Kumkapı’daki küçük tekstil atölyelerinde, dükkânlarda kaçak çalışan Ermeniler turist vizesiyle geldikleri Türkiye’de yaşamlarını burada sürdürmeye çalışıyorlar. Hemen hemen hepsinin Türkiye’ye geliş nedeni aynı; Ermenistan’daki ekonomik sorunlar ve işsizlik. Başbakan Erdoğan’ın Ermeni soykırımı iddialarına karşılık, “100 bin kaçak Ermeniyi göndeririz” sözleri onlar için yıllardır çalışarak İstanbul’da kurdukları düzenlerinin bozulması demek. ‘Ahmet’ diye tanınan Armen, sekiz yıldır Türkiye’de. “Beni kesseler buradan gitmem” diyor:

“Polis gelse elinde bıçak olsa ‘götürüyorum seni dese’ bir yere ayrılmam. Ben Müslüman oldum. Burada hiçbir sorun yaşamıyoruz. İnsanlarla hiçbir problemimiz yok. Herkes çok iyi. Evliyim, çocuklarım var. Onlar da benim yanımda. Ermenistan’dan ekonomik sorunlar ve işsizlik yüzünden geldik. Burada iyiyiz.”

İrina ise dört yıldır İstanbul’da. Erivanlı. Üç aylık vizelerle Türkiye’de kalıyor. Yeşilköy’de ve Tarabya’da çocuk bakıcılıkları yapmış. En son vizesini uzatıp döndüğünde işe alınmamış ve şu anda işssiz: “Altı kişi bir odayı paylaşarak yaşıyoruz. Git derlerse gideriz ne yapalım....”

Giyma Harutunyan “Ne sizde ne bizde herhangi bir kötülük yok. Beş yıldır Türkiye’deyim. Ermenistan’da nasıl rahat yaşadıysam, Türkiye’de de çok rahat yaşıyorum. Benim dedelerim buradan Ermenistan’a gitmiş. Geçmişte iki ülke arasındaki savaşlardan ve olaylardan biz sorumlu olmamalıyız. Başbakan’ın dediği gibi sınırdışı edilirsem mutlaka bir yolunu bulur yine Türkiye’ye gelirim” derken, Karina da şunları anlatıyor: “ Türkiye’de beş yıldır turist vizesiyle yaşıyorum. Gitmek benim için ekonomik ve sosyal anlamda çok kötü olacak. Tedirginim.”
Savul ticareti yapan 70 yaşındaki Yura Serkisyan “Politikacılar bu konuları karıştırıyor. Üzerinden çok zaman geçmiş kapanmış konuları deşmenin anlamı yok. Biz buradan gitmek istemiyoruz. Tüm Türk halkına teşekkür borçluyuz” diyor.

‘Başbakan yanlış yapıyor’
Oğlunun tedavi masraflarını karşılayabilmek için 12 yıl önce Türkiye’ye gelen 72 yaşındaki Hatun Nazaryan ise sokaklarda Rusya’dan gelen malları satarak geçimini sağlıyor: “Eskiden ne olduğu beni ilgilendirmiyor. Ne toprak ne para istiyorum. Ermenistan’da iş yok, güç yok.”
Anjin ise sekiz aydır Türkiye’de. Bir evde yatılı kalarak çocuk bakılıcığı yapıyor: “Tedirgin oldum. Ayda 500 dolar alıyorum. Enmenistan’da iş yok. Başbakan yanlış yapıyor. İnsanlara Ermeni olduğumu söyleyemiyorum, Gürcüyüm diyorum..”
Kumkapı’da bir internet kafe işleten ve Türkiye vatandaşı olan Jilber Acemyan ise şöyle diyor: “Hrant dink neden öldürüldü, hedef gösterildiği için. Bu bir hedef göstermedir. Burada tüm Ermeniler şu anda tedirgin. Bir iki Ermeni daha öldürülse ne olacak? 100 bin Ermeni giderse 70 bin Ermeni asıllı Türk vatandaşının da en az yarısı buradan gider.”

Sarkisyan: Geçmişi hatırlıyoruz
Ermenistan Başbakanı Tigran Sarkisyan, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ‘tehcir tehdidi’ni kınadı. Ermenistan parlamentosuna hitabında bu tehdidin 1915’te yaşanan acı hatıraları canlandırdığını söyleyen Sarkisyan, “Bu türden siyasi açıklamalar iki devlet arasındaki ilişkilerin gelişmesine yardımcı olmuyor. Türk Başbakanı bu türden açıklamalar yaparken, bizlerin aklına hemen 1915 olayları geliyor” diye konuştu.
Türkiye’de kaçak olarak bulunan Ermenilere ilişkin Avrasya Ortaklık Vakfı- İstanbul Kültür Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen araştırmanın geçen yıl açıklanan sonuçları şöyleydi:

* Yüzde 96’sı kadın, yüzde 4’ü erkek. Çünkü kadınlara yönelik işler daha çok...

* Kadınların yüzde 72’si ev temizliğinde, yüzde 18’i hastabakıcılık, yüzde 6’sı tezgâhtarlık yapıyor. Erkekler ayakkabıcıda ve kuyumcuda çalışıyor

* Ermenistan’a gittiklerinde, Türkiye’de çalıştıkları için eleştiriliyorlar.

* En büyük sorun Türkiye’de doğan çocukları... Sayıları 600-800 olarak tahmin edilen bu çocuklar ne Türk ne Ermeni vatandaşı olabiliyor.



Radikal