-"Biz hem yurttaşlarımızın canları yanmasın istiyoruz hem de devletin polisiyle halk arasına daha sonradan giderilmesi mümkün olmayan bir nefret duvarının çekilmesini önlemeye çalışıyoruz. Bizim yaptığımız budur"
 
-"Bizim arzumuz şu bir an önce sorumlular hakkında adli ve idari işlemlerin başlatılmasını bundan sonra olabilecek olayların caydırılması anlamında istiyoruz"
 
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Metin Feyzioğlu ve beraberindeki heyeti kabul etti. Feyzioğlu, yaklaşık bir saat süren kabulün ardından gazetecilere açıklamalara bulundu ve sorularını yanıtladı.
 
Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı Gül'ün olaylar nedeniyle üzgün olduğunu ve herkesin önemli dersler çıkarttığı düşüncesini taşıdığını belirterek, "Biz Cumhurbaşkanımızdan polisin uyguladığı şiddet eylemleri ile ilgili elimizdeki görüntüleri verdik. Bizzat şahit olduğumuz ya da meslektaşlarımızın yaşadığı çok önemli, çarpıcı olayları anlattık" diye konuştu.
 
Kızılay'a ambulansların girememesi nedeniyle kurulan geçici revirlerde yaşananları, polisin kalabalıkları etraftan çevirip tehlikesizce dağılmak amacıyla ve sınırlı olarak kullanılması gereken gazı cezalandırmak amacıyla kullanığını ifade ettiklerini anlatan Feyzioğlu, amaçlarının polisi ve siyasi iktidarı yıpratmak olmadığını söyledi.
 
Feyzioğlu, "Tam aksine şunu ifade ettik, eğer amacımız siyasi iktidarı yıpratmak veya polis teşkilatını hırpalamak olsa hiçbir şey yapmamıza gerek yok kenara çekiliriz ve polisin bu şiddet uygulamalarını devam ettirmesini bekleriz. Oysa biz hem yurttaşlarımızın canları yanmasın istiyoruz hem de devletin polisiyle halk arasına daha sonradan giderilmesi mümkün olmayan bir nefret duvarının çekilmesini önlemeye çalışıyoruz. Bizim yaptığımız budur" diye konuştu.
 
Cumhurbaşkanı Gül'e görüşmelerinde gaz bombasının kullanımıyla oluşan zararları ve baro avukatlarına yapılan olumsuz müdahaleleri de anlattıklarını ifade eden Feyzioğlu, medyada sadece kapsülün gösterildiğini, yakın mesafeden sıkıldığında ise gaz tüfeğinin çekirdeği insanların vücutlarına saplamak için kullanıldığını ileri sürdü.
 
Feyzioğlu, Ankara Barosu'ndan CMK nedeniyle görev yapmak için karakollara gitmek isteyen meslektaşlarının üzerine bilmeden de olsa gaz bombası atıldığını Gül'e izah ettiklerine işaret ederek, açıklamalarına çeşitli gerekçelerle mazeret üretilebileceğini kaydetti. Mazeret üretmenin ders çıkarılmasını önleyeceğine dikkati çeken Feyzioğlu, "Bizim arzumuz şu bir an önce sorumlular hakkında adli ve idari işlemlerin başlatılmasını bundan sonra olabilecek olayların caydırılması anlamında istiyoruz" dedi.
 
"Cumhurbaşkanımızı kararlı gördüm" 

Feyzioğlu, sosyal paylaşım sitesi Twitter'la ilgili de görüşlerini bildirdiklerini, Twitter üzerinden yapılan yazışmaların içeriklerini öğrenebildikleri kadarıyla arz ettiklerini, suç unsuru taşımadığını, son derece masum halk hareketinin kendi içerisinde spontane örgütlenmesinden ibaret olduğunu Gül'e ifade ettiklerini bildirdi.  Taleplerinin twit atan gençlerle ilgili soruşturma konusunda gösterilen aceleciliğin, polislerin yaptığı uygulamalar konusunda da gösterilmesi olduğunu belirten
 
Feyzioğlu, şunları kaydetti:

