Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 65'i tutuklu 274 sanıklı "Ergenekon" davasının 259. duruşması başladı. 

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan küçük salonda görülen duruşmaya, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan, emekli Orgeneral Hasan Iğsız ve emekli Albay Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu 37 tutuklu sanık katıldı. CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu 28 tutuklu sanık ise duruşmaya gelmedi. Duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Dursun Çiçek'in savunma tanığı Ergin Saygun ile Levent Ersöz ve Hasan Atilla Uğur'un savunma tanığı Faruk Demir'in hazır olduğunu söyledi. Özese ardından "Balyoz Planı" davasında 18 yıl hapisle cezalandırılan emekli Orgeneral Ergin Saygun'u duruşma salonuna aldırdı. Salona baston yardımıyla giren Saygun'a Başkan Özese "Mahkeme heyeti olarak geçmiş olsun diyoruz" dedi. Dava sanıklarından Dursun Çiçek'in "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" belgesini hazırladığının iddia edildiğini belirten Özese, dosyadaki bu konuya ilişkin 30 Eylül 2009 tarihli ihbar mektubundaki "2007 Eylül ayında dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun'un emri gereği üniversitelerden bir kısım akademisyen ve CHP yönetiminden bazı politikacıların desteği ile dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Nusret Taşdeler himayesinde Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığı'nda şube müdürü olarak görevli kurmay albayların kamuoyunu yönlendirmek maksatlı çeşitli belgeler hazırlandığına tanık oldum. Saygun'un talimatıyla bu belgelerin hazırlanmasında kullanılan bilgisayarların harddisklerinin geri getirilemeyecek şekilde silindi" cümleleriyle yer alan iddiayı okudu. Saygun, öncelikle Genelkurmay 2. Başkanlığı yaptığı dönemde çalıştığı karargah personelinin bir kısmının bu davada sanık olarak yargılandığını belirterek, bu kişileri ettikleri yemine sadık kalan, mümtaz silah arkadaşları olarak tanıdığını söyledi.

Bilgisayarları silme emri

Genelkurmay başkanı (İlker Başbuğ) ve ikinci başkanının (Hasan Iğsız) silahlı terör örgütü suçundan yargılanmasından büyük bir üzüntü duyduğunu ifade eden Saygun, şunları kaydetti: "İhbar mektubunda belirtilen hususlar doğru değil. Benim CHP'liler ve akademisyenlerle bir araya gelip 27 Nisan bildirisini de yazdığım iddia edildi. Evrakları imha edin talimatı verdiğim iddia edildi. Benim sözlü bir verdiğim ve bazı planlar hazırlattığım iddiası doğru değildir. Kimseye emir vermedim. 2009 Haziran'da ben ve özel sekreterim Uğur Berksun başka görevlere atandık. Ben 1. Ordu Komutanı'ydım emekliliğe hazırlanıyordum. Uğur Berksun da Silahlı Kuvvetler Akademisi'nin ön kursundaydı. Bu durumda bilgisayarları temizlenmesi için emir verdiğim ve Berksun'un da bu silme işlemini takip ettiği iddiası gerçek dışıdır. Benim emir vermem mümkün değil. Ben ayrılırken 2008 yılında kendi bilgisayarlarımızı temizledik. Bunun da kaydı kuydu vardır. Gizli değildir."