Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, yargıda şeffaflığa ilişkin ilk uluslararası metin olma özelliğine sahip olan İstanbul Bildirgesi ve İstanbul Bildirgesi (Etkin) Uygulama Tedbirleri’nde hassasiyet gösterilmesi gereken asıl noktanın, asgari standartların altında kalan ulusal uygulamalar olduğunu söyledi. Avukat olmayanların mahkemelerde “Maruf kişi” sıfatıyla vekillik görevini üstlenmesine zaten Yargıtay’ın da yaptığı basın açıklamasında itiraz ettiğini belirten Feyzioğlu, “Şu halde Yargıtay veya başka bir mercinin gündeminde Türkiye’deki standardı, az gelişmiş ülkelerin seviyesine indirmek olduğunu düşünmek, Türkiye hukuk devleti olduğuna göre, mümkün değildir. Çünkü avukat, hâkim ve savcı birlikte vardır. Sistemden avukat dışlanır ise, hâkim ve savcılar idarenin memuruna dönüşür. Biz bildirgedeki ileri düzenlemeleri okuyalım” diye konuştu.

Feyzioğlu, Yargıda Şeffaflığa İlişkin İstanbul Bildirgesinin 3’üncü maddesindeki “Mahkemeler avukatlık yetkisi olmayan uygun kişilerin mahkeme nezdinde tarafları temsil etmesine izin verebilir” ifadesi ile İstanbul Bildirgesi (Etkin) Uygulama Tedbirlerinin 3’üncü maddesinin 11’inci bendindeki “Yargı; koşulların gerekli kıldığı durumlarda, ruhsatsız uygun kişilerin mahkemede bir tarafa yardımcı olmasına izin vermelidir” cümlesine ilişkin eleştiriler ile özellikle konunun değerlendirme ve algılanma biçimine dair açıklama yapılmasının zorunlu görüldüğünü bildirdi.

HUKUKUNDA YER VERMEYEN DEVLETLER İÇİN HİÇBİR DEĞERİ YOKTUR

“Mahkemeler, avukatlık yetkisi olmayan uygun kişilerin mahkeme nezdinde tarafları temsil etmesine izin verebilir” ifadesinin tartışmalara neden olduğunu anımsatan Feyzioğlu, “Bu cümle bazı Afrika ülkelerinin ısrarı üzerine girmiştir.  Hukukunda buna yer vermeyen devletler açısından hiçbir değeri yoktur. Uluslararası metinlerde imzacı devletler kendi standartlarının altındaki düzenlemelerle hiç ilgilenmezler. Yüksek standartlara ise ulaşmayı hedef olarak koyarlar” diye konuştu.

YARGITAY’DAN HAKİMLER DE ESASEN İTİRAZ ETMİŞLERDİR

Bu metnin pek çok devletin imzaladığı asgari standartları içeren bir metin olduğunu vurgulayan Feyzioğlu, “Bu pek çok devletin imzaladığı asgari standartları içeren bir metin. İçinde Afrika ülkeleri de Asya ülkeleri de var. Bizim açımızdan elbette hiçbir şekilde avukat olmayanların mahkemelerde ‘Maruf kişi’ sıfatıyla vekillik görevini üstlenmesi kabul edilemez. Bu cümleye, Yargıtay’dan katılan hakimlerimiz de esasen itiraz etmişlerdir” diye konuştu.

AYNI NOKTADAYIZ

Yargıtay Başkanlığı’nın da, “İstanbul Bildirgesi ve İstanbul Bildirgesi (Etkin) Uygulama Tedbirleri Hakkında Kamuoyu Açıklaması” başlığıyla 9 Kasım 2018’de yayımladığı açıklamasında, “Tüm hukukçular tarafından bilindiği üzere, uluslararası nitelikteki insan hakları metinlerinin hiçbir hükmü, daha yüksek standarttaki bir ulusal uygulamayı etkilemez, sınırlandırmaz ya da bu yüksek standartların daha aşağıya çekilmesine yol açacak şekilde yorumlanamaz…  Bu sebeple, insan haklarına ve hukuka gönülden bağlı hukukçuların hassasiyet duymaları gereken asıl nokta, İstanbul Bildirgesinde yer alan asgari standartların üzerindeki ulusal kanun ve uygulamalar değildir. Tam aksine, asıl çaba gösterilmesi gereken konular, İstanbul Bildirgesindeki asgari standartların altında kalan ulusal uygulamalardır” ifadelerine yer verdiğini hatırlatan Feyzioğlu, şunları söyledi:

“BİZ BİLDİRGEDEKİ İLERİ DÜZENLEMELERİ OKUYALIM”

“Şu halde Yargıtay veya başka bir mercinin gündeminde Türkiye’deki standardı, az gelişmiş ülkelerin seviyesine indirmek yoktur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde de bazı hükümler bizim iç hukuk mevzuatımıza göre daha geridir. Böyle metinlere imza atan devletler kendi mevzuatları uluslararası metindeki düzenlemeden daha ileriyse kuşkusuz iç hukuklarını daha aşağıya çekmezler. Ancak daha ileri hükümler varsa o seviyeye yükseltmek için çalışırlar. Türkiye’nin gündeminde böyle bir şey olduğunu sanmıyorum. Bunun bir gündem yaratma girişimi olduğunu da şu aşamada düşünmüyoruz. Biz bildirgedeki ileri düzenlemeleri okuyalım. Şeffaflığı, denetimi sağlamaya yönelik çok güzel ilkeler var, onları görelim. Eksiklerimizi giderelim. Bildirgedeki geri kalmış ülkelerin seviyesine hitap eden söz konusu maddenin tüm ülkeleri o seviyeye çıkararak değiştirilmesi için uluslararası toplumla hep birlikte mücadele edelim. Bu cümleyi ısrarla bildirgede görmek isteyen bazı Afrika ülkelerinin standartını yükseltmelerine destek olalım.

TÜM GÜCÜMÜZLE KARŞI ÇIKARIZ. YARGITAY DA EMİNİZ DESTEKLER.

Ancak eğer bu bildirge mazeret gösterilerek bazılarınca Türkiye’nin standartını gelişmemiş ülkelerin seviyesine indirme girişimi olur ise eminim ki Yargıtay'la birlikte en etkili şekilde buna karşı gelir, milletimize bunun hukuk devletini doğrudan hedef aldığını anlatırız. Şu gün gündemde dahi olmayan bir konuya vakit ve enerji harcamak yerine asıl sorunlarımızın çözümü için çalışmaya devam ediyoruz. Yargıtay Başkanlığımızla da sürekli ve yapıcı iletişim içindeyiz.”

hukukihaber.net