DONANMA'DA ORAMİRAL KALMADI
Bölgesel güç olmak isteyen Türkiye'nin donanmasının operasyonlarla adeta tasfiye edildiğini de ileri süren Feyzioğlu şu görüşlere yer verdi:"Bölgesel güç ya da dünya gücü olmak isteyen ülke, dış politikada hakkını savunmak isteyen ülke donanmaya sahip olmalıdır. Güçlü bir donanman yoksa, ordun güçlü değildir. Ankara'da biliyorsunuz deniz yok. Ankara başkent. Dolayısıyla darbe yapmak isteyen Ordu önce Ankara'yı kontrol altına alacak. Darbe yapılacaksa Ankara'da yapılacak. Ankara'da donanma gücü yok, ama Balyoz davasında çökertilen ilk yer Donanma oldu. Son istifayla birlikte oramiral kalmadı. Oramiral adayı da kalmadı. Ben hukukçuyum, bana Balyoz davasını soruyorlar. Balyoz davasını bana sormayın. Balyoz davasını orduya sorun. Emir komuta kademesi etkilendi mi, liyakat sistemi kalktı mı? Bunları soracaksınız. Bağımsız dış politika için güçlü Silahlı Kuvvetler gerekir. Bunun için siyasete karışmamış, milli, disiplinli, moralli ve azimli Silahlı Kuvvetler gerekir. Genelkurmay Başkanı PKK'nın ikinci adamının ifadesiyle hapse atılmış bir Silahlı Kuvvetler değil. Avukatları toplayıp götürüyorlar. Bir meslektaşımız Suriye'deydi, uçağa atladı, geldi, teslim oldu. Kaçma şüphesiyle tutuklandı. O avukat, firkateyndeki görevini tamamladıktan sonra gelip teslim olan subayın tutuklanmasını kınadı mı bilmiyorum. Umurumda da değil. Malzeme vermekten, iklim yaratmaktan vazgeçin. Biz uzatalım elimizi ve kınayalım. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yapılırsa yapılsın karşı çıkmaya hazır mıyız? Ankara'daki, İzmir'deki insan hakkı ihlali için ayağa kalkıyorsak Şırnak'taki insan hakkı ihlali için de ayağa kalkmak zorundayız. Çünkü biz iki yüzlü davranamayız. Biz ezber bozmak zorundayız, Türkiye, düşünmenin, konuşmanın, düşünce açıklamanın kahramanlık olduğu bir yere döndü. Böyle bir ülkede demokrasiden söz edilemez."