Sabah Gazetesi'nden Barış Soydan'ın etik rehberi haberi şöyle;

Bugünkü soru gazeteci bir arkadaşımdan:

Gündemde hakim ve savcı adaylarının yaşam tarzlarının denetlenmesiyle ilgili haberler var. Yargı mensuplarının yaşam tarzlarının denetlenmesi sence ne kadar etik? Başka bir soru: Bir avukatla gönül ilişkisi yüzünden meslekten atılan hakimin öyküsü, bu haberler vesilesiyle yeniden gündeme geldi. Hakimle avukatın aşkı etiğe aykırı mı?

Yargı etiği tartışmasına girdik mi çıkmak güç. Öteki sorunun yanıtı ise basit: Dünyanın her yerinde hakimlerin, davanın taraflarından biriyle "özel ilişkiye" girmesi (Aşk ya da iş ilişkisi) etiğe aykırı. ABD'den ilginç bir örnek: İki cinayetten idam alan Charles Dean Hood'un infazı, hükmü veren kadın hakim Verla Sue Holland'ın, davanın savcısıyla aşk yaşadığının ortaya çıkması üzerine durdurulmuştu.

Yargı etiğinde evrensel kuralları koyan Birleşmiş Milletler'in Bangalore İlkeleri çok net:

-Hâkim, genelde toplumdan, özelde ise karar vermek zorunda olduğu ihtilâfın
taraflarından bağımsızdır.

-Hâkim, kendi mahkemesinde hukuk mesleğini icra eden kimselerle olan bireysel ilişkilerinde, objektif olarak bakıldığında tarafgirlik veya bir tarafa meyletme görüntüsü ya da şüphe doğuracak durumlardan kaçınmalıdır.

-Kamunun sürekli denetim sujesi olarak hâkim, normal bir vatandaş tarafından sıkıntı verici olarak görülebilecek kişisel sınırlamaları kabullenmeli ve bunlara isteyerek ve özgürce uymalıdır.

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yargı etiği ilkeleri de benzeri şeyleri söylüyor: "Hakimler her türlü çıkar çatışmasından ya da çıkar çatışması olarak algılanabilecek her türlü duruma düşmekten kaçınmalıdır."

Ve Amerikan Barolar Birliği'nin yargı etiği ilkeleri de: "Bir hakim eğer tarafsız kalamıyorsa, yani bir konu hakkında güçlü duygular taşıyorsa veya davacı ya da savunma tarafını kişisel olarak tanıyorsa, yargı etiği gereği olarak davadan el çekmeli ve davanın başka bir hakime verilmesini talep etmelidir."

Dönelim ilk soruya. Ama dediğim gibi o daha çetrefil bir mesele. Ama yine de bir şey net: Türkiye'de yargının hiç etik sorunu yok mu yani? Kendimizi kandırmayalım, tabii ki var. Öyleyse etik denetimine de gerek var. Ama denetimin tarafsız ve bağımsız yapılması şartıyla.