"Dolayısıyla isteğimiz halka sayın Cumhurbaşkanının sorumlular hakkında gereğinin yapılacağının güvencesini bir kez daha vermesiydi. Sayın Cumhurbaşkanı biliyorsunuz pazar günü yaptığımız Türkiye Barolar Birliği'nin yaptığı müdahale çağrısına cevap vererek, tansiyonun düşmesini sağlamıştı. Ancak doğaldır sayın Cumhurbaşkanının ve yüksek makamlardaki devlet görevlilerinin, olup biteni başka gözlerden de görmesi, dinlemesi gerekiyordu. Biz hiçbir beklenti içerisinde olmadan bunu yapacak en etkili ve önemli kuruluş olarak görevimizi yerine getirdik. Ben sayın Cumhurbaşakınımızı son derece anayışlı ve ve gereğinin yapılması konusunda kararlı gördüm."
 
Feyzioğlu, olaylar dindikten sonra bir cadı avı başlatılacağı, terörle terörle mücadele mahkemelerinin önüne göstericilerin getirileceği şeklindeki duyumlarını Gül'e aktardıklarına dikkati çekerek, "Böyle bir cadı avı olmayacağını, olmasına ihtimal vermediğini ifade etti. Bunu da biz yeterli güvence olarak görmek istiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
 
Gözaltı sayısına ilişkin bir soru üzerine Feyzioğlu, sağlıklı bir rakam bulunmadığı bilgisini verdi. Sayının sürekli değiştiğini ve bunun tam anlamı ile gözaltı olmadığını, yakalanan ve savcıya sevkedilenlerin hızlıca tahliye edildiklerini belirten Feyzioğlu, "Bu konuda bizim de yaptığımız girişimler gözaltında sayısında ciddi şekilde azalma var. Umut ediyorum sadece şiddete başvuranlarla sınırlı olarak ve hürriyetleri olabildiğince kısıtlamadan işlem yapılır" diye konuştu.
 
Feyzioğlu, polisin slogan atanla otobüs durağını yakan arasında fark görmediğini öne sürerek, siyasi iktidarı eleştirmek için konuşanla öbürünü de aynı kefeye sokup aynı yerden aldığını söyledi. Polisin adliyeye sevkettiği üç grup insan bulunduğunu vurgulayan Feyzioğlu, "Bir; dünyanın en barışçı gösterisini yapanlar, sadece slogan atanlar. Hepsinin ortak paydası daha fazla özgürlük. Diğeri bunlar slogan atarken kenarda bekleyenler. Ne olup bittiğini anlamaya çalışanlar. Birde üçüncü ve çok çok az sayıda kişi var, bunlar da marjinal gruplar. Bu kitlenin biraraya gelmesini kendi amaçları için kullanmaya çalışanlar, yani şiddete başvuranlar" ifadesini kullandı.
 
Polisin görevinin şiddete başvuranları yakalamak olduğu halde arada fark görmediği için herkesi savcının önüne getirdiğini iddia eden Feyzioğlu, acımasızca dövülen veya gözaltına alınan bir kişinin yerine 50-100 kişinin meydana indiği dile getirdi.
 
Feyzioğlu, şunları söyledi:

"Dolayısıyla bu hareketi önleyebilmek ve normalleşmeyi sağlayabilmek için polis şiddetinin derhal sonlandırılması lazım. Sorumlular hakkında yasal işlemlerin başlatılması lazım. Buna göz yumanların bulunup derhal tedbiren görevden el çektirilmesi ve bu yapılanların halka anlatılması lazım ki, devletle halk karşı karşıya gelmesin. Araya nefret duvarı örülmesin. Aksi takdirde bugün insanlar evine gider. Ama yarın hangi kıvılcımla ne olacağını bilemeyiz."
 
Bir soru üzerine, görüşmede herhangi bir yetkili veya sorumlu hakkında konuşmadıklarını, konuyu genel kapsamlı ele aldıklarını anlatan Feyzioğlu, Gül'ün ne kastettiğinin kendisine sorulması gerektiğini belirtti. Feyzioğlu, kendileri de dahil olmak üzere, basının ve herkesin olanlardan dersler çıkarttığına işaret etti.
 
Feyzioğlu, "Özellikle siyasi iktidar temsilcilerinin halkı provake edici beyanlardan kaçınması gerektiğini söyledim. Zaten bu konuda tüm Türkiye'nin hem fikir olduğunu sanıyorum" dedi.


AA