Dört avukatın tutuklandığı ve eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ın gözaltına alındığı son Ergenekon dalgasında, davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Kadir Özbek de teknik takibe takıldı. İddiaya göre, sorgu tutanaklarında, son dalgada tutuklanan avukat Tülay Bekar’ın, Oktay’ın yönlendirmesi sonucu ‘kadınlık ve cinselliğini kullanarak’ Şengün üzerinde hakimiyet kurduğu, davadan ayrılması veya Yargıtay üyeliğine terfi ederek çekilmesi, yahut kimi sanıkları tahliye etmesi yönünde etkilemeye çalıştığı’ savunuldu. Ergenekon’un yüksek yargıyı da etkilemeye yönelik faaliyetleri kapsamında, Şengün’ün yanı sıra İstanbul 10 ve 14. ağır ceza mahkemesi başkanları Zafer Başkurt ve Erkan Canak’ın Kadir Özbek’le buluşmalarının izlendiği savunuldu.

İhbarla başladı
Oktay’ın gözaltına alındığı ve avukat Ali Hadi Emre, Kudbettin Kaya, Mehmet Cengiz ile Tülay Bekar’ın tutuklandığı son Ergenekon dalgası, iddiaya göre, 24 Şubat 2009’da polise ait 155 İhbar Hattı’na gelen ihbarla başladı. İhbarda; ‘İşçi Partili (İP) sanıkların avukatı Cengiz, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Canfer Balçık ve Tülay isimli avukatın Ergenekon Davası’nı lehlerine çevirmek için hâkim ve savcıları etkilemeye yönelik çalışma yaptıkları, ekibin Doğu Perinçek ve Veli Küçük’e bağlı çalıştıkları’ savunuluyordu.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, teknik takip başlattı. Takipten yola çıkan savcılık; avukat Tülay Bekar’la bağlantılı olarak, eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay ve avukat Ali Hadi Emre ile avukat Kudbettin Kaya’yı soruşturmaya kattı.  Her ne kadar soruşturma, Perinçek-Küçük merkezli başlatılsa da süreç içerisinde bütün seyir değişti. Bu arada, Canfer Balçık’ın cemiyet başkanı değil, emekli asker olduğu anlaşıldı. İddiaya göre Ergenekon; Oktay, Bekar, Emre ve Kaya aracılığıyla Yargıtay’ı, HSYK’yı, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün’ü ve Beşiktaş’taki İstanbul 10 ve 14. ağır ceza mahkemesi başkanlarını etki altına almaya çalışıyordu. Savcılık, “Avukat Bekar’ın kadınlık ve cinselliğini kullanarak Şengün’le irtibat sağladığı ve zaman içerisinde ilişkisini geliştirerek, üzerinde hakimiyet kurmaya çalıştığı, davayı etkilemeye çalıştığı ve yönlendirmeye yönelik faaliyetler yürüttüğü, bu faaliyetleri Oktay’ın yönlendirmeleri sonucu gerçekleştirdiği”ni iddia etti ve avukat Tülay Bekar’ın telefonlarını dinlemeye aldı. Böylece Bekar’ın Şengün’le yaptıkları, özel hayata dair görüşmeler dosyaya girdi.

Telefon konuşmaları soruldu
İddiaya göre Bekar, Şengün’ü Ergenekon Davası’nı bırakıp emekli olması için etkilemeye çalışıyordu. Bekar’ın telefonda Şengün’e, “Sen şu davayı gönder, gönderdikten sonra bir hafta tatile gidelim”, “Artık bırak o davanı da bana gel”, “Sen git emekli ol, lütfen emekli ol, ne olur emekli ol” dediği öne sürüldü. Şengün’ün özel hayatına dair bu görüşmelerin diğer sanıklara soru olarak da yöneltildiği iddia edildi. Hakim Şengün’e davadan ayrılması için Yargıtay üyeliğine seçilmesi ve bazı sanıkları tahliye etmesi yönünde tavsiyede bulunulduğu ve baskı yapıldığı da iddia edildi

