İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Çarşı grubu üyelerinin, darbe suçlamasıyla yargılandığı davaya devam edildi. Bazı tutuksuz sanıkların katıldığı davada avukatlar önceki duruşmada savcının açıkladığı mütalaaya karşı savunmalarını yaptı.

Sanık Savaş Yeşiltepe, olay tarihinde yeni evlendiğini ve balayında olduğunu belirterek otelde olduğuna dair belgeleri mahkemeye verdi. Sanık Hakan Tezel, “Yandaş değil renktaş olduğumuz için yargılanıyoruz. Beraat istemiyorum, beraat vermek zorundasınız.” ifadesini kullandı. Tezel, mahkeme başkanının, ceza verilmesi durumunda ertelenmesini isteyip istemediği yönündeki sorusuna, “Ne alakası var.” karşılığını verdi.

Sanıklardan Ayhan Güner, “Kimse Çarşı’yı itibarsızlaştırmasın. Dosyadaki şikayetçi polislerin hiçbiri bugün burada yok. Gezi’de bir sürü insan öldü, biz hükmü ertelesek ne olur ertelemesek ne olur?” diye konuştu.

Sanıkların ardından avukatlar söz aldı. Örgüt yöneticiliğiyle suçlanan sanık Cem Yakışkan’ın avukatı Ersan Şen, suçlamaları eleştirdi. Avukat Şen, “Eğer bir örgüt varsa, bunun nitelendirilmesi gerekir. Sanıkların iletişim tespit tutanağına göre, suç tarihlerinde Taksim ve Beşiktaş civarında oldukları belirtilmiş. O tarihlerde sokağa çıkma yasağı vardı da biz mi bilmiyoruz? Müvekkilim Cem Yakışkan’ın Gezi olayları vaktinde dışarıda telefonuyla gezmesi hangi toplantı ve gösteri yürüyüşü kanununa aykırıdır? Kaldı ki müvekkilimin yerleşme ve seyahat etme özgürlüğü vardır.” dedi.

Avukatı Ömer Kavilli, “Bugün günlerden Beşiktaş, bir aşk.” ifadesini kullandı. Çarşı davasının aynı zamanda Kanarya ve Cimbomluların da davası olduğunu belirten Kavili, “Çünkü Gezi davası halktır. Gezi olaylarında toplumda bir tepki vardı. Ancak bu tepki yalnızca Beşiktaş ve Taksim’de değildi. Emniyet kayıtlarına göre Türkiye’de 10 milyon kişi eylemlere katılmıştır. HTS raporları çerçevesinde sanıklara yöneltilen ‘olay yerinde bulunmuşlarsa gösterilere katılmışlardır’ bana göre düz mantıktır. Sanıkların bulunduğu yer İstanbul’dur. Bu sanıkların uzaktan kumandayla Ankara’daki hükümeti yıkmaları mümkün değildir” şeklinde konuştu.
Diğer sanık avukatları da savcının darbe ve örgüt suçundan beraat görüşüne katıldıklarını belirtti. İzinsiz gösteri suçundan istenen cezayı ise kabul etmediklerini belirten avukatlar beraat talebinde bulundu.