Bayrampaşa Cezaevi'nde 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan 2000 yılındaki Hayata Dönüş Operasyonu'yla ilgili davaya mağdurların verdiği ifadeler damgasını vurdu. Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde önceki gün başlayan davanın dünkü duruşmasına müşteki olarak katılan Sema Kavuk, adli tıpta gördüğü manzarayı anlatırken, kömürleşen iki ceset arasından kardeşini, dişine yaptırdığı dolgulardan teşhis ettiğini söyledi. Operasyonu televizyonda duyduğunu ve cezaevindeki kardeşi Fırat'ın hayatından endişe ettiği için Bayrampaşa'ya gittiğini vurgulayan Kavuk, kardeşinin silahla öldürüldüğünü ileri sürdü. Olay sırasında cezaevinde bulunan Bekir Şimşek ise o günü şu sözlerle aktardı: "Daha kapılar açılmadan parmaklıklar arasından uzun namlulu silahlarla insanları taradılar. Yaralananların üzerine diğer arkadaşlar kapandı. Bu kez onların üzerine ateş açtılar."

Olaylar sırasında kardeşini kaybeden Sema Kavuk, müşteki sıfatıyla katıldığı dünkü duruşmada, kardeşini adli tıpta nasıl teşhis ettiğini anlattı. Ölüm orucunda bulunan kardeşini görmek için cezaevine gittiğini belirten Kavuk, şunları söyledi: "Cezaevine yaklaştırılmadım. Kardeşim Fırat Kavuk'un Edirne F tipinde olduğu söyleniyordu. Hastaneleri aradım, sonra da adli tıpa gittim. Morga indim. Gördüğüm manzara karşısında günlerce kendime gelemedim. Yanmış vaziyetteki iki ceset bir yerdeydi. Renkleri kömür şeklindeydi. Kardeşimi göremedim, girerken ilk gördüğüm cesedin yanına gittim. Etrafında biraz dolandıktan sonra cesedin gözlerinin olmadığını gördüm. Tamamen yanmıştı. Sol omuza yakın bir yerde delik vardı. Daha sonra ağzını açtım. Dişlerinin ağrıdığını söylemişti, dolgu yapıldığını söylüyordu. Buradan ve burun kemiğinin çıkıntısından bu cesedin kardeşim Fırat Kavuk'a ait olduğunu anladım. Kardeşimin kendisini yaktığı söylendi. Kardeşimin ölüm sebebi yanma değil, kurşundur."

OPERASYONU YAPANLAR ERGENEKON'DA TUTUKLANDI

Duruşmada söz alan müştekilerden Ahmet Tamer, olay sırasında Bayrampaşa Cezaevi'nde olduğunu belirterek operasyonu yapanların amaçlarının tutukluları F tipi cezaevlerine göndermek olduğunu söyledi. Tamer, 'Hayata Dönüş'le ilgili Ergenekon örgütü imasında bulunarak operasyonu planlayan ve aynı zamanda F tipi cezaevlerinin mimarı olan birçok kişinin daha sonra Ergenekon davasından tutuklandığını ifade etti. Tamer, "İlginçtir ki bu insanların bazıları yıllar sonra Ergenekon soruşturmasında tutuklandılar ve bizi göndermek istedikleri bu F tipi cezaevlerinde kendileri bile kalamadılar. Hepsi hastalık veya farklı bir bahane ile başka cezaevlerine nakledildi." dedi.

Müştekilerden Bekir Şimşek de, "Katliam için gelenler, idare tarafının girişinde daha kapılar açılmadan parmaklıklar arasından uzun namlulu silahlarla tarayarak birçok insanı yaraladı. Biz bu saldırıya karşı, sloganlarımızla karşılık verdik. Amaç bizi düşüncelerimizden vazgeçirmekti. Bize 'Teslim olun!' diyorlardı. Arkadaşlardan birisi yaralandı mı diğeri üzerine kapandı. Bu kez kapanan arkadaşın üzerine ateş ediliyordu. Görerek ateş ediyorlardı." dedi. İlk duruşmada konuşan astsubay Vedat Ceylan'ı şaşkınlıkla dinlediğini belirten Bekir Şimşek, "Onu dinledim. Bu astsubay hiçbir şey hatırlamıyor. Ya bir hafıza sorunu var ya da yalan söylüyor. Bunun anlaşılması için, o astsubayda hafıza kaybı var mı anlaşılması için Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevkini talep ediyorum." diye konuştu. Şimşek, "Olaydan bugüne 10 yıllık süre geçti; ancak bu kişiler sorumlu değil. Olayda sorumlular başbakan, adalet bakanı, içişleri bakanı, tüm bakanlar kurulu üyeleridir. Genelkurmay da sorumludur. En üstten en alta kadar bu operasyonda yer alan herkes sorumludur, suçludur." ifadelerini kullandı. (Zaman)