Adalet Bakanı Sadullah Ergin, NTV muhabiri Nilgün Balkaç’ın sorularını yanıtladı.

Adalet Bakanı Ergin, terörist Abdullah Öcalan’ın yakalanıp Türkiye’ye getirildiği günden beri devletin çeşitli kurumlarınca ziyaret edildiğini anlattı.

İstihbarat örgütleri ve terörle mücadele kurumlarının Öcalan ile zaman zaman görüştüğünü ifade eden Ergin, “Önemli olan devletin kendini koruma refleksi içinde gerekli şartları kullanması doğaldır” dedi.

Sadullah Ergin, ayrıca kimsenin ulusal meseleler üzerinden gündelik siyaset yapmaması gerektiğini belirtti.

'AVCI'DAN DELİL İSTEYECEĞİZ'
Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın yazdığı kitapla ilgili iddiaları da cevaplayan Sadullah Ergin, Avcı’nın gelip kendisi hakkında komplo kurulduğuna dair görüşlerini paylaştığını, ancak cemaat yapılanması hakkında tek kelime etmediğini anlattı.

Ergin, “Avcı randevu talep etti ve kabul edince de geldi. Kendisine karşı bir komplo olduğuna  dair dilekçesi verdi. Yasadışı bir dinleme sarmalı olduğunu, bu dinleme kararlarının yanlış alındığını ve bu dinlemeyi yapanların tespitini istedi” dedi.

Bakan Ergin bu dilekçenin ardından kendi bakanlığı içinde inceletme başlatıldığını ayrıca ilgili diğer bakanlıklara da gönderildiğini vurguladı.

“Konu mahkemeye de intikal etti. Sanıyorum bir noktada Sayın Avcı da tanık olarak dinlenecektir” diyen Adalet Bakanı Ergin, kitapta yazılan şekliyle kendisiyle hiçbir cemaatçi yapılanma hakkında konuşulmadığını da ifade etti.

Ergin, “Şimdi kitapta benimle cemaatçi yapı hakkında konuşulmış ancak benim bu konuda hiçbir şey yapmadığıma dair bir yorum var. Bu doğru değil. Benimle böyle bir konu konuşulmadı. Biz kitap hakkında inceleme başlattık. Şayet bu incelemede bir şey bulamazsak, Avcı’dan iddialarını kanıtlaması için deliller isteyeceğiz” dedi.

DOSTANE ÇÖZÜM
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) görülen Hrant Dink davasında gönderilen savunma dilekçesi ve ardından dostane çözüm konularına da açıklık getiren Ergin, “Konuyu uzmanlarıyla değerlendiriyoruz. İçişleri, Dışişleri ve Adalet bakanlıkları uzmanları bir arada çalıştı. AİHM’e gönderilen savunmanın doğru olmadığını söyledik. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. Maddesi olan yaşam hakkını devlet koruyamadı. AİHM’deki savunmayı kaldıracak bir teklif üzerine şu an çalışıyoruz. Yeni başvuruyla Dink ailesinin ıstıraplarını azaltmaya çalışacağız.

Davada bir de maddi istek bölümü var. Bu durumu sanırım mahkemenin kendisi belirleyecektir. Dava önümüzdeki 2 ay içinde karara bağlanacağı için bu başvuruları yakın zamanda yapacağız. Savunmayı geri çekme olmayacak ama yeni yapılacak dostane çözüm önerisiyle önceki savunmayı bir nevi düzelteceğiz” dedi.

ATAMA KRİZİ
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) krizinde bir tür erteleme olduğu ve krizin sanki 12 Eylül’deki referandum sonrasına taşındığı şeklindeki söylentilerle ilgili ise Adalet Bakanı, “HSYK’nın talepleri ertelenmedi. Talepleri karşılamak için görüşülmeyen kısımlar bakanlıta inceleniyor. Çalışmalar 12 Eylül öncesi biterse o dönem HSYK gündemine taşınır. Yargı bağımsızlığı hep yargıya yasama organının müdahale etmesi gibi algılanıyor ama böyle değildir. Yargı bağımsızlığının unsurlarından biridir sadece bu. Yargı üzerinde siyaset kurumları, medya, sivil toplum kuruluşları da baskı yaratabilir ve bu da yargı bağımsızlığını etkiler” yorumunu yaptı.

Yargıçların kendi dünya görüşleri ve felsefelerinden, düşünce tarzlarından bağımsız olarak dosyaya bakmaları gerektiğini söyleyen Ergin, “Dış ve iç etkilerden bağımsız olmalı yargıç. Dosyaya kendi inançlarından bağımsız bakmalı. Ayrıca yargıcın bağımsız olması yetmez, bağımsız olduğuna inanılması da gerekir

Türkiye’de öteden beri güven veren bir adalet sistemi kuramadık. Türkiye’nin AB’ye verdiği sözler arasında güvenilir bir yargı sistemi kurmak da var” ifadesini kullandı.

‘ÖZERKLİK SADECE PKK’YA YARAR’
BDP’nin Anayasa’da istediği değişikliklerin ve özerklik isteğinin 12 Eylül’den sonra gündeme gelip gelmeyeceği yönündeki soruya Adalet Bakanı, “Bizim adımlarımız 73 milyon insan için atılacak. Yapmak istediğimiz değişikler 73 milyonun durumu için gerekli görülüp yapılıyor. BDP’nin istediği demokratik özerklik taleplerinin Türkiye’de alt yapısı yok. Bu, terör örgütüne yarar sadece. Bunların bu zaman ve zeminde konuşması da doğru olmadığını düşünüyorum” cevabını verdi.

‘KILIÇDAROĞLU’NUN İNANDIRICILIĞINI ZEDELER’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisine yönelik özellikle YAŞ sürecinde kilit unsur olduğu yönündeki iddialrına da cevap veren Sadullah Ergin, öncelikle kendisinin kabine üyesi olduğunu hatırlattı.

Başbakan’ın gerekli konularda kendisinden bilgi aldığını, bunun da gayet normal olduğunu vurgulayan Ergin, Kılıçdaroğlu’nun iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu belirtti.

Ergin, “Sayın Kılıçdaroğlu her duyduğunu doğru gibi söylüyor. İncelemeden bunu söylemesi ilerde kendi inandırıcılığını zedeler” dedi.




ntvmsnbc