Özbek’e teknik takip
Şengün’ün 10 Eylül 2009’da saat 16.30’da HSYK Başkanvekili Özbek’le makamında yaptığı görüşme teknik takibe takıldı. Savcıya göre görüşmeden sonra Oktay ve Şengün, Tülay Bekar’ın Ankara’daki ofisinde buluşup, ‘durum değerlendirmesi’ yaptı. İddiaya göre, 2 Ağustos 2009’da Bekar’ın İstanbul’daki ofisinde Oktay, Bekar ve Şengün, bu amaçla buluştu. Buluşmada Şengün’e, ‘davadan çekilmesi ya da emekli olması için ikna çalışması yapıldı. Yine iddiaya göre, aynı amaçla 16 Eylül 2009’da saat 19.00’da Şengün ve Oktay, İstanbul Florya’daki bir restoranda buluştu.

Hâkimler polis kamerasında
Ergenekon’un son dalgasıyla ilgili bir diğer iddia ise Ergenekon örgütünün Beşiktaş’taki adliyedeki hâkimleri etkilemeye çalıştığıydı. Beşiktaş adliyesindeki İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Zafer Başkurt ve 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak’ın 30 Mayıs ve 14 Ekim 2009’da Ankara’da bir restoranda Kadir Özbek ve Seyfi Oktay ile görüştüğü belirtilerek görüşmeye ait görüntülerin sorgu tutanağına eklendiği öne sürüldü. Fotoğraflar arasında Özbek’in de kareleri vardı. Zanlı avukat Kudbettin Kaya’nın görüşme için “Canak ve Başkurt’un mesleki sorunları için Seyfi Oktay aracılığıyla yapıldı” dediği ileri sürüldü. Sorguda Özbek ile ilgili çok sayıda sorunun yöneltildiği iddia edildi.

Avukata yargıyı etkileme davası
Ergenekon davasındaki sanık avukatlarının tutuklanmasına yönelik tepkiler sürerken tutuklu sanık Sevgi Erenerol’un avukatı Vural Ergül hakkında, ‘Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’ suçundan soruşturma yürütüldüğü ve şüpheli olarak ifadesinin alınması için savcılığa çağrıldığı öğrenildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı suç duyurusu üzerine, avukat Vural Ergül hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 288. maddesinde düzenlenen ‘adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’ suçundan soruşturma başlatıldı.
Soruşturma kapsamında, avukat Ergül’ün şüpheli olarak ifadesinin alınması için savcılığa çağırıldığı belirtildi.

Şengün uzun süredir tahliye istiyor
Son ‘Ergenekon’ dalgasında, Ergenekon tarafından davadan çekilmesi için baskı altına alındığı öne sürülen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün, aslında sanıkların en çok güven duyduğu heyet üyesi olarak biliniyor. Şengün, Ergenekon davasının ikinci gününde avukat Yaşar Ağsu’nun “Dinleniyoruz!” itirazı üzerine “Hâkimin dinlenmediğini kim iddia ediyor” demişti.
Son olarak, Yargıtay hâkimi Hamdi Yaver Aktan’a ait olduğu iddia edilen bir telefon kaydında Aktan’ın, eski tutuklu sanık Emin Gürses için “Söyledik, burada Köksal’a, ne tutuyorsun bu adamı” dediği ileri sürülmüştü. Ancak Şengün, bu kayda karşılık, “Benim böyle bir görüşmem yok. Bana kimse talimat veremez” demiş ve şunları söylemişti: “Kimseyle kavgam yok, ama bana kimse gözdağı veremez. Bırakın mahkeme işini yapsın gereğini yapsın.”

Şengün, 2. Ergenekon Davası’nda, tutuklu 38 sanıktan, aralarında Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve Mehmet Haberal’ın bulunduğu 25, 1. Ergenekon Davası’nda da 12 sanığın tahliyesi yönünde görüş bildiriyor. Ancak heyetteki iki hâkimin kararıyla tahliye gerçekleşmiyor Şengün ayrıca, ‘Islak İmza’ iddiasıyla ilgili iddianamenin onaylandığı gün Albay Dursun Çiçek’in tutuklanmasına itiraz etmiş, dört sanığın da tahliyesini istemişti.


Radikal