Savcı Murat Çağlak’ın hazırladığı iddianamede, ‘fuatavni’ isimli Twitter hesabı açan kişi olduğu iddia edilen firari Said Sefa’nın ‘Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’, ‘Terör örgütü kurmak ve yönetmek’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapis cezası istendi. Said Sefa ile ilgili iddianamede şu ifadelere yer verildi: “Şüphelinin ‘fuatavni’ hesabını ilk açan kişi olduğu, sonrasında bu hesabın örgütün anonim hesabı haline geldiği, örgüt üyelerinin gönderdiği bilgilerin süzgeçten geçirilerek bu hesaptan topluma duyurulduğu değerlendirilmiştir. Şüphelinin hesabı ilk açan kişi olması ve hesabının devletin meşru hükümetinin yıkılması amacı ile kullanılması sebebi ile şüphelinin hesaptaki tüm paylaşımlarından sorumluluğu gereklidir. Örgüt içerisinde ara yönetici konumunda olduğu değerlendirilmiştir.”

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Murat Çağlak’ın hazırladığı iddianamenin “17 Aralık Süreci öncesi Örgütün Medyadaki Algı Faaliyetleri” başlıklı bölümünde, Ergenekon için “hayali örgüt” tanımı yapıldı.

FETÖ Ahmet Şık'ı etkisiz hale getirmek istemiş
İddianamede, “FETÖ/PDY’nin kamu kurumları içerisindeki üyelerinin kendisine muhalif olarak gördükleri medyayı etkisiz hale getirmek amacıyla harekete geçtikleri, Zaman Gazetesi’nde de buna paralel olarak, adı geçen kişilerin basın faaliyetlerinden değil de örgütsel faaliyetler çerçevesindeki eylemlerinden dolayı yakalanarak tutuklandıklarına dair haberlerin yapıldığı anlaşılmaktadır” görüşüne yer verildi.

Geçtiğimiz günlerde FETÖ propagandası yapmak suçlaması ile tutuklanan gazeteci Ahmet Şık ile ilgili olarak ise “(…) 19 Ocak 2011 Tarihinde Zaman gazetesi Soner Yalçın'ın gözaltına alınmasını işleyerek ABD Büyükelçisine atfen '"Ergenekon Dünyanın Neresinde Olsa Yargılanır" haberini yapmıştır. 06 Mart 2011 tarihinde ise “Odatv’deki belgelerden kaos taktikleri çıktı. Bu mu gazetecilik?” başlığı ile haber yapılmıştır. (Oysa 2011 yılında yapılan ODATV soruşturması kapsamında Soner YALÇIN, Barış PEHLİVAN ve Barış TERKOĞLU adlı kişilere ve Ergenekon soruşturması kapsamında Ahmet ŞIK ve Nedim ŞENER (Fetullah GÜLEN Yapılanması hakkında “İmamın Ordusu” isimli kitap yazarak örgütün faaliyetlerini deşifre etmeye çalışan) adlı kişilere uygulanan yakalama-gözaltı işlemleri ve soruşturma süreçleri irdelendiğinde ise; FETÖ/PDY’nin kamu kurumları içerisindeki üyelerinin kendisine muhalif olarak gördükleri medyayı etkisiz hale getirmek amacıyla harekete geçtikleri, Zaman Gazetesi’nde de buna paralel olarak, adı geçen kişilerin basın faaliyetlerinden değil de örgütsel faaliyetler çerçevesindeki eylemlerinden dolayı yakalanarak tutuklandıklarına dair haberlerin yapıldığı anlaşılmaktadır.) (…)” denildi.
İddianame İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.


CNN Haber