Anayasa Mahkemesi'nin 48. kuruluş yıldönümü nedeniyle Yüksek Mahkeme'de tören düzenlendi.

Kılıç, Anayasa Mahkemesi'ne yeni seçilen üyelerin yemin etmelerinin ardından yaptığı konuşmada, "halkın iradesini emanet etmediği odakların hazırladığı, bu nedenlerle de evrensel değerlerin, ilkelerin, ölçülerin esas alınmaması sonucunda Anayasanın sıkça değiştirilme ihtiyacı ile karşı karşıya kalındığının bir gerçek olduğunu" kaydetti.

Haşim Kılıç'ın konuşmasından öne çıkanlar:

- Yargıyı ideolojik vesayet altında tutmak isteyenler, tarafsızlık ve bağımsızlıktan rahatsız olanlardır. Her konuda farklı düşünebiliriz ancak yargının tarafsızlığı konusunda herkesin ittifak etme zorunluluğu vardır.

- Yargı, gelecek kuşaklara kapanmamış hesap bırakmamalıdır.

- Yasama, yargı ve yürütme gücünü kim kullanırsa kullansın yasal güvencelerin arkasına saklanarak hukuk dışı yöntem ve yollarla ülkeyi, demokrasiyi ve cumhuriyeti kurtarma düşüncesinden vazgeçmelidir.

- Yargıda bağımsızlık ve tarafsızlık adına yaşanan tüm olumsuzlukların kaynağında insan ve ona bağlı nitelikler bulunuyor. Yargının kendi içinden kaynaklanan sorunlarını ortaya koymaya çalışırken tek bir yargı mensubunu dahi hedef almadan sistemin öz eleştiri kapsamında bir değerlendirmesini yapmak arzusunda olduğumu peşinen ifade etmek isterim. Kastım yargı mensuplarının canını acıtmak değil yargının canını acıttığı insanların bilmesi gereken sorunları ortaya koyabilmektir.

- Yargı, sorunlarına ilişkin öz eleştirisini yapma cesaretini göstererek çözüm yollarını doğrudan topluma önerebilmeli, çocukluk dönemine ilişkin hastalıklarından kurtulma zamanının geldiğini anlamalıdır. Bağımsızlığa ve tarafsızlığa teslim olmayı reddedenler ayakta kalamayacaklardır. Unutulmamalıdır ki taraflı ve bağımlı bir yargının hiçbir dönemde kazananı olmamıştır.

- Hukukun gücünün azaldığı yerde güçlünün hukuku geçerli olur.

- Hukuk dünyası yargılanan kişilerin itibarı ve makamı ile ilgilenmez, ama uygulama bunu teyit etmiyor. Cezaevlerinde yatanların yarısından fazlası tutukludur.

- Halk hangi yargı organında kaç kişi var, bununla ilgilenmiyor. Yargıtay'ın yoğun bir iş yükü bulunmaktadır.

- Yüksek yargı organlarına başvurunun yüksek olmasının sebebi, ara kademelerin işlemiyor olmasıdır. Acil bir yargı reformu gereklidir. AB İlerleme Raporu'nda da bu işaret edilmiştir.

- Yüksek yargıda seçim telaşının olmadığı günler sayılıdır diyebililirz. Bu zaman kaybına ve gruplaşmaya neden oluyor.

- Yüksek yargıdaki seçim sisteminin objektif kriterlere göre yeniden düzenlenmesi gerekir. Kurullardaki görüşmeler gizli tutulmamalıdır. Toplumun yargıyı nasıl algıladığını yargı mensupları merak etmelidir. Yüksek yargıda görüşmeler kayda alınmalı, kamuoyuna açıklanmalıdır. Şeffaflık dönemi başlamalıdır.

- Hakim ve savcıların örgütlenme hakkı yadırganamaz. Örgütlenme özgürlüğünün bağımsızlık ve tarafsızlığı olumsuz etkilememesi gerekir.

- Yargıda yapılacak değişikliklerin tepkisel düşüncelere dayanmaması en büyük dileğimizdir. Anayasa değişikliği tepkisel düzenlemeler içermemeli, yeni bir bağımsızlık tartışması başlatmamalıdır.

- Anayasaların içeriği kadar yasalaşması da çoğulcu bir süreci yansıtmalıdır.

- Yaratılan siyasi gerilim birilerini taraf olmaya yöneltiyor.

