15 Temmuz kanlı darbe girişimiyle ilgili yargılamalarda FETÖ üyelerinin yargılamaları sulandırmaya dönük örgütlü savunma yöntemleri kullandığı ortaya çıktı. Cuntacılar yargılamayı hukuki zeminden çıkartıp spekülatif hale getirme çabasına girdi. FETÖ yargılamalarıyla ilgili hukuki tabloyu, sürecin nasıl işletilmesi gerektiğini Türk Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız'e sorduk...

FETÖ'de bir 'ajan istihbarat örgütü' yapısı var. Bu durum hukuki mücadeleyi de güçleştiriyor. Soruşturmaları, açılan davaları yeterli buluyor musunuz?

Normal suç örgütlerini ortaya çıkarmak ve mücadele etmek nispeten daha kolaydır. Ancak FETÖ yapılanmasının farkı, örgütün önemli bir çoğunluğunun bizzat devlet bürokrasisi içerisinde yer alan görevliler olması. Bu suç örgütüyle mücadele etme yükümlülüğü altında olan makamları işgal eden görevliler bu örgütün içerisinde yer almış. Bugün genel anlamda devletin duruma hakim olduğu kanısındayım. Hala belli zorlukla olsa da en azından bu örgütle mücadelede bakımından kararlı davranılmış, bütün zorluklara rağmen geri adım atılmamış ve belli bir aşama kat edilmiştir.

Hatalar yapılıyor eleştirileri her kesimden geliyor...

Hatalar yapılmış olabilir; önemli zaman içerisinde yargı organlarının ve genel olarak devlet kurumlarının duruma hakim olmasıyla birlikte, hataların ortadan kaldırılması ve daha önce yapılmış işlemlere karşı var olan hata iddialarının araştırılması. Bunun için her türlü idari ve yargısal karar ve işleme karşı bu denetim mekanizmalarının oluşturulması; doğru biçimde işletilmesi. İlk başlarda bu konuda sorunlar yaşandı. Neyse ki şu anda konuya ilişkin bir komisyonun kurulmuş olması yerinde. Yargısal denetimin de etkin bir biçimde işletilmesi gerekli. Bu sayede kamu oyunda yapılan işlemlerin hukuka uygun ve yerinde olduğu konusunda kanaat oluşturulabilecek.

FETÖ operasyonları başarılı ilerliyor mu?

Bence ilerliyor. Devlet içinde çok hızlı ve önemli bir temizlik gerçekleştirildi. Bu yapılırken de devlet mekanizmasının işleyişinde aksamalar yaşansa da tamamen durma söz konusu olmadı. Büyük bir kriz yaşanmadı. Bu arada yurt içinde yurt dışında askeri operasyonlar devam etti. Türkiye ciddi bir ekonomik kriz yaşamadı. Yine bu süreçte bir Anayasa değişikliği referandumu gerçekleştirildi. Önemli sayılarda ihraçlar gerçekleşmesine rağmen kolluk ve yargı faaliyetlerine devam etti. Darbe girişiminden itibaren bir yıl geçmeden iddianameler büyük ölçüde düzenlendi, yargılamalara başlandı; bunlardan bazılarında ilk derece mahkemeleri hüküm verdi. Şimdi bu kararlar kanun yolu mahkemesinde denetlenecek. Henüz daha bitmemiş, hepsine ulaşılamamış olabilir ancak adım adım ilerleyen bir süreç söz konusu.

Sanıkların sulandırma girişiminde bulundukları değerlendirmesi yapılıyor. Katılıyor musunuz? Bu yargılamayı nasıl etkiler?

FETÖ yargılamalarında sanıkların örgüt birliği içerisinde hareket ediyor olmaları anlaşılır bir durum. Sulandırma girişimine gelecek olursak; biz hukukta buna sulandırmak demiyoruz. Hukuk sistemimizde şüpheli kişi kendini ve yakınlarını suçlamaya zorlanamaz. Savunmalarında gerçekleri gizlemesi, yalan söylemeleri gibi davranışlarının yargılamaları önemli ölçüde etkilememesi gereklidir. Zira bir suça ilişkin yargılamadaki tek delil sanıkların beyanları değildir. Ancak örgütün kendi mensuplarının itirafları, ele geçirilen yazı veya dijital dokümanlar yargı organlarına gerekli delilleri sağlıyor görünmektedir.

İHRAÇ GEREKÇELERİ AYRINTILI ANLATILMADI

FETÖ yapısında bir örgütü hukuki olarak hem içeride hem dışarıda anlatmak nasıl mümkün olabilir?

Darbe teşebbüsü sonrasında FETÖ'nün içeride ve dışarıda izahı konusunda bir zorluk bulunmadığı kanısındayım. Zira bütün dünya bu örgütün mensuplarının neler yapabileceğini ve işi nereye vardırabileceğini gördü. Türk-Alman Üniversitesi'nde FETÖ'nün faaliyetleri ve yargılamalarını izahta güçlük yaşamıyoruz. Ancak özellikle akademisyenlerin KHK'larla ihraçlarının gerekçeleri çok ayrıntılı biçimde ortaya konulamadı. Bu ihraçlara karşı denetim mekanizmaları zamanında ve hızlı biçimde oluşturulamadığı için bunlar keyfi kararlar gibi gösterildi yurt dışında. Denetim mekanizmalarının hızlı bir biçimde işletilmesi, haksız ihraç söz konusuysa bunların yine hızlı bir biçimde telafi edilmesi, ihraçlar haklı bulunuyorsa makul gerekçelerle izah edilmesi gerekiyor.

YARGI KENDİNİ İYİLEŞTİRMELİ

2010 sonrasında FETÖ mensubu savcı ve hakimler tarafından pek çok hukuka aykırılıklar gerçekleştirildiği ortaya çıktı. Soruşturma ve kovuşturmalar için kendilerine tanınan yetkileri kötüye kullandılar. 15 Temmuz sonrası tasfiyeler gerçekleşince ciddi ölçüde tecrübeli hakim ve savcı eksiği ortaya çıktı. Yargının kendisini süreç içinde iyileştirmesi, tarafsız ve bağımsız kararlarla toplumda yargıya olan inancı yeniden tesis etmesi gerekli.


Haber: Hilal Öztürk / Karar Gazetesi