planları gözden geçirmek üzere harp oyunu, plan tatbikatı ve seminerler yapılması doğal bir uygulamadır. Ordu komutanlığı yaptığım 1999-2003 yıllarında (önce Ege Or.K.lığı bilahare Birinci Or.K.lığı) elbette ordu harp oyunları ve seminerler düzenlenmiş ve bu etkinliklere Ordu Komutanlığı bünyesinde görevli subay ve generaller katıldığı gibi KKK ve Genelkurmay başkanları ve beraberindeki getirdikleri general ve subaylar gözlemci olarak katılmışlardır. İç tehdit sadece bölücü tehdidi değil, irticai tehdidi de kapsar. TSK'nın, nitelikleri Anayasa'da yazılı Türkiye Cumhuriyeti'ni her türlü dış ve iç tehditlere karşı koruma ve kollama görevi bulunmaktadır. İç tehdide karşı koruma görevi kapsamında TSK'nın her kademesinde elbette planları vardır. Bununla ilgili olarak Gnkur. Hrk. Başkanlığım döneminde İçişleri Bakanlığı ile protokol de imzalanmıştır. Bu kapsamda EMASYA (Emniyet ve Asayiş) planları seminerlerde elbette ele alınmıştır."

28 ŞUBAT SÜRECİNİN AKTÖRLERİNDENDİ

28 Şubat sürecinin aktörleri arasında yer alan Doğan'ın ismi ikinci Ergenekon davası sanığı Mustafa Balbay'ın günlüklerinde de geçiyor. Balbay'ın dava dosyasına giren notlarında, Doğan'ın AK Parti'nin iktidara gelmesinin ardından "o gün" diye kodladığı darbe hazırlığına başladığı öne sürülüyor. Günlükteki notlara göre, Doğan, 'o gün'e hazırlık amacıyla önceden planladığı ameliyatı erkene alıyor. 'Düşsel bir öykü' başlığını taşıyan bölümdeki söyleşide, darbe girişimlerine karşı çıkan dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün 'ya değişeceği, ya gideceği'ni söylüyor. İSTANBUL ZAMAN

ERGENEKON İDDİANAMESİ

Buz pistinde çocukları vuracaklardı

Balyoz planındaki insanın kanını donduran eylemlerin benzerleri daha önce de gündeme geldi. Ergenekon iddianamelerine göre Ankara'da Sünni vatandaşların yoğun olarak gittiği büyük bir alışveriş merkezi hedef alındı. Çocukların ölmesi için buz pistine bomba konulması planlandı. Tüyler ürperten planın eksiksiz yürümesi için tüm detaylar düşünülmüş: '7 numara', otopark girişini kontrol edecek. Alışveriş merkezinin doğusunda bulunan otobüs durağında aracıyla bulunacak, gerektiğinde trafiğin engellenmesi için uygun pozisyon alacak. '2 numara', buz pateni bölgesinden doğudaki yan giriş ve ön cephe giriş kapıları ile güvenlik görevlilerini kontrol edecek. '6 numara', kendisine teslim edilen çantayı buz pateni pistinin güneyindeki merdivenlere bırakacak. Aynı dakikalarda '7 numara', kendisine verilen çantayı elektrik kontrol odasının yanına bırakacak.

KAFES PLANI

Bombayı öğrenciler gelince patlatın

Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından emekli Binbaşı Levent Bektaş'ın ofisinde ele geçirilen Kafes Operasyonu Eylem Planı'nda azınlıklar ve Koç Müzesi'nin ziyaretçileri hedef seçildi. Eylemleri muhafazakar örgütler üstleneceği için hükümet Avrupa'dan koparılıp kafese alınacaktı. Belgede yer alan planlardan biri Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Koç Müzesi'ne hediye edilen Uluç Ali Reis Denizaltısı'nda 14 Kasım 2008'de bulunan patlayıcılarla ilgili. Buna göre okullarda tanıtım ve reklam organizasyonları yapılarak müzedeki ziyaretçi yoğunluğunun artması sağlanacaktı. Öğrencilerin en fazla olduğu zamanda ise bomba patlatılacaktı. Kafes Planı'yla birlikte ele geçirilen ek belgelerden birinde yer alan şu ifadeler insanın kanını donduracak türden: "Koç Müzesi'nde ziyaretçi patlaması olmalı. Sıkıntı çıkmasın. Bşk. takip ediyor."

ERGENEKON İDDİANAMESİ

Onlarca suikast planı deşifre oldu

Ergenekon iddianamelerinde Alevi-Sünni/Türk-Kürt çatışması çıkarmak ve azınlıklar üzerinden dünya kamuoyunun tepkisini çekmek için onlarca suikast planı mahkemeye sunuldu. Alevi-Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız, kapatılan DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan, Fener Rum Patriği Bartholomeos, Musevi işadamı İshak Alaton, kaos ortamı oluşturmak için öldürülmesi planlanan isimlerden birkaçı. Soruşturma kapsamında tutuklanan Yarbay Mustafa Dönmez'in ajandasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast planlarına ilişkin kroki çıktı. İddianamede, kişilere yönelik suikast planlarının yanı sıra Yargıtay binası, Genelkurmay Başkanlığı önündeki üstgeçit ve İzmir'deki NATO tesislerinin aralarında bulunduğu stratejik yapılara saldırı planları da yer alıyordu.

Özel yetkili savcılar harekete geçti

Taraf gazetesinin dün manşetinde yer alan Balyoz Planı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın gündemine girdi. Alınan bilgilere göre basında çıkan haberden sonra plan hakkında bilgi sahibi olan özel yetkilendirilmiş savcılar, konuyla ilgili inceleme yapacak. Değerlendirmelerin ardından soruşturma açılıp açılmayacağına karar verilecek. Ayrıca Taraf Gazetesi, 5 bin sayfadan oluşan planın ayrıntılarını yayımlamaya devam edeceğini duyurdu.

Emekli Hakim Albay Ümit Kardaş: İddiaları Meclis araştırmalı

Savcı-ların derhal belgelerin orjinalini istemesi ve soruşturma başlatması gerekir. Bu tür iddialar sadece yargının altından kalkabileceği bir şey değil, parlamentonun da meclis araştırma komisyonu kurarak, darbe girişimlerini soruşturması gerekiyor. Kuvvet komutanlarının ismi geçiyor, bu deliller doğruysa soruşturmanın kapsamı genişletilmeli, azmettiricilerine ulaşılmalı.

Eski Yargıtay Savcısı Ahmet Gündel: Haber suç ihbarıdır

Derhal soruşturma başlatılmalı ve ivedilikle sonuçlandırılmalıdır. Aksi takdirde iddialar diğerlerinde olduğu gibi havada kalır ve inandırıcılığını yitirir. Belgelerin içeriği Kafes ve AK Parti'yi bitirme eylem planlarında olduğu gibi çok vahimdir. Bu, planı hazırlayanların gözü kara olduğunu ve hâlâ devlet kurumlarında çalıştıklarını ortaya koyuyor. (Zaman)