- Siyaset kurumunun iç işleyişindeki olumsuzluklar, ülkemizin hayati derecede önemli sorunlarının çözümünü güçleştirmektedir. Oysa demokratik bir rejimde siyaset sorun yaratma değil sorunları çözme sanatı olarak tarif edilir. Siyasetin gerilim yaratma sanatı olmadığını görmek halkımızın en doğal hakkıdır.

- Halkın beklentisi, çözüm projeleri üzerinde anlaşma sağlanmasa bile siyaset önderlerinin, demokratik bir zeminde buluşması ve sorunların konuşulabildiğini göstermesidir. Bunu beceremeyenler bilin ki barış üretemezler.

- 'Kurumlar yıpranmasın' anlayışının arkasında ülkeye nasıl bir bedel ödettirildiğinin farkında olduğumuzun bilinmesi gerekir. Hangi kurum veya kuruluş mensubu olursa olsun hukukun dışına çıkan bir eylemi sabit olduğunda onu koruma ve kollama çabaları yerine bedelini kendisinin ödemesine imkan sağlanması halinde kurumların yıpranması önlenmiş olacaktır. Yargı ise bu bedeli ödetme ve hesap sorma makamıdır. Başka bir anlatımla yargı, gelecek kuşaklara kapanmamış hesap bırakmaması gereken bir güçtür.

- Yüce Atatürk'ün temellendirdiği Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile tutunmuş herkesin düşüncelerini, inançlarını ve duygularını dolu dolu yaşamaları için gerekli zemini oluşturmak, demokratik bir hukuk devletinin en temel ödevidir. Böyle bir devletin yeni sorunlara, eski cevaplarla karşılık verme hakkı yoktur.

Anayasa Başkanı Haşim Kılıç, sözlerini "Çağı yakalama inancı ile hazırlanmış evrensel değerler ile örtüşen, ekonomik, sosyal, siyasal, hukuksal çözüm önerileri, insan onurunu yücelten en aziz toplum projeleridir. Son söz olarak önerim şudur: Onurlu insan, güçlü Türkiye" diyerek bitirdi.

Törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcıları Cemil Çiçek, Bülent Arınç, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu, bazı yüksek yargı üyeleriyle çok sayıda davetli katıldı.

Gül ve Şahin kuruluş yıldönümünü kutladı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, hukuk devletinde temel hak ve hürriyetlerin güvence altına alınmasının esas olduğunu belirterek, "Anayasa Mahkemelerinin esas varlık nedeninin de temel hak ve hürriyetlerin teminat altına alınması olduğu dikkate alındığında, bu kurumların hukuk devleti ilkesi açısından hürriyetçi demokrasilerdeki önemi daha iyi anlaşılmaktadır" dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, bir mesaj yayımlayarak Anayasa Mahkemesinin 48. kuruluş yıl dönümünü kutladı. Anayasa Mahkemesinin 25 Nisan 1962'de göreve başladığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, yarım yüzyıla yaklaşan tarihiyle anayasa yargısı alanında önemli bir birikime ve deneyime sahip olduğunu ifade etti.

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'a gönderdiği kutlama mesajında, "Kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve TBMM İçtüzüğü'nün şekil ve esas bakımından Anayasaya uygunluğunun denetimini yapan Yüksek Mahkeme, hukuk devleti ilkesinin korunması bakımından hayati bir görevi yerine getirmektedir. Demokratik sistemimizin sağlıklı bir şekilde işlemesine hizmet eden Anayasa Mahkemesi, görevini yaparken, Anayasamız tarafından teminat altına alınan temel hak ve hürriyetleri de korumaktadır. Yüksek mahkeme, kuruluşundan bugüne kadar Anayasamızın kendine tanıdığı yetkiler çerçevesinde görev yapmaktadır. Anayasa Mahkemesinin kuruluşunun 48. yıl dönümünü, 'Yargı Bağımsızlığı, Tarafsızlığı ve Sorumluluğu' konulu bilimsel bir toplantıyla kutlamanızı da anlamlı bulduğumu ifade etmek isterim. Uluslararası katılımla gerçekleştirilecek toplantıdan çıkacak görüşlerin, hukuk alanındaki çalışmalara katkı sağlayacağına inanıyorum. Bu duygularla, Anayasa Mahkemesinin 48. kuruluş yıl dönümünü kutluyor, yeni ant içecek üyelere ve değerli çalışma arkadaşlarınıza sağlık ve mutluluk diliyorum" dedi.

AA