İSTANBUL- İstiklal Caddesi’ndeki Fransız Konsolosluğu’nun bahçesinde, ‘güvenlik’ kaygıları nedeniyle eliyle ağzını kapatarak konuşan hukukçu, “Evet” diyor, “Ben de Eyüp Can’ın çizdiği şekilde sürecin ilerlediğini düşünüyorum.” Kendisini “Öcalan’a yakın bir hukukçu” diye tanıtan kişi, Leyla Zana’nın Abdullah Öcalan’ın bilgisi dahilinde Başbakan Erdoğan’la görüşmüş olabileceğini vurguluyor. 

Radikal Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can dünkü yazısında, Öcalan tarafından Adalet Bakanlığı’na gönderilen, birer yıl arayla yazılmış iki ayrı mektubu açıkladı. Can, bir yıl önceki mektupta Öcalan’ın “Beni bu avukatlarla görüştürmeyin. Avukatlar söylediklerimi çarpıtıyor” dediğini, ikinci mektupta, önceki avukatlarıyla görüşmek istediğini anlattı. Can, Zana’nın Öcalan’ın bilgisi dahilinde Erdoğan ile görüştüğünü de belirtti. 
‘Öcalan’a yakın hukukçu’ da “Ben öyle olduğunu düşünüyorum” diyor. Öcalan ile Zana’nın, kendi deyimiyle ‘sofistike yol ve araçlarla’ görüşmüş olabileceklerini ifade eden hukukçu “Zana, Öcalan’ın adına hareket ediyor” diye konuşuyor. Zana’nın Öcalan’ı asla satmayacağını; avukatlarıyla ve örgütüyle bağı kopmuş Öcalan’ın da Zana’dan başka çıkış yolunun kalmadığını kaydediyor. İrlanda örneğinde olduğu üzere Zana’ya misyon yüklenildiğine dikkat çekerken, “Kürtler içerisinde itibarı sarsılmış, atıl haldeki Zana’ya liderlik yeteneklerini sergilemesi fırsatı doğdu” ifadesini kullanıyor. BDP’nin mesafeli tutumuna ilişkin soruyu, “Hangi BDP ?” sorusuyla yanıtlayıp, “Ben BDP’den habersiz olabileceğini düşünmüyorum” diyor. Hem BDP hem de devletin nezdinde ‘iyi polis-kötü polis’ denkleminin işliyor olabileceğini söylüyor. 
‘Kürt sokağında’ Zana’nın sembolik bir değer olduğunu fakat örgütsel anlam ifade etmediğini vurguluyor. Dolayısıyla Öcalan’ın katılmadığı bir çözümün de mümkün olmadığına işaret ediyor. Aynı şekilde Kürt sokağının, KCK operasyonlarına ve Uludere’ye rağmen çözümü hâlâ Erdoğan’dan beklediğini anlatıyor. Buna karşın, hükümetin öncelikle Öcalan’a ve ardından Zana’ya çok da güvenmediğini belirterek, “Kürt sorununa çözümün seçim ertesine, yani 2015 sonrasına bırakıldığını düşünüyorum” diyor. Peki, Zana projesi tutar mı? “Zor. Belki ramazanda ateşkes ilan edilir. O da iyidir. Bir iki can daha ölmemiş olur.” Hukukçu, Öcalan’ın avukatlarından yakındığı bilgisinin doğru olmadığını savunuyor. 
 
Öcalan’dan mektup 
Abdullah Öcalan’ın resmi avukatlığını sürdüren Asrın Hukuk Bürosu’ndan Avukat Rezzan Sarıca da hukukçu gibi düşünüyor. Sarıca, konuşması sırasında, Öcalan’ın 3 Şubat 2012’de büroya gönderdiği mektubu gösteriyor. Öcalan, iki sayfalık mektubunda, avukatlarıyla yaptığı görüşmelerin yetkisiz kimselerce izlenmesini ve kaydedilmesini ve avukatlarının tutuklanmasını protesto için ailesi de dahil kimseyle görüşmeyeceğini ifade ediyor. Avukatlarına operasyonu ‘hukuk garabeti’ diye nitelerken, savcılığın kendisini de sorgulaması gerektiğini ifade ediyor. Öcalan, kitlesinden şiddet eylemine yönelmemelerini istiyor.



Radikal